Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Kendi kendini ele vermek

1476
İnsanın ufku tutulmaya görsün; her türlü saçmalık ve mantıksızlık sonucunda kendi sonunu kendi hazırlar.
Bugün Çanakkale AKP bunu yaşamaktadır.
Seçimlerin son haftasındayız.
Çanakkale’yi tanıyamayanlar, doku uyuşmazlığı içersinde olanlar iyice saçmalamaya başladılar.
Özgürlük adına, içki reklamı yaptılar.
Sonrada haberimiz yok deyip, bildik AKP klasiğine döndüler.
AKP Çanakkale, bilbordlara astığı içkili reklamların hesabını vermek zorundadır.
“Bizim haberimiz yok” şeklindeki bir açıklamayla geçiştirilemeyecek kadar önemli bir durumdur.
Kimse Çanakkalelilerin aklıyla dalga geçemez.
Seçim kurulunca kendilerine tahsis edilmiş bilbordlarda popülizm kokan bu afişler popülizmin kaderine kurban olup ters tepince “haberimiz yok” açıklaması ile Çanakkalelilere saf muamelesi yapmayınız.
Bu bir provokasyonsa, bunu ispat etmek zorundasınız.
Sakın ‘paralel bir iştir’ deyip kendinize daha çok güldürmeyiniz.
‘Haberiniz olmadığına göre sizin dışınızdaki birileri bunu yapmıştır’, eğer bunu ispat edemezseniz çok açık olarak ortaya şu sonuç çıkacaktır; AKP Çanakkale halkına yalan söylemektedir.
Ben başından beri hep şunu iddia ettim; Çanakkale’deki AKP propagandası kendi ayaklarına kurşun sıkan bir formatta sürdürülmektedir.
AKP Çanakkale adayı her aşamada yanıltılmakta ve kurgu son tahlilde AKP’nin kaybetmesine hizmet etmektedir.
Bu tespitim yanlış anlaşılmasın; AKP özünde sistem partisi olarak zaten belli bir konumlama içersindedir.
Bunun dışında Çanakkale’deki çalışmalarının yöntemsellikleri ve kurguları ile bu süreç çok daha hızlı ve aleni bir şekilde ortaya çıkmıştır.
Çanakkale AKP örgütü tabii ki bilinçli olarak böyle bir tercih içersinde olmamıştır, fakat kendilerini teslim ettiği ellerin yapmış olduğu hatalar nedeniyle süreç hızlı bir şekilde yıkıma doğru yol almıştır.
Özellikle son günlerdeki ataklarında bu etki çok daha fazla kendisini göstermekte ve yanlış üzerine yanlış yapılmaktadır.
AKP adayı bu gelişmeleri bundan sonrasında belki daha sağlıklı bir şekilde değerlendirebilir, ama iş işten geçmiştir.
Kendisinin anlayabileceği bir yorumumu buradan aktarmak isterim; bazı yanaşmaların yönlendirmelerinin sonuçları ortada.
Korsan yayınlarla ile başlayan iftiralar ve en son içki reklamları üzerinden özgürlük savunması ile sürdürülen tarz bu tiplerin kafalarının ne kadar boş olduğunun göstergesidir.
Sözde Çanakkalelilerin özgürlük değerlerinin üzerinden prim yapma adına yapılan bu yanlışların bedeli ağır olmuştur. 
AKP Çanakkale Örgütü ve belediye başkan adayı şimdi gerçekten çok zor durumdalar.
Artık yolun sonuna gelindi; Belediye Başkanı Ülgür Gökhan boşuna daha 1 hafta önce “bu seçim Çanakkale’de bitmiştir” demedi.
Siyasal tecrübesi ile gelişmeleri bu şekilde okuyabiliyordu.
Çünkü kendisi aleyhine sürdürülen propaganda tamamıyla iftira ve yalanlar üzerinden üretilmeye çalışılmaktaydı.
Yalan ve iftiranın varacağı sonuç budur.
Özellikle özgürlük ve demokrasi konusunu kavrayamayanlar bunun üzerinden siyaset üretmeye kalkarlarsa, işte böyle komik durumlara düşerler.
Çanakkale halkı şimdi merakla, içki üzerinden özgürlük propagandası yapıp çuvala dolananlar tarafından bir açıklama beklemektedir.
Geometrik şekillere takılmadan içkili bilbord olayını AKP Çanakkale örgütü aydınlatmalıdır.
Bunu yapmazsa Çanakkalelilerin zekasıyla alay eden bir konum yaratır ki sonuçlarına katlanır.
Türkiye’nin hiçbir yerinde böylesi bir formatta AKP propagandası sürdürülecek kadar zavallı bir hal kazanılmamıştır.
Kendilerine böylesine yanlış yapacak şekilde akıl verenlere AKP örgütünün söyleyecek bir sözü olmalıdır.
Benim sözüm; demokrasi ve özgürlükleri anlamayanlar, içselleştiremeyenler, demokrasi ve özgürlük adına hareket ederlerse işte böyle çuvala dolanırlar.
Yeri gelmişken şunu da belirtmek isterim.
Bugüne kadar tamamıyla yalan ve iftiralar, temelsiz yorumlar üzerinden Ülgür Gökhan’ı karalamaya çalışıp, bunu AKP propagandasıymış gibi övünçle sunanların maskeleri de artık düşmüştür.
AKP örgütü ve adayı bunu anlayabilirse, ne mutlu onlara.
Bu acı deneyimden dersler alıp, yerel seçimlerden sonra Çanakkale’de yeni ataklar yapmaya ülkedeki genel siyasal ortam izin verirse, ağır bir fatura ödemenin meyvelerini belki ileride görebilirler.
Hani söyledim ya, ufuk tutulması başka bir şeye benzemez diye.
Bir gün sonra sınava girecek binlerce genç varken o akşam bir konser düzenlemek neyin kafası acaba?