Yağmur yağdı!
Eğer hali hazırda yayın yapan bir gazetenin genel yayın müdürü olsam, atacağım başlık bu olurdu. Ve muhabirlerime yağmur öncesi durumu, yağmurun yağışını, yağmur sonrasını tüm detaylarına kadar haberleştirmelerini isterdim. Çünkü, mart ayında doğan ve evde bizle beraber yaşayan kedimiz Beyaz, yağmurla yeni tanıştı. Bana `Babu bu ne!` demedi ama, ne camın başından ayrıldı ne de balkona biriken yağmur suyundan içmekte terettüt etmedi. Bilirsiniz kediler pis suyu içmez.
Yani anlayacağınız bu memlekete yağmur yağması artık büyük bir olay. Sadece büyük bir olay değil, aynı zamanda hayati bir olay. Siz de `Yağmur yağdı` manseti atmayı gerektirmiyor mu? Atikhisar Barajımızda su oranı yüzde 22`ye düştü. Belediye Başkanı Ülgür Gökhan geçen hafta DSİ Balıkesir Bölge Müdürünü ziyarete gitti. Yanın da eşim Belediye Başkan Yardımcısı Handan hanım da vardı. 150 bin nüfusu barındıran Çanakkale için endişe dolu arayışta Başkan ve yardımcıları. Derin kuyuların durumlarını inceliyorlar bir yandan. Şehir merkezlerinde yaşayanlar olarak suzusluğun ne büyük bir sıkıntı olduğunu unuttuk biz tabi. Ama bir boru patlağı olsa ve iki üç saat su akmasa, ağzımıza geleni söylemekten de geri kalmayız. O derece de duyarlıyızdır!
Bakın bu yıl, tarımsal sulamada da büyük sıkıntılar yaşandı. Eğer barajlar kışın dolmazsa seneye daha büyük sıkıntılar yaşayacağımız kesin. Onun için hem suyumuzu harcarken, hem de yağmurun yağmasını arzularken biraz daha duyarlı olalım. Mesela orman olmayan yere yağmur yağmayacağını bilelim.
"Yağmur bulutlarının ormanı görünce duygusallaştığını ve gözyaşı gibi sularını buralara bıraktığını bilelim!" İlkokul ikinci sınıfta öğrendiğimiz için unutmuş arkadaşlar vardır diye belirtmek istedim bunu da!
Biliyorsunuz, yine geçtiğimiz Cuma Diyanet İşleri Başkanlığı da Türkiye`de yağmur duasına çıkılmasını istedi. Sanırım bir çok yerde yapılmıştır. Ama Çanakkale ve bu bölge o gün yağmura kavuştuğu için es geçilmiş olabilir. Olsun, Allah yapılan duaları kabul etsin. Bereketini göndersin.
Ve benim de bu hafta herhangi bir yazıda `Teyemmüm Abdesti` nasıl alınır diye bir bilgilendirme yapma düşüncem vardı. Gençler bilmez ama, önemli bir konudur. Öyle elini kolunu sallayarak gezilmez bazı durumlarda. İbadet etmek için abdest şarttır. Eğer su yoksa, toprakla abdest alınır. Bilmeyenler ya da unutanlar için hatırlatayım. Kadın erkek fark etmez. Aynıdır. Önce niyet edilir ve besmele çekilir. Eller kuru bir toprağa sürülür, silkelenir. Önce yüze. Sonra sağ el ve kola. Sonra sol el ve kola sürülür. Her işlemde eller toprağa sürülür. Vücudumuzda kirli yerler varsa oralara da aynı şekilde uygulanır. Bu yazdıklarıma gülüyor musun bilmiyorum. Ama, dünyada ileriyi gören tüm insanlar suyun değerinin farkında. Dünyada su savaşları çıkacağını da bilmeyen kalmadı. Biz görmeyiz falan da diyorsanız yanılıyorsunuz derim ayrıca.
Evet çok şükür ki, yağmur yağdı. Bu duruma en çok sevinen ise sevgili eşim Handan hanım oldu. Kendini tutamayıp, müdürleriyle beraber Kirazlıya kadar gitti. Savakları inceledi. Su akışlarını kontrol etti. Ve inanın bütün hafta sonu, bulutların konumuna bakarak geçirdi.
Bitiriken, Gökkuppede bizimle birlikte olan sevgili abimiz Salim Başol Özyayla`nın 2012 yılında yazdığı, "Yağmurlar.." yazısını Belediye Başkanımızın fesbuk hesabında gördük haftasonu. Bundan sekiz yıl önce yağmurun sesini ve de kıymetini bize hatırlatan `Gemici`yi de rahmetle anıyorum...
