Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Haddini aşmak

1548
Çanakkale Turistik Otelciler Derneği Başkanı Ali Akol bir basın açıklaması yaparak Güney Marmara Kalkınma Ajansı hakkında bazı eleştirilerde bulunmuştu. Bu açıklamadan sonra bir oh çektim. 
 
Bir sivil toplum örgütünün kendi faaliyet alanlarındaki konulara sahip çıkarak özel kanun ile kurulmuş bir anlamda bürokrasinin bir parçası olan GMKA hakkındaki eleştirileri ülkemizde demokrasinin gelişimi açısından çok önemliydi benim için.
 
Yaşamın asli unsurlarının, bizzat sorumluluk almış, eli taşın altında olanların ülkemizdeki demokrasi iklimin fırtınalı havasında bir kenarda sessizce beklemeleri demokrasi adına olumsuz bir durumdur.
Bu bakımdan Akol’un bir sivil toplum örgütü adına sesini çıkarması çok anlamlıydı.
 
Peki sonrasında neler oldu…
 
GMKA kendisi hakkında yapılan eleştirilerden rahatsız oldu.
Nede olsa bürokrasinin o köhne zihniyeti hala varlığını sürdürüyordu.
Nasıl olurda; ÇATOD  denilen bir sivil toplum örgütü  kendilerini eleştirebilirdi.
Sanki dünyaları onlar yaratmış, Çanakkale turizminin yaratıcıları onlardı.
Turizm sektörünün yatırımcıları,  elleri taşın altında olanlar o köhne bürokrasinin anlayışı ile hemen boğulmaya çalışıldı.
 
Bunun altında yatan gerçek ülkedeki demokrasi kültürünün seviyesidir.
GMKA kendilerini eleştiren bir sivil toplum örgütü için şık olmayan bir üslup ile bir savunma refleksi içersine girdi.
Fakat şu unutuluyor idi;
GMKA denilen kurumun varlık nedeni eleştirilerinden rahatsız oldukları o yatırımcı kuruluşlardı.
GMKA bununla da yetinmedi Çanakkale basını hakkında da maksadını aşan ifadelerde bulundu.
Çanakkale basınını karalama kampanyasının parçası olmak ile suçladı.
Daha da ileri gitti; Valilik kurumuna dil uzattı.
Tüm bunların altındaki gerçek ilkel, bağnaz, muhafazakâr bir tarzın hâkimiyetidir.
Eleştiriler karşısında üslubunu saldırganlığa kadar götüren GMKA şimdi oturup bir düşünecek.
Benim varlık nedenim nedir? sorusunun cevabını araştıracak!
Dolayısıyla başta Ali Akol olmak üzere ÇATOD ve karalama kampanyası yaptığını söylediği Çanakkale basınından özür dileyecek.
 
Bunu yapmadığı sürece ajans hizmetlerinin uygulayıcısı konumundaki genel sekreterin meşruluğu Çanakkale açısından tartışmalı bir nitelik kazanacaktır.
Ayrıca GMKA üstlenmesi gereken rolünü bir kez daha gözden geçirmelidir.
Yaptıkları açıklamada bu konuda yanlış bir anlayış içersinde oldukları görülmektedir.
Ajansların kuruluş felsefesi; uygulayıcı kuruluş ve yerel aktörleri desteklemek bunlar arasında koordinatör, organizatör ve katalizör konumda olmaktır.
 
“5449 Sayılı Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında Kanunun 5. Maddesi H) bendinde açıkça belirttiği üzere “Bölgenin iş ve yatırım imkânlarının, ilgili kuruluşlarla işbirliği halinde ulusal ve uluslararası düzeyde tanıtımını yapmak veya yaptırmak” şeklinde açık bir görev verilmiştir” maddesine atıfta bulunan ajans “ilgili kuruluşlar ile işbirliği halinde” kriterini herhalde anlayamamıştır.
 
Zaten yapılan eleştirilerin özünü de; yapılması gerekli bu işbirliği konusunda yapılmayanlar oluşturmaktadır..
 
Fakat ajans öyle bir tablo çizmektedir ki; ben ajans olarak yaparım, ederim mantığı hakim hale getirilmeye çalışılmaktadır.
 
Bu mantık görüldüğü gibi ne yazık ki kendilerine yöneltilen en küçük bir eleştiriden rahatsız olup, eleştirileri boğma konusundaki anti demokratik bir anlayışı da besleyen    bir yaklaşımdır.
Böylesi bir kavrayış ile GMKA kendisinden beklenen performansı hayata geçiremez.