Zafer, ‘Gezi çocuğu’nun oldu

Çanakkale`de Gezi Parkı eylemlerinde yola yazı yazdığı için kamu malına zarar verdiği gerekçesiyle hakkında dava açılan ve kamuoyunda da “Küçük Gezi`ci” ve “Gezi çocuğu” olarak bilinen 13 yaşındaki B.T.İ. dün Çanakkale Adliyesi`nde görülen davada hakim karşısına çıktı. Yaklaşık 1 saat süren duruşmada hakim, B.T. İ.`ye ceza verilmesine yer olmadığına karar verdi.

610
 
Hem Türkiye hem de Çanakkale kamuoyunun merakla beklediği B.T.İ. davası dün görüşülerek karara bağlandı. Ilk duruşmaya katılamayan B.T.I, dün Çanakkale Adliyesi`nde görülen davaya ilk kez katıldı. Sabah saatlerinde adliyeye akın eden vatandaşlar, Gezi Parkı`nın en küçük sanığına yoğun bir şekilde destek verirken, çeşitli sloganlar atarak da AKP hükümetini istifaya çağırdılar. Yola `Hükümet isfifa` , `kahrolsun faşizm` yazdığı gerekçesiyle kamu malına zarar suçundan hakkında 6 yıla kadar hapis cezası istenen 13 yaşındaki B.T.İ.`nin Çanakkale 1. Asliye Ceza Mahkemesi`nde görüşülen davası düştü. B.T.I.`ye ayrıca CHP Çanakkale Milletvekilleri Ali Sarıbaş ile Serdar Soydan, CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, Kepez Belediye Başkanı Ömer Faruk Mutan, CHP İl Başkanı Hamza Karagöz, CHP Merkez İlçe Başkanı Nejat Önder, Istanbul Taksim Dayanışma Grubu üyeleri, Çanakkale`deki bazı sivil toplum kuruluşları ile dernek temsilcileri ve çok sayıda vatandaş destek verdi. Adliye önünde bir araya gelen yaklaşık 200 kişilik grup, `Kahrolsun faşizm`, `Faşizme karşı omuz omuza`, `Her yer Taksim her yer direniş` ve `Hükümet istifa` sloganları atarken, alkışlarla da AKP hükümetine tepki yağdı.
 
 
Yapıcı; “Bir anne olarak utanıyorum”
Dava için İstanbul`dan gelerek Taksim Dayanışması adına duruşma öncesi açıklama yapan Mücella Yapıcı; B.T.İ`nin, yere yazı yazdığı için mahkemeye konu edilmesinin utanç verici olduğunu belirterek; “13 yaşındaki bir çocuğun özellikle polisle getirilip, yere sadece `Kahrolsun Faşizm` yazdı diye mahkemeye konu olması hepimiz için son derece utandırıcıdır. Özellikle biz anneler ve babalar için gerçekten tahammül edilemez bir şey. Bu çocuklar üzerinde açıkça tacizdir. Bu dava hakikaten hukuk tarihimize kara bir leke olarak geçecektir. Umuyorum bu dava bugün (dün) sonlanacaktır. Çocuklarımızın çok daha demokratik, özgür oynayabilecekleri, gülebilecekleri ve kendilerini ifade edebilecekleri alanlara ihtiyacı vardır. Bunu kabul etmek mümkün değildir. Bir anne olarak burada olmaktan utanıyorum. Ama böyle çocuklarımız var diye de onur da duyuyorum” dedi.
 
 
`Yazdığı suç değil`
Davanın görüşüldüğü Çanakkale Adliyesi`nin önünde polis ekipleri geniş güvenlik önlemleri aldı. Katılımcıların yoğun desteğini alan B.T.İ babası Tamer İ.`nin yanı sıra CHP`li vekiller ve 14 avukatla birlikte duruşmanın yapılacağı salona çıktı. Çanakkale 1. Asliye Ceza Mahkemesi`nde görüşülen davaya sadece avukatlar katılırken, mahremiyet gereği duruşma diğer katılımcılara kapatıldı. İfade için duruşma salonuna çağırılan B.T.İ., hakimin o yazıyı yazdın mı sorusuna yazdım diyerek cevap verdi. Daha sonra hakim 13 yaşındaki B.T.İ`ye yazdıklarının suç olduğunu biliyor muydun diye soru yöneltti. Bu soru üzerine devreye giren avukatlar, `Yazdıkları suç değildir` dediler. B.T.İ. Daha sonra duruşma salonundan ayrıldı.
 
 
Dava düştü
Duruşma sonunda B.T.İ.`ye ceza verilmesine yer olmadığına kanaat getiren mahkeme, davanın düşürülmesine karar verdi. Mahkemenin verdiği bu karar Çanakkale Adliyesi`nin dışında bekleyen katılımcılar tarafından büyük sevinçle karşılanırken, 13 yaşındaki çocuğun yargılanmasına hükmeden zihniyete karşı da çeşitli sloganlar atarak tepkilerini dile getirdiler. Duruşmanın ardından katılımcılara seslenen B.T.İ.`nin babası Tamer İ. İse; “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam edeceğiz. Bunlara çocuklarımızı teslim etmeyeceğiz. Onlardan asla korkmuyoruz. Onlar bu ülkenin sahibi değil. Bu ülkenin sahibi biziz. Bu ülkenin namuslu ve onurlu insanları, bu ülkenin sahibidir. Onlar gidecek bu ülkeden, biz gitmeyeceğiz. Onlar gidecekler. Kahrolsun faşizm” dedi.
 
 
Kuşkonmaz; “Cezaya gerek olmadığına karar verildi”
B.T.İ`yi savunmak için duruşmaya katılan avukatlardan Sabri Kuşkonmaz, mahkemenin B.T.İ. İle ilgili cezaya gerek olmadığına karar verdiğini söyledi. Kuşkonmaz; “Hakkında dava açılan çocuğumuzla ilgili cezaya gerek olmadığına karar verildi. Şu anda verilmiş olan karar aslında bizim tanımlamamızla bir kaldırım davasında çocuğun kaldırıma kurban edilmesi söz konusuydu. Gezi protestoları sırasında yazılmış iki tane son derece meşru ve makul slogan nedeniyle mala zarar vermekten dava açıldı. Mala zarar verilirken devletin kaldırımı korunurken bu ülkenin çocuğu heba edildi. Çünkü, şu aşamaya kadar gelinen tüm usüllü süreçlerde sürekli olarak kamunun çıkarları ön planda tutuldu. Devletin yasaları ön planda tutuldu. Elbette devletin yasaları ön planda olacak ama o devletin yasaları içerisinde çocuğu kollayan hükümler de var. Çocuğu koruyan hükümler şu ana kadar işlerlik görmedi. Bu nedenle şu anda verilmiş olan cezasızlık kararı en başta olması gereken bir şeydi. Neresinden baksak doğrusunu bulamadığımız bir iddianamede bir tane doğru vardı, o da bugünkü verilen karardı” diye konuştu.
 
Soydan; “Bu bir intikam davasıdır”
Gezi Parkı sürecinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`ın karizmasını çizmesi nedeniyle intikam peşinde koştuğunu kaydeden CHP Çanakkale Milletvekili Serdar Soydan, açılan davanın bir intikam davası olarak değerlendirdi. Soydan şu şekilde konuştu: “Bu ülkede 13 yaşındaki bir çocuğun yargılanmasını artık yadırgamıyoruz. Bu dava çok önemlidir. Gezi davası Başbakanın deyim yerindeyse karizmasını çizmiştir ve dağıtmıştır. Artık bu gezi davası bir diktatörün yıkılabileceğini göstermiştir. Onun için Başbakan gezi davasında bir intikam peşinde koşmaktadır. Bu normal bir yargılama değildir. Bu bir intikam davasıdır. Ama ne olursa olsun, Başbakan hangi duygular içerisinde olursa olsun, Türkiye`yi nereye götürmeye çalışırsa çalışsın her diktatörün bir devrilişi vardır. Hangi davalar açılırsa açılsın sonunda hepimiz bu iktidarın yıkılacağını sonunda göreceğiz.
 
Sarıbaş; “AKP ülkeden gidinceye kadar mücademiz sürecektir”
CHP Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş ise; “Gezi olayları ile başlayan ve yolsuzlukla devam eden bu süreçte AKP iktidarı tüm insanları, gençleri ve özelikle çocukları sindirmeye çalışmaktadır. Türkiye`de insanlar demokrasiye sahip çıkmaya devam edecektir. Bunu böyle bilsinler. Türkiye`de yaşayan insanlar kendi yaşam haklarına müdahale edilmemesi gerektiği konusunda kararlıdır. Çocuklarımıza açılan bu davalar bizi susturamayacak ve sindiremeyecektir. Daha mücadelemiz bitmemiştir. AKP iktidarı bu ülkeden gidinceye kadar mücadelemiz devam edecektir” şeklinde konuştu.
 
 
 
Elme şekerli protesto
Çanakkale`de bazı sivil toplum kuruluşları da, dava öncesi açıklama yaparak B.T.İ.`ye destek verdi. Mikrofon olarak kullanılan elma şekerleriyle açıklama yapılarak; 13 yaşındaki bir çocuk hakkında `Kahrolsun Faşizm` diye yazı yazdığı gerekçesiyle dava açılması protesto edildi.
KESK, DİSK, TMMOB, Çanakkale Tabip Odası, İHD, ÇGD, TÜKODER ve Çanakkale Çevre Platformu`nun yaptığı ortak basın açıklamasında konuşan Ziraat Mühendisleri Odası Çanakkale Şube Başkanı Türker Savaş; “Tarih: 26 Aralık 1995. `Götürmeyin kızımı, o daha çok küçük” diye bağırıyordu, cezaevi aracının arkasından bir anne... O annenin kızıyla birlikte 16 çocuğun Manisa Emniyet Müdürlüğü’ne götürülmesinin üzerinden 18 yıl geçti. Çocukların yaşı 14 ve 18 arasında değişiyordu. Mahir, 14 yaşında ortaokul öğrencisiydi o zaman; diğerleri ise lisede... Birtrenin vagonuna "Paralı eğitime hayır` yazmışlardı... Bu kadar... Bu olayın bu çocukların beyninde, yüreğinde nasıl bir travma yarattığını hayal edebilir misiniz? Manisalı çocukların davası olarak bilinen bu olaya ilişkin Google`da bir arama yaptığınızda İngilizce ve Türkçe iki milyon "siteye" ulaşabiliyorsunuz. Ve birde kitap yazıldı bu çocuklara dair... Tarih: 10 Ağustos 1997. Biri 20, diğerleri 17 yaşında dört genç, Gaziantep`te bir gece yarısı baklavacıya giriyorlar. Kasadaki paraya dokunmayan çocuklar dükkândaki baklavalardan ve antep fıstıklarından alıp kaçıyorlar. Olaydan iki ay sonra baklava çalan çocuklardan biri şüphe üzerine yakalanınca olan biteni anlatıyor. Böylece polis diğer üçünü de yakalıyor. Olay hemen yargıya intikal ettiriliyor. Yavaş işlemesinden şikâyet ettiğimiz adalet mekanizması baklava hırsızlığını jet hızıyla karara bağlıyor. 20 yaşında olan 9 yıla, 17 yaşında olan diğer üç çocuk ise 6`şar yıla mahkûm ediliyor. Tarih: 16 Haziran 2013. 14 yaşındaki Berkin Elvan, Gezi olayları sırasında bakkala gitmek için sokağa çıktığında başına biber gazı fişeği isabet ediyor. Berkin o tarihten beri komada... 21. yüzyılın ilk 10 yılını arkasında bırakan Türkiye`de, Adananın Pozantı ilçesi çocuk cezaevinde yatan, yaşları 13 ile 17 arasında değişen ve taciz-tecavüz ve işkenceye uğrayan “taş atan çocuklar” ile ilgili Adalet Bakanlığının bulduğu çözüm, 218 çocuğu Adana’da yaşayan ailelerinden 8 saat uzaklıktaki Sincan cezaevine nakletmek oluyor. Türkiye çocuklarını koruyamıyor; Türkiye çocuklarını korumuyor... Tarih: 21 Ocak 2014. Bugün 13 yaşındaki B.T.İ.`nin davası görülecek... Neden yargılanıyor 13 yaşındaki B.T.İ.? 77 İlde gerçekleşen Gezi eylemleri sırasında yaya yoluna sprey boya ile yazı yazdığı için... Yazdıklarının ne önemi var; o daha 13 yaşında! Bize göre onun yaşı henüz daha en çok, "seni gidi kerata" sözleri ile cezalandırılacak bir yaş... O da sevgiyle söylenecek bir "kerata"... Neler düşünüyoruz? Adaleti düşünüyoruz. Hukuku düşünüyoruz. Yargıyı düşünüyoruz. Biz hukukun ve yasaların adaletli olmasını bekliyoruz. Bugünün efendilerinin birilerini "yedirtmemek" için yaptıklarını görüyoruz. Düpedüz yargının işini yapmasını engelliyorlar...
Bizler ise sadece düşünüyoruz. Bizler sadece düşündüklerimizi söylüyoruz.
Ve bugün burada 13 yaşında bir çocuk yargılanıyor; yola yazı yazan bir çocuk...
Bizler ne kolluk güçlerine ne de yargıya müdahale edebiliriz. Çünkü bizler demokrasiye inanırız. Çünkü bizler demokrasilerde yargının bağımsız olması gerektiğine inanırız. Ancak Türkiye`de toplum vicdanı adalet açısından yaralıdır. Bu yaranın sarılması gerekir. Bu yara hemen, şimdi sarılmalıdır. Vicdanımız bizleri bugün 13 yaşındaki B.T.İ.`nin yanına taşıdı. Ona destek için buradayız. Onun yanındayız. Çünkü çocuklarımızı korumalıyız... Onlar bizim çocuklarımız; bizim geleceğimiz... Tüm olumsuzluklara rağmen iyiliğe olan inancımız sürüyor” ifadelerini kullandı.
 
Paylaş