AKP hükümetine yönelik eleştirilerde bulunan BES Çanakkale Şube Başkanı Güngör Yılmaz, 10 yıldır AKP hükümetinin emekçileri sefalete itmeye devam ettiğini söyledi. Yılmaz; “10 yıllık iktidar tarihi boyunca emekçilere sömürü ve yoksulluktan başka bir şey sunmayan, her yıl daha fazlasını isteyen ama karşılığında hep daha az veren AKP hükümeti, yıllardır halktan topladığı ağır vergilerle kendi otoriter, baskıcı ve sömürücü düzenini inşa etmeye ve emekçileri sefalete itmeye devam etmektedir. Bugün kuşkusuz sömürünün bir adı da bütçedir. Bu bütçe AKP bütçesidir. Talanın, yağmanın, rantın ve savaşın bütçesidir. Bu bütçe yoksulluktur, eşitsizlik ve adaletsizliktir. AKP bütçesi, halktan en adaletsiz şekilde toplanan ağır vergilerin bir avuç sermayedara, savaşa ve ranta aktarıldığı, eğitim ve sağlık başta olmak üzere tüm kamu hizmetlerinin yok edildiği bütçedir.
Elbette, ABD emperyalizminin taşeronluğuna soyunmuş, bir avuç rant ve güç peşinde koşarak ülkemizi savaşın tarafı haline getirmiş, iktidarı olduğu ülkenin emekçilerini açlık ve yoksulluk sınırının altına sürüklemiş AKP hükümetinden başka da bir bütçe beklenemezdi. Bugün 2013 yılı bütçesi ile AKP hükümeti kendi siyasal portresini bir kez daha çizmekte, sınıfsal tercihini ve ülke kaynaklarını nasıl emperyalist güçlere ve rant mekanizmalarına aktardığını açıkça sergilemektedir. Söz konusu emekçilerin maaş zamları olduğunda her seferinde ‘kaynak yok’ diyen, ‘kemer sıkacağız’ diyen en temel haklarımız olan sosyal harcamaları sürekli kesip biçen, bizleri güvencesiz çalışmaya mahkum eden AKP hükümeti, halktan topladığı vergileri sürekli arttırmaktadır.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2013 yılında da bütçe gelirlerinde artış beklediklerini kendi ağzı ile ifade etmektedir. Geçen yıla göre bu sene vergi gelirlerindeki artış yüzde 7’yi geçmiştir. Sadece tüketimimizden alınan dolaylı vergilerin artışı ise yüzde 6’yı bulmaktadır. Kamu emekçilerinin yıllık ücretlerine yapılan zam ise yaklaşık yüzde 6’da kalmakta, enflasyonun çift haneye ulaştığı hayat pahalılığının altında ezilmektedir” dedi.
“AKP hükümeti bütçe harcamalarında aslan payını savaşa ve ranta ayırmıştır”
“2013 yılı bütçesinde AKP hükümeti bütçe harcamalarında aslan payını savaşa ve ranta ayırmıştır” diyen Yılmaz; “Dindar nesilleri yaratma hedefinde öne çıkardığı Diyanet İşleri Başkanlığı’nın payı ise toplam 11 bakanlığın bütçesini sollayarak rekor kırmıştır. İçeride ve dışarıda savaş politikalarını benimseyen AKP hükümeti, ABD emperyalizminin bölgede emireri gibi davranırken, tüm kaynakları da savaşın hizmetine sunmaktadır. İçeride ise baskıcı ve otoriter gücünü besleyecek kurumlarını güçlendirmekte, polis devletine dönüştürdüğü ülkemizde baskı aygıtlarını yine halktan topladığı vergilerle genişletmektedir. Kürt sorununda demokratik çözüm yerine silah ve şiddetteki ısrarının sonucu son aylarda askeri harcamalar 20 milyar TL’ye yaklaşmıştır. Düşünce ve ifade özgürlüğünün kısıtlandığı, muhalif olan herkesin baskı altına alındığı, diz boyu hukuksuzluğun egemen olduğu ülkemizde cezaevleri binlerce öğrenci, gazeteci, sendikacı, akademisyen ve siyasi tutukluyla doludur. AKP hükümeti bir yandan da neoliberal devlet anlayışı ile sosyal harcamaları kısmakta, eğitim, sağlık, barınma ve çalışma hayatına yönelik kamu hizmetlerini ticarileştirmektedir. Bugün sadece parası olanlar eğitim olanağına kavuşabilmekte, sağlık hizmetinden faydalanabilmektedir. Sefaletin içine sürüklediği emekçilerin yaşam koşulları güçleşirken, AKP hükümeti devlet kurumlarını bir ticari holdinge, kamusal hizmetleri de satılık bir mala dönüştürmektedir. Aynı zamanda bir yandan da yoğunluklu olarak yoksul emekçilerin yerleşim mekanlarını yıkarak, kentsel dönüşüm adı altında kentleri, yaşam alanlarımızı yağma ve talana teslim etmektedir. Sadece bu talanın ülkeye maliyeti ise yaklaşık 800 milyar liraya dayanmakta bütçede maaş zamlarının oluşturduğu maliyetin 177 katını yansıtmaktadır” şeklinde konuştu. Yılmaz, açıklamasını şu şekilde sürdürdü: “Savaşın, yağma ve talan üzerine kurulu rantın bütçesinden kalan pay da yine emekçilere gitmemekte, AKP’nin dindar nesil projesine, geleceğimizin karartılmasına ayrılmaktadır. Bilindiği gibi AKP hükümeti çocuklarımızın yarınlarını, geleceğimizi ipotek altına alan 4+4+4 gerici ve piyasacı eğitim sistemini bu yıl tüm tepkilere ve itirazlara rağmen oldubittiyle hayata geçirmiştir. Eğitimi ticarileştiren bu sistem aynı zamanda eğitimin niteliğini de dinselleştirmeyi amaçlamaktadır. AKP hükümeti bu sistem ile artık eğitimi Milli Eğitim Bakanlığı’nın konusu olmaktan çıkartıp, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın alanı haline getirmiştir. İşte 2013 yılı bütçesinde karşımıza çıkan devasa Diyanet bütçesi, bu sistemin geleceğimizin karartılmasının bütçesidir. Yapısal ve yasal dönüşümü kuran AKP hükümeti, şimdi de çarkları döndürmek için kendi kurumlarını bütçe aracılığıyla finanse etmektedir. Sağlığa ise ayrılan pay her yıl daha da düşmekte, halkın nitelikli bir sağlık hizmetine ulaşması gün geçtikçe zorlaşmaktadır. AKP hükümeti ile gelişen paran kadar sağlık dönemi hızlı bir biçimde hayata geçirilirken, piyasanın istemleri doğrultusunda en temel hakkımız bir Pazar malı haline getirilmektedir. Tüm emekçilere dayatılan performansa dayalı ücret öder gibi rekabetçi özel işletmenin sömürü düzeni sağlık sektöründe de yaygınlaştırılmaya çalışılmakta, eşit, ulaşılabilir, etkin bir sağlık hizmeti yerine başında CEO’ların olduğu, sadece parası olanın tedavi olabildiği bir sektör yaratılmak istenmektedir.”