Doç. Dr. Olcay Uçak

olucak@gmail.com

Medyada Kadın Haberleriyle Oluşturulan Kadın Kimliği-1

Yapılan araştırmalar kadınların medyada olumsuz haberler ile temsil edildiğini ve bu haberlerin toplumda kadın kimliğinin belirlenmesinde önemli rol oynadığını göstermekte. 

336

Medya, seçtiği haberlerle taşıdığı sosyal sorumluluğu belgeler. Kadın haberlerinin olumsuz haberler olarak sunulması toplumda kadın ve şiddet olgusunun birlikte algılanmasına neden olmaktadır. Yapılan araştırmada medyada kadınların temsili anlamında seçilen haberlerin büyük oranda kadınlara karşı şiddet olaylarından seçildiği tespit edilmiştir. Haber seçimlerinin kadını mağdur, zayıf ve edilgen gösterdiği de gözlenen diğer bir olgudur (Uçak, 2020).

Kadınların, medyada eşik bekçileri tarafından seçilen haberler ve enformasyon özellikleri nedeniyle zayıf ve etkisiz bireyler yerine bağımsız, güçlü ve etkin bireyler olarak, haklarının temsili gereklidir. Hakları tanımak, insanların yasaların, kendiliğinden işleyişi yoluyla elde edebileceklerinin ötesinde hakları olduğunun kabulü anlamına gelmektedir (Tanör, 1978:41). Bu şekilde özel olarak korunması gereken kişiler arasında kadınlar da yer almaktadır. Çünkü, kadın erkek eşitsizliği bütün dünyada, üstelik yaşamın her alanında karşılaşılan bir olgudur. Bu olgunun en önemli sebebi ise; ataerkil toplum yapısıdır.

En genel ifadeyle ataerkillik, kadın erkek eşitsizliğini besleyen ve derinleştiren bir olgudur. Kadının ikincilleştirilmesi biyolojisiyle ilişkilendirilmek istense de bunun asıl nedeni toplumsal cinsiyet ve oluşturduğu cinsiyet kalıplarıyla kadına ve erkeğe atfedilen cinsiyet rolleridir. Zira bedensel boyutunun ötesinde, insanlar arasındaki ilişkilerin biçimlendiği ve sürdürüldüğü toplumsal pratiklerin içinde belirlenmesi nedeniyle, cinsellikte toplumsal bir bağ bulunmaktadır (Connell, 1998: 102-107). Ataerkilleşmenin kadına biçtiği rol her yerde karşımıza çıkmakta ve kadın özel alana kapatılarak kamusal alandan dışlanmaktadır. Çünkü, toplumsal cinsiyete dayanan cinsel rol ayrımında, erkeklerin kamusal alan yani siyasal, geniş ve yaygın alanda; kadınların ise duyguların dar, evsel ve sınırlı alanında, yani özel alanda var oldukları görüşü belirleyici olmaktadır (Köse, 2011: 411).

Dolayısıyla, insanca bir yaşam için gereken asgari koşulları ifade eden sosyal haklar, çoğu zaman kâğıt üstünde kalmakta ve günümüzde neredeyse hak olmaktan çıkartılıp birer ayrıcalık haline getirilmektedir. Bu süreçte, yönlendiriciliği ve etkileyiciliği ile bireylerin zihin yapılanmasında ve bilişsel şemalarında etkili olan medya, önemli işlevler üstlenmektedir. Zira bu araçlar belli söylemleri geliştirerek ya da dışlayarak, meşruluk iddialarını destekleyerek ya da çürüterek söylem mücadeleleri düzenlemektedir.

Diğer bir deyişle medya, toplumdaki güç ilişkileri içinde inşa edilen ve yeniden üretilerek topluma sunulan temsil pratikleri aracılığıyla, iktidar ilişkilerini ve uygulamalarını meşrulaştırmakta; kısaca, var olanı pekiştirmektir. Bu bağlamda medya, ataerkil kültür kalıplarını tekrarlayarak, yeniden üreterek, bir anlamda kadınlara değiştiremeyecekleri bir dünyayı kabul etmelerini öğretmektedir.

Oysa seçilen haberlerde kadın medyada eşitlikçi, bir yaklaşımla, bağımsız, başarılı birey kimliğiyle temsil edilmelidir. Medyada kadın kimliğini büyük oranda belirleyen eşik bekçileri bu amaçlar doğrultusunda, kadınlara olumlu haberlerde daha fazla yer vermelidir. 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun gibi, yasal koruma sağlayan etkiler medya ile desteklendiğinde kadın kimliği daha doğru biçimde kabul görecektir. Medya, eşitlikçi yaklaşımıyla kadının toplumda hak ettiği değeri kazanabilmesi ve ekonomik anlamda güçlendirilmesi sürecinde hükümete, siyasi partilere fikir vermelidir.

Bununla birlikte ayrımcılıktan kaçınan, demokrasiye katkı sağlayan bir habercilik arayışı geliştirilmelidir. Bu arayış genel bir tarafsızlık söyleminin ardına gizlenmiş habercilik yerine, toplumda geri bırakılmış kişilerin sorunlarına çözüm önerileri sunmalıdır. Böylece toplumda baskın olan kişi ve grupların teksesliliği yerine, farklı kesimleri temsil eden bir habercilik anlayışıyla, alternatif bakış açısı oluşturulmalıdır.

*Haftaya Türkiye’de kadın çalışmaları konusu ile devam edilecektir.

Kaynaklar:

Connell, R. W. (1998), Toplumsal Cinsiyet ve İktidar, İstanbul: Ayrıntı Yayınları.

Köse, A. (2011), Türk Basınında Kadın: 2010 Türkiye’sinde Sosyal Haklar Açısından Kadınların Temsili, III. Sosyal Haklar Uluslararası Sempozyumu Bildiriler, İstanbul; Petrol-İş Yayını, 401-418.

Tanör, B. (1978), Anayasa Hukukunda Sosyal Haklar, İstanbul: May Yayınları.

Uçak, O. (2020) Medyada Kadın Haberleri Üzerinden Kadının Temsili, Avrasya Sosyal ve Ekonomı̇ Araştırmaları Dergı̇sı̇ (ASEAD) e-Dergi, C.7. S.8