ŞİMDİ NE OLACAK
Sonucu önden söyleyelim, hiçbir şey olmaz. Bugüne dek ne olduysa şimdide aynısı olur. Ta eski Osmanlıda rüşvet ve yolsuzluktan bilmem kaç sadrazamın kellesi uçurulduğu halde, arkadan gelen sadrazamlarda aynı yolu seçip, kellelerinin gitmesi uğruna rüşvetten ve yolsuzluktan vazgeçemedikleri görülmüş, sıyıranlar köşeyi dönüp boğaz içinde yalılar, köşeklerde hayatlarını sürdürmüşler.
Yakın tarihimizde de rahmetli Bülent Ecevit 215 te kalıp (AP) adalet Partisinden kumar borcu olmayan 11 kelle istemiş 11 kelleyi de bakan yapmış. İçlerinden Tuncay Mataracı ve Hilmi İşgüzar biri matarasını doldurmaktan, diğeri iş bitirmekten yüce divan da yargılanmasından mahkûm olmuşlar, mahkûmiyetleri sonucu Tuncay Mataracı seçim bölgesi Rize vilayetinde davul zurnayla karşılanıp, şehir stadyumunda 10 binlerce Rizeli seçmen tarafından alkış tufanına tutulduğuna pek çoğumuz tanık olduk.
Yine yeni tarihimizde başbakanlık yapmış Tansu Çiller Hanım, Boğaz içinde milyon dolarla almış olduğu köşkün, anasından mirası yoluyla kalan çıkınından servet ile satıl aldığını açıklamıştı.
Zamanımızda sünnet ve evlilik düğünlerinde takılan, takılar moda oldu. Milyonlarca tutan dolar, altınlar kamyonetlerle düğün salonundan taşındığını kimse görmemiş gösterilmemiş, görgüsüzlük yapılmamış.
Soruşturma sırasında, ayakkabı kutularından insan boyu 7 çelik kasalarda el konulan milyon dolar ve altınlar faizleriyle birlikte sahiplerine iade edilmiş, faiz haram olduğundan Kızılay’a bağışlanmış, Kızılay’ın Ay’ı kızıldan kırmızıya dönüşmüş, para sayma makinelerine sahip çıkmamış, kimsesiz çocuk gibi orta yerde piç gibi kalmış.
Saltanatı seven bir toplumun, 600 yıl yaşasın padişahım diye bağırmış, ötesi hikâyedir. Rahmetli Atatürk millet yapmaya çalıştı onu da başta İngiltere, Amerika önledi, şimdi bizi Ortadoğu bataklığına ittirdiler.
Hoşçakalınız.
