Yusuf Sonkurt

yusuf@canakkaleolay.com

PARA,PARA,PARA

1306
               Rahmetli Ana’cığım, parayı köpeğe atsan yemez ama açmadığı kapı, örtmediği kötülük yoktur derdi. Para göründüğü gibi mal ve hizmet alış verişinde kullanılan masum bir araç gibi görünür.
                Para’nın savaş kazanmanın en önemli ve ilk aracın olduğunu vurgulayan Fransız İmparatoru Napolyon para, para, para diye vurgulamıştır ve de bu deyim bugün dahi geçerliliğini yitirmemiştir. Amerika başta olmak üzere dünyamızın yedi zengin ülkesi fakir ülkelere yardım adı altında silah gönderip birbirlerini öldürmelerini sağlayabilirmiydi.
                Bir zamanlar İngiliz Kraliçesine çapkın Lord’lardan biri, bir akşam beraber olmayı teklif etmiş. Kraliçe önce kızmış, reddetmiş, Lord hazretleri size şu kadar sterlin öneriyorum deyince kraliçe önce gevşemiş çok az demiş. Lord hazretleri miktarı binlerce sterline çıkarmış yine olmaz demiş reddetmiş, daha sonra milyon sterlin teklif edince, kraliçe bu kadar parayı nereden bulacaksınız deyince, Lord hazretleri demek ki bu kadar parayı bulsam benimle bir gece olacaksınız yanıtını vermiş.
                Amerika’da politikacının birine, hırsız, yalancı, ahlaksız diyorlarmış, adam meclise üzerinde hırsız, yalancı, ahlaksız yana bir pankartla gelmiş, kürsünün üzerine koymuş, milletvekili-senatörlerin önünde cebinden 100 lük dolarları çıkarmış, başlamış pankartın üzerine yapıştırmaya, tüm pankart dolarla kapatılınca pankartı kaldırıp, tüm senatörlere ne görüyorsunuz diye sormuş dolar, dolar, dolar nidaları yükselmiş.
                Paranın satın alamayacağı, kapatamayacağı ahlaksızlık, yolsuzluk, kıymet –varlık yaşadığımız dünyada yok denecek kadar azaldı. Kimi kendini ucuza, kimi kendini pahalıya satar, önemli olan ucuza satılmamak.
                Çağımızda kimi aklını, kimi vicdanını, kimi canını, kimisi vücudunu satanlar itibar, şöhret, mevki sahibi oluyor, satamayanlar beceriksiz, yeteneksiz, akılsız kelek oluyor.
                Hoşçakalınız.