Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

5 Haziran ardından...09.06.2009

1895

Son zamanlarda Çanakkale duyarlılıklar noktasında negatif bir kapasite yaşamaya başladı. Çok önemli noktalarda geliştirilen tepkilere karşı kayıtsızlık gün geçtikçe artıyor. 5 Haziran Dünya Çevre Günü kitlesel basın açıklamasında bunu hissettim. Ve katılımcı bazı arkadaşlar ile aynı düşünceleri paylaştım. 
Çanakkaleliler son zamanlarda olayların dışında kalmayı tercih ederek, genelde kabul gören bir gerçeği farklılaştırıyor.
“Çanakkale duyarlı bir kenttir” tespiti gelinen yerde bazı soru işaretlerine açık.
Bu potansiyelin yok olmaması için bazı önlemler ve sorumlulukların alınması gerekli olduğunu düşünüyorum.
Böyle bir kaygısı olan her kesiminde bu noktada kafa yorması zamanı gelmiştir.
Yarın çok geç olabilir.
Gelinen yerdeki bu konu ivedilikle ele alınması gerekli bir hale gelmiştir.
Bu konuda duyarlı, katılımcı, çağdaş değerlere bağlı, insan hakları, demokrasiden ve özgürlüklerden yana bütün kesimler bu konuda bir beyin fırtınası ile bu olumsuz gelişen duruma müdahale edecek bir girişim içersine girmelidir.
Şimdi sesli düşünerek ilk önerileri oluşturmak istiyorum.
Bu konuda kurumsal olarak gelişmiş, katılımcı ve duyarlılık değerleri ile önde olan kurum Çanakkale Belediyesidir.
Çanakkale Belediyesi organizasyonunda oluşturulacak birim ile öncelikli olarak yerine getirilmesi pratik görevler için tanımlamalar ve sorumluluk merkezleri yaratılmalıdır.
Bu merkez bu noktadaki bütün organizasyonların kent insanına duyurup katılımların artırılması için bir takım görevler üstlenmelidir.
Bu görevler hiç bir ihmale yer vermeden yaratıcı çalışmalar ile desteklenerek inatla ve sabırla sürdürülmelidir.
Unutulmamalıdır ki kent insanının duyarlı olması önce yerel yönetime gerekli olacaktır bir gün…
Şimdi kentteki diğer demokrasi güçleri, sivil toplum örgütleri de bu noktada görüş ve düşüncelerini kamuoyu ile paylaşmalı ortaya çıkacak sonuç ve ihtiyaçlara göre de organize olunmalıdır.
Yoksa bir gün hep birlikte “biz eskiden Çanakkale de şöyle yapar, şöyle yaşardık” söylevleri ile bazı değerleri nostaljik olarak izler hale geleceğiz.
Gelişmeleri izleyeceğiz.
“Yol –yeşil alan-deniz uygulaması “
İl genel meclisine sunulan bu proje kentlerin korunması açısından önemli ve bu alandaki uygulamalar için yorumun dışında net çizgiler ile uygulamaların kesinlik kazanacağı gelişmelere yol açması bakımından da güvenli bir yaklaşımdır.
Tabiî ki mevcut bazı uygulamalar ile kazanılmış haklar bu noktada bazı sıkıntılar yaratabilir.
Fakat önemli olan bu değildir.
Eğer kurumlar bu noktada gerekli iletişim ve birlikteliği sağlarlar ise problemleri de aşarlar.
Bundan sonraki uygulamalar itibarıyla bu disiplin, geleceğimiz için, yaşanılır yaşam alanları için önemlidir.
Bakalım gelişmeler nasıl olacak?
Başarıp, yaşanılır alanlar için bir adım atabilecek miyiz?
Yoksa proje mezarlığında yeni bir mevtaya mı dönüşecek?

Sermet ATADİNÇ