"Yüzyıllık zeytinlerin kesilmesinin telafisi var mı?"

1251

 Ayvacık’ın Gülpınar Köyü’nde zeytinlik alan içerisinde jeotermal enerji sondaj çalışmasına karşı Gülpınar halkı zeytinliklerine ve yaşam alanlarına sahip çıkmış, 33 gün boyunca süren nöbeti ile başta kadınlar olmak üzere, sondaj firmasının Gülpınar’dan çekilmesini sağlamışlardı. Gülpınar Köyü’nde Pınarkale Enerji Üretim San ve Tic. A.Ş. tarafından yapılması planlanan 7 adet jeotermal arama amaçlı sondaj faaliyeti projesine ilişkin verilen ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararının yürütmenin durdurulması ve iptali istemi ile açmış olduğu davada Çanakkale İdare Mahkemesi  ‘idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmediği’ gerekçesi ile yürütmenin durdurulması talebini reddetti.   Gülpınar halkı başta olmak üzere birçok çevre örgütü ve STK karara tepki gösterirken, ZMO Şube Başkanı Türker Savaş ve CHP İl Genel Meclisi üyesi Hicri Nalbant konu ile ilgili gazetemiz Çanakkale OLAY’a açıklamada bulundular. ZMO Şube Başkanı Savaş, verilen kararı ve gerekçesini anlamanın mümkün olmadığı değerlendirmesinde bulunarak; “Orada kaç yaşında zeytinler var. Onların telafisi nasıl olacak ki? Tabii ki orada telafisi giderilemeyecek zararlar çıkacak” dedi. Termal enerjide asıl zararın sondaj sırasında oluştuğunu ifade eden Nalbant ise; “Zeytinlik şirketin kendisinin olunca ‘ben istediğim ağacı keserim’ sanıyor.  Yani herhangi zeytinlik alan kimin olursa olsun kesemez” dedi.

 
“Telafisi giderilemeyecek zararlar çıkacak”
Karar gerekçesinin gerçeği yansıtmadığını ve zeytinlerin birçoğunun zarar göreceğini ifade den Savaş; “Bu olayla ilgili olarak, en son oranın keşfi ile ilgili olarak bilirkişilerle birlikte bizim yakın arkadaşlarımız gitmişti. Orada bilirkişilerin olumsuz tavır takındıkları yönünde bir bilgimiz vardı. Şuanda yürütmenin durdurulmasına ilişkin talep reddedilmiş durumda. Yani şirket, ‘ÇED olumlu raporuna istinaden işlemlerini devam ettirebilir’ karar bu anlama geliyor. Tabi bu durumu ben çok absürt buluyorum. Yani, yarın veya daha sonra olası bir durumda oradaki zeytinler zarar görecek. Yanı orada kaç yaşında zeytinler var. Onların telafisi nasıl olacak ki? Tabi ki orada telafisi giderilemeyecek zararlar çıkacak.  Bunu anlamak hakikatten mümkün değil. O, oradaki ya da bu, buradaki durumlar için çevrenin söz konusu olduğu, özellikle tarımsal amaçla kullanılan zeytin ağaçlarının söz konusu olduğu durumlarda ‘telafisi mümkün olmayacak zarar’ olmaz gerekçesine nasıl dayanılıyor? Tabi ki onu anlamak mümkün değildir” dedi.
 
“Zeytinlik alan kimin olursa olsun orada kesim yapamaz”
Mahkeme kararının yasaya açıkça aykırı olduğu ve uygulanması halinde telafisi imkansız zararların doğacağını dil getiren Nalbant; “Bunların her ikisi aynı anda olacak. Onun dışında yürürlüğü durdurma verilmiyor. Yürürlüğü durdurma talebi de reddedilmiş. Daha sonra İzmir Bölge İdare Mahkemesine itiraz edilir ama itirazdan çok fazla bir şey çıkmaz. Yani buradaki sıkıntı şu, termal enerjide asıl zarar sondaj sırasında oluşuyor. Biz oraya birkaç defa gittik, oradaki insanların eylemlerine de katıldık. Oradaki sondajı da zaten zeytinliğin ortasına yapıyorlar. Şirket oradan birkaç kişi buluyor ve değerinin üzerinde bir para ödeyerek zeytinlikleri alıyor. Tabi zeytinlik şirketin kendisinin olunca ‘ben istediğim ağacı keserim’ sanıyor.  Herhangi zeytinlik alan kimin olursa olsun kesemez. Bu seferde zeytinlikleri gece, gündüz kesiyorlar ve orada sondaj yapıyorlar” dedi.
  
“Bu kafayla zeytinlikleri nasıl koruyacağız” 
Zeytincilik yasasına göre zeytinlik alan içerisinde jeotermal olsa dahi sondaj yapılamayacağını ifade eden Nalbant;   “Jeotermal olsa bile hiçbir şey yapılamaz. Ama böyle hukuku arkadan dolanacak şekilde zeytinlik sahibi olarak bu işleri yapmaya çalışıyorlar. Burada Tarım İl Müdürlüğü’nün devreye girip, zeytin kesenler hakkında hem parasal hem de hapis cezası talebiyle davalar açılması lazım. Böyle bir uygulama da maalesef yapılamıyor. Zeytinin korunmasından bugünkü siyasi iktidar da rahatsız. 7’nci kez zeytinlik yasasını değiştirmek için girişimde bulundular. Zeytine sahip çıkan duyarlı insanlar yüzünden bu yasa uygulanmadı ama Bilim ve Sanayi Bakanlığı ‘7’nci kez geri çekiyoruz ama 27’nci kez de olsa bu değişiklik yapılacak’ şeklinde açıklama yapmıştı. Yargıdan da biraz hassasiyet bekliyoruz ama o da olmuyor. Maalesef zeytinliklerimiz dünyanın çok az yerinde bulunan bir şey. Zeytinin, yağının en güzel yetiştiği bir yerde zeytinliklere karşı böyle bir hareket yapılıyor. Mahkeme ‘telafisi imkansız’ takdir etmiştir ama işin gerçeğinden telafisi imkansız zarar doğar. Siz, yok ediyorsunuz, ondan sonra da ‘telafisi imkansız zarar doğmaz’ diyorsunuz. Oralara zeytini kim dikecek? Ya da bu kafayla biz zeytinlikleri nasıl koruyacağız? Onun için kararın yanlış olduğunu düşünüyorum” dedi.
(Eren Aşnaz)
Paylaş