Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Büyük ekonomi, ileri demokrasi

1240
 
Bu fotoğraf Türkiye’nin ibret tablosudur.
Fazla söze gerek yok; 3 yaşındaki minik Muharremin cenazesi ailesi tarafından çuvala konulup, sırtta taşınarak mezradan köye indirildi.
Hala ne anlatıyorsunuz, neyi konuşuyorsunuz?
Gelişmiş ekonomide sizin olsun, ileri demokrasiniz de…
Uludere’de çocukların üzerlerine bomba yağdırıp 33 Kürt gencinin öldürülmesi söz konusu olduğunda havalandırdığınız helikopleriniz, uçaklarınız nerede?
Bu çağda ateşlenip,  kış koşullarında hastaneye götürülmediği için ölen çocuklarımızın olduğu bir ülkede hala siz neden bahsediyorsunuz?
Yazıklar olsun!
Van’ın Gürpınar ilçesinde aniden ateşlenen 3 yaşındaki Muharrem, yolların kapalı olması nedeniyle hastaneye götürülemeyince yaşamını yitirdi.
Yaşanan bu acı gerçek; bir ortaçağ gerçeğidir.
Helikopter ambulanslar, uçaklar, paletli ambulanslar nerede?
Bu mu övündüğünüz sağlıkta devrim dönüşümü?
Şimdi ne; olacak yine göstermelik bir soruşturma ile geçiştirilecek, sorumluların ihmali yanlarına kar kalacak,
Artık bu tabloyu değiştirmek zamanıdır, bu bir yönetim sorunudur, sistem sorunudur.
Halkın yönetimde söz sahibi olduğu dönüşüm sonrasında;  böylesi halkı yok sayan, vurdum duymaz uygulamalar son bulacaktır.
Diğer yandan da sistem kendi varlığını sürdürmek için her türlü tedbiri almaktadır.
Gerçeklerin halka ulaşmasının bir şekilde engellenmesi, yaşanılan son olaylar sonrasında çok daha önem kazanmıştır.
Yolsuzluk, rüşvet, yağma gibi bu düzenin çürümüşlünün direkt sonuçlarının üzerlerinin örtülmesi, gerçeklerin halk tarafından öğrenilmesinin önü alınmalıdır.
İşte internette sansür devri bunun için başlatılmıştır.
İnternete sansür getirecek yeni yasanın ruhunu geçen hafta çok net bir şekilde gördük.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran’ın yolsuzluklar ile ilgili mecliste vermiş olduğu soru önergesini dahi sansürlemeye çalışarak,  bu soru önergesini yayınlayan sitelere sehven de olsa Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) tarafından yayından kaldırılma taleplerinin iletilmesi internetteki yeni düzenlemenin özünü ortaya koymaktadır.
Amaç yöneticilerin dikensiz gül bahçesi yaratma arzusudur.
2012 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından internetteki bir sansür uygulaması nedeniyle cezaya mahkum edilen ülkemizin bundan sonraki halini düşünemiyorum bile.
Mahkeme kararı olmadan dahi Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) tarafından uygulanacak yayın yasağı ülkemizi bir sansür cehennemine dönüştürecektir.
Özgürlüklerin geliştirilmesi için alınacak onca yolumuz varken bu yasaklamalar ile ülkemizin geleceği karartılmaktadır.
Yeni yasa ile, yayın yasağı konulan içerikleri de herhangi bir şekilde paylaşmış olmanın da suç olduğunu düşünürsek sosyal medyanın ciddi bir risk altında olduğunu söyleyebiliriz.
AKP hükümetinin her gün daha çok yıprandığı olayların yoğunlaşmasıyla, daha çok baskı, sansür, şiddet, yalan ve dezenformasyon uygulamalarına başvurulmaktadır.
Bu gelişmeler,  AKP’nin siyasal üstünlüğünü sonlandıracak bir başlangıç olacaktır.
Yerel seçimler itibarıyla kentimizdeki gelişmelere baktığımızda da bu gerçeğin bir başka versiyonunu görmekteyiz.
Başkan Gökhan’a karşı AKP kurmayları ve yandaşları yalandan başka bir şey üretmiyorlar.
Başkan Gökhan’da bir bir yalanları boşa çıkardıkça prestijine prestij katıyor.
3 yaşındaki minik Muharrem’in acı gerçeği bu ülkedeki siyasal iradenin halk düşmanı acımasız yüzüdür.
Gerçek budur,gerisi boştur.