Kadir Kenar

akadirkenar@hotmail.com

Boşa giden milyarlar!

3208
Defterdarlık binasının yıkıldığını görünce bir tuhaf oldum! Yıllarca gelir vergisi mükellefliği yaptığım için, vergi daireleri ya da genel adıyla Defterdarlık binalarını çok ziyaret etmişimdir. Oraya gelip gitmenin insanda yaşattığı psikoloji apayrı bişeydir. Vergi borcunuzu öderken çok zorlanırsınız. Ama, ödemeyi yapıp binadan çıktığınızda içinizi bir gönül huzuru kaplar. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak üzerime farz olan görevimi ifa ettim; polisi, askeri, doktoru, hemşiresi, öğretmeni, imamı... Devlet adına çalışan insanların maaşlarının ödenmesinde katkınız olması gerçekten mutluluk verir. Bu sorumluluk; ayrıca size hesap sorma hakkını da teslim eder. Bu da vatandaşlık bilinci demektir. 
 
Şimdi bu peşrevden sonra sadete geleyim. Çok değil daha 10 yıl önce Çanakkale`de iki tane devlet binasına güçlendirme yapıldı. Bunlardan birisi Defterdarlık binasıydı. Stadyumun hemen arkasında. Atatürk Caddesinde. Diğeri de Valilik binasının yanındaki Özel İdare Binası. 
 
Depreme dayanıksız oldukları ortaya çıkan bu iki binayı yıkmak yerine, güçlendirme yapma kararı verildi o zamanki idareciler tarafından. Neden? Çünkü şehrin göbeğinde, lojmanlara yürüme mesafesinde falan filan. Ya da deniz manzaralı falan filan. Ama, kimse bu güçlendirmelerle bu binaların ayakta durmasının zor olduğunu söylemedi o zaman. Bilenler de sustu. Yani çöpe giden milyarlarca para mevzusu gözümüzün önünde cereyan etti. Olmayacak duaya amin dedik hep beraber. Eğer o binalara güçlendirme yapmak yerine yenilerini yapsaydık, ne o israf ettiğimiz paralara ağlayacaktık, ne de bu dertleri çekmeyecektik. Yazık oldu. 
***
Suyun acıması yoktur!
Geçen yıl Ezine`de dere sularına kapılan iki genç insanımızı kaybettik. Bir gece vakti, araçlarıyla dereden geçmeye çalışan iki çocuğumuz sulara kapılıp yok oldu. Günlerce aradık. En sonunda cesetlerini bulabildik. 
Bu yıl da aynı manzara Ayvacık`ta karşımıza çıktı. Rüzgar santrallerinde görevli iki insanımız sulara kapılıp yok oldu. Arama çalışmaları devam ediyor. Ama, umutsuz. Yine aynı acıyı yaşayacağız. Onun için diyeceğim o ki, suyun acıması yoktur! Önüne geleni alıp götürür. Bu konuda çok duyarlı olmamız lazım. 
***
Bu işler tartışılmaz bile!..
Köprü inşaatinin yapımıyla ilgili gereksiz bir tartışma yaşanıyor. Bir yıla kadar biticek olan bu devasa işte, Çanakkaleli firmaların yeterince pay almaması tartışma konusu. Ve bu işte mağdur edilen de ÇTSO Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Semizoğlu. Neymiş, üyelerinin hakkını aramamış! Üyeleri buraya iş yapamamış! 
Geçin bunları arkadaşlar. Bu bir ticaret mevsuzu. İşini bilenler boğazı geçmiş zaten! Siz, dere kenarında paça sıyırmış bekliyorsunuz daha!.. Komik olmayın! İş bitmiş, fiş kesilmiş. Kimse kimsenin kafasına silah dayayarak iş yapmıyor. Yetenekli insanlar var sadece!.. Boşu boşuna ÇTSO`yu da yıpratmayın bari. 
***
Çan`ı Belgeseller kurtarmaz!
Çan`da iki termik santral var. Birincisi devletin. Az bucuk kontrollüydü. Çeki düzen veriliyordu. İkinci ise özel şirket. Kanunlar ve yönetmeliklerdeki boşlukları çok güzel kullanıyorlar. Kesilen para cezalarına bile razılar. Çünkü günlük gelirleri milyonlarca lira. 
Ama Çan halkının sağlığıyla oynamaktan çekinmeyen bu iki termik santrali durdurmak için kimse bir şey yapamıyor. Çok iyi niyetle yapılan baskılar da fayda etmiyor. Şimdi yeni bir belgesel yapılmış. Çok güzel. Ama, o bacalardan çıkan zehiri durduramayacak o belgeseldi. Sadece biz avunacağız. Başka bir yol gerek.