Ensar İlyasoğlu

ensarilyasoglu@gmail.com

MUM DEĞİL,‘FENER’ OL!...

2146

Şu ‘fener dalgası’ ayyuka çıkınca, canım mumlara çok sıkıldı…
Başbakan kadar olmasa da; kızdım, öfkelendim.
Neden derseniz; enayi mum, dibine ışık vermiyor; içini-dibini aydınlatmadan yanıp tükeniyor…  
Sen nasıl bir mumsun a canım; içini-dibini aydınlatmadan, yana/yakıla tükenip gidersin…
Enayiliğine doyma e mi…
Baksana şu fenere; nasıl da aydınlatıyor içini, dibini…
Bir kere fener olacaksın…
Hatta olabiliyorsan ‘deniz feneri’ olacaksın…
Neden mi dersin; çünkü memleketin dört yanı deniz, ahali mütedeyyin!...
Ve hatta, gazını, fitilini gavurun memleketinden tedarik eylemelisin…
Çünkü, yarım asırdan fazladır, Alaman’a hizmet eden, memleket hasretiyle kavrulan Müslüman kardeşlerimizin elinde biriken ‘gavur parasını’ hale/yola sokup, ‘hayırlı işlere’, ‘hayırsever kanallar’a yönlendirmek lazım, öyle değil mi, aziz kardeşlerim…
Bakmayın siz, mübarek ramazan ayında, Alman mahkemelerinin verdiği kararlara; bunlar ne de olsa, ‘gavur mahkemesi’ değil mi…
Karar verenleri soyu ‘Haçlılar’a dayanmaz mı?
Onlar bir kere ‘mum’ değil, ‘mumya’ hiç değil; onlar anlı-şanlı deniz fenercileri!…
Tabi ki, önce içini-dibini, sonra ‘Müslüman kanalları’ ‘yedi’ kez aydınlatıp, nemalandıracak.
Sonra deveyi hamudu ile yutup, fener ışığı ile ‘peynir gemileri’ni/tırlarını vatan toprağına yürütüyormuş gibi yapıp, hem paraya, hem sevaba kavuşacaklar…
Hem size, bize ne; para ‘gâvur parası’… Evet parayı verenler mütedeyyin din kardeşlerimiz. Ama, para elin gavurunun parası…
Nasıl olsa, gavurun parası deniz…
Hele bir de, kamyonlar dolusu sahte fatura ayarladın mı…
Yemezsen parayı, ihya etmezsen eşi-dostu, adama demezler mi, bre keriz!...
Lakin, Almanlar bu işleri anlamaz.
Bunlar cimri millettir…
Yardımı, yardımlaşmayı bilmezler, sevmezler…
Boşuna mı diyoruz, “Alman usulü” diye…
Bunların insana bir çay bile ısmarlamadığı hepimizin malumu değil mi!...
Velhasıl ben, yaban ellerde üç Müslüman kardeşimizin cezalandırılmasını şüphe ile karşılıyorum.
Çünkü bu iş derin iş…
Fenerin ‘ışığı’ sönmemeli…
Hükümet devreye girmeli, bu üç kardeşimizi yalnız bırakmamalı…
Derhal Alman Büyükelçisi ile görüşmeli…
Dedik ya, iş derin!
Başbakan’ın zaman zaman söylediği gibi; bu davayı ‘ulema’ya havale etmeli…
Ulema karar versin bakalım: Hıristiyan memleketinde, Müslümanlardan ‘gavur parası’ toplayıp, yutuvermenin ‘Allah katında’ cezası nedir?
İslam dinine göre, sahte fatura düzenlemek caiz midir?
Fener ışığı ile, ‘peynir tırı’ YÜRÜTMEK sevap mıdır, yoksa günahı var mıdır?
Ve dahi, ve dahi tüm ‘iddialar’ın dinimizdeki yeri nedir?
Son sözü, ‘ulema’ söylemeli, değil mi Sayın Tayyip Bey!
Yoksa, ‘mum’ enayiliğine doymasın…
Olacaksan ‘deniz feneri’ ol mu demeliyiz!...