Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Kendi kendini ele vermek…

1510
Bu aralar sıcaklar ile aram iyi değil, performansım çok önemli ölçüde düştü, evden pek dışarıya çıkamıyorum. Gazeteye uğradığımda, abone servisinden arkadaşlar elime bir yazı tutuşturdular. Onsekiz Mart Üniversitesi’nin gazetemiz abonelik sözleşmesini iptal ettiğini bildiren bir bildirimdi. Normaldir deyip, pek dikkate almadığımda arkadaşım uyardı; abi gerekçesine baksana, düzenli ulaşmadığı gerekçesi ile iptal edilmiş. Birden kafamdan aşağıya adeta kaynar sular döküldü.
 
Bundan sonra yazacaklarım tamamen Rektör Sedat Laçiner’in şahsı ile ilgilidir, üniversitenin kurumsal kimliği ile hiçbir ilgisi yoktur.
 
İnsan bir kere emek düşmanı olmasın, emeği her koşulda aşağılar.
 
Gazetemizin abonelik iptalinin kararını veren kişi Laçiner’dir.
Bu tip kişiler kendileri gibi düşünmeyen herkesin söylediklerini hakaret gibi algılarlar ve tahammül gösteremezler.
Ondan sonra da çıkar meydana, demokrasi havarisi kesilirler.
 
Gazetecilik sorumluğumuz gereği ile bir takım haberleri kamuoyuna taşıyoruz, bu haberlerden Rektör Laçiner rahatsız olmuş olabilir. Ben de yazılarımda bir çok kez kendilerini eleştirdim.
 
İyi yapılan işleri de kamuoyuna taşımış ve tamamen gazeteciğin gereklerini yerine getirmemize rağmen Rektörün bu tahammülsüzlüğü onun kendi ideolojik dünyasının bir sonucudur.
 
Bu dünya, zaten her fırsatta basını karalayan onu her fırsatta tehdit ve diğer yöntemlerle baskılayan kamuoyunun yakınan bildiği alandır.
 
Bu bakımdan göreve geldiği günden beri ideolojik dünyasının uygulamalarını gerek üniversitede gerek kent ile ilişkilerinde gerekse basına karşı uygulayan Laçiner’in bu tavrı benim için şaşırtıcı olmadı.
Bilakis emek düşmanı dünyasının karakteristik özelliği ile bir kez daha yüzleşme fırsatı yakaladım.
İşten attığı 42 işçinin yaşamlarını kararttığı yetmiyormuş gibi, şimdide gazete aboneliğinden çıkış gerekçesi için gazetemiz emekçisine çamur atmaktadır.
 
Bu dağıtıcı arkadaşımız sıcak demeden, yağmur, kar, soğuk demeden her gün bütün sorumluğu ile abonelerimize gazetelerini dağıtırken bu şekilde  bir iftiraya maruz kalmasının altındaki neden rektör hocanın emeğe verdiği değerin göstergesidir.
 
Rektör hocam hiç gerek yoktu böyle bir gerekçe üretmenize, delikanlı gibi ben sizin gazetenizi okumak istemiyorum diyebilirdiniz.
 
Zaten Çanakkale’de  sadece Olay ve Hedef Gazetesi aboneliklerini iptal ederek niyetinizin ne olduğunu açık bir şekilde ortaya koydunuz.
 
Tabi bunu böyle söyleyebilmenin de bazı riskleri vardır.
Adama sorarlar  bu kurumun padişahı siz misiniz diye... Ferman buyurdum; “Olay Gazetesi okunmayacak” devirleri  eskide kaldı artık.
 
Bu uygulama sizin tamamen ideolojik bir tasarrufunuzdur, üniversitede çalışanlarınıza öğretim üyelerinize yaptığınız gibi.
 
İşten çıkardığınız 42 işçi ile ilgili psikolojiniz ne ise bu olayda da bu ruh hali içersinde hareket ettiniz.
Bir emekçinin görev sorumluluğu ile, onuru ile oynadınız.
 
İşten çıkardığınız bir çalışanınızın eşi olan ve kalp krizi geçirerek yaşamını kaybeden gazeteci arkadaşımız  Mustafa Sezek’i daha unutmadık.
 
Yeter artık; ideolojik dünyanızın nefretini Çanakkale’de kusmaktan vazgeçin.
Çanakkale’nin huzur ve barışına zarar veren bir kişi olarak anılmak istemiyorsanız kendinizi gözden geçirmenizi öneririm...