Ensar İlyasoğlu

ensarilyasoglu@gmail.com

Kimin İçin ‘fırsatlar ülkesi’…

2199
Geçen hafta YASED(Yabancı Sermaye Derneği) İstanbul’da bir toplantı düzenledi. Toplantının konusu ‘Fırsatlar Ülkesi Türkiye’ olarak belirlenmişti.
Yerli ve yabancı iş adamları salonu doldurmuşlardı. Başbakan Erdoğan’da pazarlama stratejileri üzerene bir konuşma yaptı. Televizyonlar ve gazeteler bu konuşmanın önemli gördükleri bölümlerini ekranlarına ve sayfalarına taşıdılar.
Başbakan bu toplantıda da yabancı sermayeyi neredeyse kutsayarak davetiyeler çıkardı.
<<Başımızın üstünde yeri var! Yeter ki gelsin yatırım yapsınlar!>> gibi sözlerle çağrılar yaptı.
Kısacası pazarlamanın incelikleri konusunda uyarılarda bulunarak; bürokratik oligarşiden de şikayetçi oldu.
Başbakan, ülkenin stratejik kuruluşlarını özelleştirmelerle haraç-mezat pazarladığı için kendisini pazarlama stratejisti sanıyor.
Gelelim konunun özüne “Fırsatlar Ülkesi Türkiye”, ne demektir. Kimin için “fırsatlar” sunuluyor? Yabancı sermaye’ye sunulan bu fırsatlar ne anlama geliyor. Başka bir ifadeyle ‘yatırım’ için aranan özellikler (Sermaye açısından) nelerdir.
Yatırımcı(!); O, işgücü ve hammadde kaynaklarının bol ve ucuz olmasını tercih eder. İşgücünün örgütsüz olmasını, kalifiye olmasını ister. Teşvikler ve Muafiyetler ister. Yüksek kar bekler ve bunun için hükümet garantileri ister. Yani ; Maliyetlerin az, karınsa azami olmasının tüm garantilerini ister!..
İşte “Fırsatlar ülkesi Türkiye” derken, aslında yabancı sermaye’ye diyoruz ki; “Size işgücü, ucuz hammadde, vergi kolaylıkları tanıyacağız, gelin” (Tabi memleket babalarının çiftliği)  
Sunulan tüm bu “fırsat” ve “olanaklar” yabancı sermaye’yi “yatırıma “ ikna etmiyor. Çünkü onlar daha karlı olan ve kısa sürede daha çok kazandıran spekülatif olanları seçiyorlar.
Yabancı sermayenin önüne sürülen ya ülkemizin problemleridir, ya da olanakları… yabancı sermayeyi, kutsayan, ona “fırsat” ve “ayrıcalıklar sunan ilk Başbakan Tayip Erdoğan değildir. Özellikle 1950’li yıllardan sonra bir çok başbakan aynı çağrıları yaptı. Ancak gelinen nokta ortada…
YASED toplantısında sermaye için sunulan her “fırsat” halk için, emekçiler için, bir  ‘soruna, problem’e işaret etmektedir
Yabancı sermayeyi “öpüp başlarına koyarak” kutsayanlar, bu ülkeyi İMF’ye bağımlı kılanlardır.
Yoksulluğun, işsizliğin, borç batağına saplanmanın gerisinde yabancı sermayeyi bakış, ona sağlanan olanaklar ve ona duyulan “kamanma” derecesindeki hayranlıktır.