Ensar İlyasoğlu

ensarilyasoglu@gmail.com

DİNAMİK TERÖR, STATİK DEMOKRASİ, MERMER KAFA...

2387
Adalet Bakanı  Cemil Çiçek, gündeme getirilen yeni ‘terörle mücadele yasa tasarısının’ gerekçesini  açıkladığı  basın toplantısında, ‘Terör dinamik bir  süreçtir,’ diyordu.
Doğaldır ki, dinamik olarak  tanımlanan  teröre karşı, dinamik yasalar  gerekli!..
Terörün bu dinamik analizi gösteriyor ki,sayın Cemil Çiçek, işin diyalektiğini kavramış!
Daha çok baskı, daha çok yasak,daha çok ceza!..İşte,yeni TMY’nin  öngördüğü mantık.
Bu mantık,aslında  yalnızca Adalet Bakanı’nın mantığı  ve yeni  bir mantık değildir. Bu mantık;yönetsel erkin  geleneksel mantığı ve yöntemidir; her toplumsal problemi, yasalarla,baskılarla çözme(!) tarzı.
Şiddet,ilköğretim okullarını neredeyse teslim almış.Gencecik çocuklar bıçak darbeleri ile  can veriyor.Terörist ilan edilen  altı-dokuz yaşında  çocuklar sokaklarda kurşunlanarak öldürülüyor,aklımıza gelen tek çözüm, yeni baskılar,yeni yasaklar oluyor!..
Neymiş terör dinamik bir süreçmiş?...
Bundan önceki terörle mücadele yasaları neyi çözdü ki?
İlköğretim okullarında yaşanan şiddeti ve şiddet kültürünü, o çocuklar mı yarattı?...
O çocukların ‘kahraman’ diye öykündükleri, katilleri, kimler besleyip-büyüttü örnek diye toplumun önüne sundular!
Bu şiddet fırtınasını kimler ekiyor!
Altı yaşında, dokuz yaşında kurşunlanan çocuklar mı?
Neymiş terör dinamikmiş!...
Sormak gerekiyor: Peki terör dinamik de, demokrasi, demokratik hak ve özgürlükler statik mi?
Toplumsal gelişmeler, insanlığın ulaştığı düzey, yeni hak ve özgürlükleri, yeni demokratik açılımları gerekli kılmıyor mu?
Dinamik olan yalnızca terör mü? Demokrasi dinamik değil mi?
Toplumsal ve sosyal hayat, yeni gereksinimler üretmiyor mu, yeni demokratik açılım ihtiyaçları ortaya çıkmıyor mu?
Terör dinamik de, demokrasi ve insanlık statik mi?
Örneğin seçimler yaklaşırken, siyasi partiler ve seçim yasalarının değişimi gerekli değil mi? Yüzde onluk barajların demokrasi ve demokratik gelişimin önünde engel olduğu gerçeği ortaya çıkmadı mı?  
Değişmesi, değiştirilmesi gerekli olan onlarca kural ve yasadan söz etmek mümkün...
Son yaşanan olay ve gelişmelerden çıkarılacak tek sonuç ‘terörün dinamik bir süreç olduğu’ sonucu mudur?
Demokrasi için, demokratik  bir hayat için, hukukun üstünlüğünün gereği için, hiç mi çıkaracağımız sonuç yok?
12 eylül hukuku ile çağdaş demokratik bir yönetim mümkün mü?
Toplumsal hayatın bir bütün olarak ‘dinamik’ olduğu bilinmiyor mu?
Rüzgar ekenlerin,fırtına biçtiği kaçıncı kez doğrulanıyor?
Kafalardaki mermerlerin çatlaması için daha kaç çocuğun kurban edilmesi gerekiyor?
  Baskı ve zulüm yasaları toplumları ilerletmiş olsa, 12 eylül yasaları ilerletirdi...
 Ne demeli; Terör dinamik, demokrasi statik kafalar ve vicdanlar mermer mi?
Aslında değişmesi ve değiştirilmesi gereken 12 eylül hukuku ve bir bütün olarak bu hukuk
üzerinde şekillenen yasalardır.Türkiye toplumunun ihtiyacı hukukun üstünlüğüne dayalı bir
anayasal sistemdir.düşünceyi ifade özgürlüğünün, örgütlenme özgürlüğünün önündeki engeller kaldırılarak; çağdaş, demokratik,insan onuruna yakışır, eşitlikçi, adaletli bir toplumsal sistem...
İşte, toplumsal gelişmenin diyalektiği budur!...