Ensar İlyasoğlu

ensarilyasoglu@gmail.com

Hukuk normları

2559
11 Kasım Pazar günü,bazı üniversite öğrencileri,YÖK’ü protesto amacı ile Cumhuriyet Meydanı’nda bir basın açıklaması yaptılar.
Ben, “olayı” yerel basından ve televizyon haberlerinden izledim.Daha sonra,olay anında “eylemi izleyen” bazı muhabir arkadaşları dinledim.
Bu nedenle,konuyu genel anayasal-yasal “hak” ve “sorumluluklar” çerçevesinde irdelemek istiyorum.
Birincisi; “Toplantı ve gösteri yapma” bir anayasal ve demokratik haktır.Bu “hakkın” nasıl kullanılacağı yasa ile düzenlenmiştir.
İkincisi; “Güvenlik güçleri”nin,toplantı ve gösteri yapanlara karşı alacağı tutum ve davranışın “şekli” ve “niteliği” de yasalar tarafından belirlenmiştir.
“Polis Vazife ve Salâhiyetleri Yasası” ile “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri” ile ilgili yasa,hem güvenlik güçleri açısından hem de “toplantı ve gösteri yapanlar” açısından hukukî-yasal yetki,görev ve sorumluluk çerçevesini çizmektedir.
Bu durumda;keyfi davranışlar,subjektif ve politik önyargılar,bir “eylem anı”nın “etkilenmesinin” genel mantığını oluşturamaz.
Toplantı ve gösteri yapanları,keyfi nitelemelerle ve bir “suçun unsurları” ortada yokken,hiç kimse önceden “suçlu” ilân ederek,sırf “ajitasyon” amaçlı sıfatlara maruz bırakma yetki ve hakkına sahip değildir.
Böylesi durumlarda takınılacak tutumun hukukî ve yasal normları belirlenmiştir.
Eğer siz,bizler;her protestocu öğrenciyi “bölücü” diye algılar,topluma öyle sunarsak,vay haline üniversite öğrencilerinin,vay haline hak aramak için sokağa çıkanların!
Bu konuya ve benzeri olaylara ilişkin olarak yerel basının haberi veriş ve kurgulayış tarzı da ayrıca “eleştiriyi” hak ediyor!
Bazı gazeteler,sanıyorum,oluşan genel toplumsal-psikolojik iklimden etkilenerek; “bölücülük”ten dem vurarak,YÖK’e “hayır” diyen öğrencilerin “Çanakkale’yi terk etmelerini” söyleme hakkını (!) kendilerinde görebiliyor.
Yani;“Ya Sev Ya Terk Et “ çığırtkanlığının,sorumsuz yeni gönüllü figüranlığına soyunma!..
Ya da Çanakkale’yi “çiftlikleri” sanma densizliği!..
Önce şunu bilmeliyiz; haber objektiftir. Gördüğümüzü yazmalıyız. Basının da bir “ahlâkı” vardır.
Bir başka şey; “bölücülük” bütün hukuk sistemleri için,anayasal devletler için bir “suç” olarak kabul edilmiştir.
Ancak,bir fiilin “bölücülük” suçu olduğuna,yalnızca yargı karar verebilir.
Bazı basın mensupları,şu kişi veya kurum,yargı yetkisini kullanmaya kalkışırsa,ortada hukuktan,demokrasiden veya anayasal normlardan eser kalmaz.
Bir başka şey ise;hakkında kesinleşmiş mahkeme kararı olmadığı sürece herkes suçsuzdur.
Evet,YÖK’ü protesto etmek,YÖK’e “hayır” demek veya YÖK’ü savunmak en başta üniversite öğrencilerinin ilgi alanındadır.
Çünkü öğrenciler “özne”dir…
Öğrencilerin YÖK protestosunu,başka alanlara çekmek,onları baştan suçlu ilân etmek,küfürlere ve aşağılayıcı sözlere maruz bırakmak çabaları haklı görülemez,söyleyene pâye kazandırmaz.
YÖK’ü protesto eden öğrenciler ise;yirmibin kişilik bir üniversitede,neden YÖK protestosuna 40-50 kişinin katıldığını değerlendirip,sorgulamak zorundadırlar.
Marjinallikten kurtulmanın ilk adımı bu noktadan atılmalıdır.