Damla Yeltekin

damlayeltekin@gmail.com

Sandıktan civciv mi çıkacak kuş mu çıkacak?

Seçime bir haftadan kısa bir süre kala, seçim dışında herhangi bir konu neredeyse konuşulmazken; yazabileceğimiz yazılar da 14 Mayıs oluyor.

2171
14 Mayıs tarihinde, yurttaşlar bir karar verecek. Türkiye; 13. Cumhurbaşkanını ve 28. Dönem Milletvekillerini seçecek.
 
Cumhurbaşkanı adayları alfabetik sıralamaya göre, Kemal Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce, Recep Tayyip Erdoğan ve Sinan Oğan oldu. 
 
Milletvekili seçimlerinde ise 26 partiden 13`ü seçime tek başına girecekken diğer 13 parti de 5 ayrı ittifak çatısı altısında; oy pusulasındaki yerini aldı.
 
Milletvekili aday listesi vermeyen ve oy pusulasına yazılmayacak DSP, HÜDA PAR, Saadet Partisi, DEVA, Gelecek, DP, EMEP ve HDP partilerinin de eklenmesiyle 21 siyasi parti, 5 ayrı ittifak ve seçime giren diğer siyasi partilerin her biri farklı bir şey söylese de; dünyaya ve ülkeye bakış açıları farklı olsa da 14 Mayıs seçimlerinde siyasilerin ortaklaştığı bazı konular var.
 
Öyle ya da böyle; önümüzdeki hafta Pazar günü gerçekleşecek seçimler; bir referandum niteliğinde. 15 Mayıs`a uyandığımızda; öyle ya da böyle başka bir ülkeye uyanmış olacağız.
 
Belki de bu nedenle "kararsız" seçmenin oranı anketlere göre 7-15 oranında değişiyor. (tabii her anket firması ne kadar objektif... tartışılır) 
 
Önümüzdeki hafta pazartesi günü, nasıl bir ülkeye uyanacağımızı da biz belirleyeceğiz. Seçim gününe yaklaştığımız her bir gün; inanılmaz haberler; telefonlarımıza, sosyal medya hesaplarımızda, gazetelere düşüyor.
 
Bazı haberler ise oldukça komik. Evet. Yanlış yazmadım. Komik. 
Kimi ise saygısız...
 
Her olan biteni; an be an hatırlayamayabiliriz. Arkadaş ve aile ile olan sohbetlerimiz de dahil; biraz daha sorgulamaya ihtiyaç var. Bilgi kirliliğinin derin bataklığına düşmeden; doğru bilgi için biraz daha çabalamakta fayda var. 
 
Siyasiler ve onlara yakın medya kuruluşları taraflı haber yapıyor. Peki bu taraflı haberi bertaraf etmek ve yalın objektif bilgilere ulaşmak için ne yapmalı?
 
Biraz tık tık. Biz kendi yaşadığımız olan biteni unutsak bile; bilgisayarlar unutmaz. Şubu belirtmekte fayda var. Fikir değiştirmekten bahsetmiyorum. Kişinin kendi benliği ile yalın gerçeklere ulaşmasından bahsediyorum. 
 
Aynı ülkede yaşamaya devam edecek olan yurttaşlar olarak; 14 Mayıs tarihinde yeni cumhurbaşkanı ve milletvekillerini seçerken; vereceğimiz kararın; sadece bizle ilgisi olmadığını hatırlayalım.
 
Ağaçların, toprağın, suyun, denizlerin, havanın hakkı var. Henüz doğmamış çocukların, bebeklerin, gençlerin hakkı var. 18 yaşına gelmediği için oy kullanamayan ama her şeyin farkında olan gençlerin hakkı var. Kuşların hakkı var... Azizim yaşamın hakkı var. Mesela ben oyumu kuşlar ve ağaçlar adına, çocuklar ve anneler adına kullanacağım. 
 
Vereceğimiz her bir oy ile; ülkenin taşından toprağına; suyundan insanına kadar başka bir döneme girileceğini siyasiler de söylüyorken; anlık düşünmeden; geçmiş ve gelecek arasında köprü kurarak sandığa gitmeli.
 
Hangi siyasi görüş olursa olsun; hangi siyasi parti olursa olsun; düşüncenizden emin olarak gidin sandığa. Soru işaretleriniz varsa, ön yargınızı en azından biraz kenara koyarak, korkmadan sizinle karşıt görüşlü haber ajanslarına bakın. Okumaktan zarar gelmez. Soru işaretleri gider. Kendinizden ve fikrinizden daha emin olursunuz.
 
Bakalım sandıktan ne çıkacak?