Isınan Suriye’nin sıcaklığı…
Suriye’deki sıcaklık dalga dalga ülkemize yayılmaya başladı… Annan planı ile getirilen kriterler için bugün son gün. Bu arada sınır bölgemizde de sıcak saatler yaşandı. Uluslararası emperyalist sistemin Ortadoğu’daki yeni dizayn çalışmaları temelinde gelişmeleri hep birlikte izliyoruz.
Suriye ile birlikte önemli bir fark var ki bizleri çok yakından etkileyecek.
Suriye olayının baş oyuncusu olarak ne yazık kı ülkemiz belirlenmiş durumda
Özet ile Suriye’ye yapılacak bir müdahalenin esas rolünü ülkemiz uygulayacak gibi gözüküyor.
AKP’nin 1 Mart 2003 yılında Irak tezkeresinin ret edilmesinden bugüne nasıl bir yol aldığını şimdilerde çok daha iyi görebilirsiniz.
O gün hava sahamızın kullanılmasına izin vermeyen meclisimiz, şimdilerde bir müdahaleye hazırlanmaktadır.
Savaş bir yıkımdır.
Ülkemizin emperyalist sistemin çıkarlarının bir parçası olması kabul edilemez.
“1 koyup 5 al almak” mantığının sonuçlarını; Özal ile başlayarak Irak’ta, Libya’da yaşadık.
Şimdi Suriye’de gerçekleştirilecek bir müdahalenin parçası olma konusundaki girişime karşı durmalıyız.
Savaş halklara yıkım gözyaşından başka bir şey kazandırmaz.
Suriye’deki Esad rejiminin kendi halkına yaptığı zulüm gerekçe gösterilemez.
Yapılacak müdahalenin bu konuyla hiçbir ilgisi yoktur, sadece bahanesidir.
Libya’da Mısır’da Irak’ta aynı gerekçeler ile bu müdahaleler yapıldı.
Halklar özgür mü oldular, demokrasiye mi kavuştular?
Hayır, sadece emperyalist devletlerin ülkelerin ekonomik kaynaklarını sömürmesinin yeni dizaynı oluşturuldu.
Ülkelerin iç işlerine karışmak emperyalist devletlerin politikalarıdır.
Sözde “özgürlükler” adına bunu yapanların bu gerekçesi bir aldatmacadır.
Halkların özgürlük mücadelesi tabiî ki desteklenmelidir.
Bunun yolu bu tür müdahaleler değildir.
Geçmişte de “Sosyalizm” adına yapılan böylesi müdahaleler de aynı mantık ile eleştirdiğim gerçeklerdir.
1979 yılında Sovyet Lideri Brejnev emri ile Afganistan’a yapılan da böylesi bir emperyalist saldırıdır.
Suriye’ye yapılacak müdahalenin suç ortağı olmayalım.
Savaşın yerine, barışı savunalım
Bu talebimizi daha çok seslendirelim
Ülkemizin menfaati bunu gerektirir
“1koyup 5 alma” hikâyelerine aldanmayalım.
Bu savaş bizim savaşımız değildir.
Çanakkale Belediyesi faaliyet raporu
Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan 2011 yılı faaliyet raporunu meclise sundu.
Mecliste AKP’nin bu sunuma ilgi göstermeyerek meclis toplantısına katılım göstermemesi dikkatimi çekti.
Meclise gelip bu konudaki düşüncelerini paylaşamayan bir yaklaşımın bundan böyle çeşitli platformlarda dedikodusal bazda çeşitli eleştiriler sunması siyasal etik açısından hoş değil.
Meclis toplantısında bu konunun bir yansıması olarak AKP’li Meclis Üyesi Hakan Vural nezdinde yapılan şaka düzeyinde takılmamalar vardı.
Hakan Vural’ ın çeşitli platformlarda ifade ettiği “halkımız bize belediye meclisinde siyaset yapma görevi vermiştir buranın dışında özellik ile konuların muhatabı olmadan yapılacak eleştirileri çok şık bulmuyorum” tavrının olduğunu biliyorum.
Dolayısıyla Hakan Vural, faaliyet raporu konusunda meclis oturumu yapıldıktan sonra farklı platformlarda herhangi bir yorum yapma tavrını göstermeyecektir ;diye düşünüyorum.
AKP’nin örgütleri için bunu söyleyemiyorum.
Özellik ile Merkez İlçe Başkanı Adnan Öncü yine bir yerlerden çıkacaktır.
Bu konuya ilişkin CHP’li bazı üyelere de söyleyecek bir sözüm var.
Özellik ile Gökhan’a muhalif olan bazı CHP’liler çok acımasızca bazı spekülasyonlar yapmaktadırlar.
Parti örgütlerinin iradelerine saygı duyanlar , kişisel hırslarını siyaset ilkelerinin önüne geçirmeyenler böylesi davranmazlar.
Bu yorumumu anlamayanların, Grup Başkan Vekili Muzaffer Özgen’in meclis oturumunda yaptığı konuşmaya ulaşmalarını tavsiye ederim.
Bu konuya ilişkin bir de Başkan Gökhan’a bir önerim olacak
2011 Yılı faaliyet raporunu birde düzenleyeceğiniz halk toplantısı ile Çanakkale ile paylaşınız.
Yalnız toplantının formatını geçmişten farklı olarak katılımcıların sorularına cevap verme şeklinde geliştirirseniz; 2011 faaliyet raporunun tadına doyum olmaz.