TKP Çanakkale Belediye Başkan adayı Reyhan Yıldırım, Çanakkale için düşüncelerini ve sorunlara dair nasıl bir çözüm yolu bulacaklarını gazetemiz Çanakkale OLAY’a açıkladı. Asıl mesleği mühendislik ve yazarlık olan Yıldırım bilişim sektöründe çalıştı. Yıldırım, emekli olduktan sonra iki üniversite daha bitirmiş. Kentin tüm sorun alanlarında kısa, orta ve uzun vadeli yapılacakları içeren listeleri olduğunu ifade eden Yıldırım; “Ancak bu liste son halini, kuracağımız halk meclisleriyle ortak çalışmalarımız sonucunda alacak” dedi. TKP olarak görüşlerinin toplumcu hizmet anlayışıyla, mümkün en geniş emekçi kitleye fayda sağlamak olduğunu belirten Yıldırım; “Siyasilerin, günlük yaşamın rutininde emekçi halkın yaşam kalitesini ve şehri yaşamasını çok etkileyen temel hizmetlere eğilmeye hevesi yok” dedi. Açıklamasında TKP`nin 31 Mart seçimlerinden genel beklentisini açıklayan Yıldırım; “Türkiye sermayesi yıllardır ciddi bir krizin içinde. İşbirlikçilik ve 12 Eylül düzeni sayesinde ter dökmeden sahip oldukları olanaklarla bir gül bahçesinde yaşamış olmalarına rağmen bir türlü kendi varlıklarını meşrulaştıracak düzeni kuramadılar. Temsil ettikleri kesimin köksüzlüğü nedeniyle huzursuz; yapar gibi göründükleri her şey daha arkalarını dönmeden patladığı için istikrarsızlar. Eğitim sistemi, sağlık sistemi, şehirlerimiz, bu eğretiliği, yatağını o mücadelenin gücüyle yapılabileceklerin sınırı yok. Paylaştığımızda düşünceye daldıklarını görmek bizi de heyecanlandırıyor” dedi.
“Proje yarışının aslında rant yönelimli yatırım yarışı”
Kentin tüm sorun alanlarında kısa, orta ve uzun vadeli yapılacaklarını içeren bir listeleri olduğunu ifade eden Yıldırım; “Ancak bu liste son halini, kuracağımız halk meclisleriyle ortak çalışmalarımız sonucunda alacak. Proje yarışının aslında rant yönelimli yatırım yarışı olduğunu biliyorsunuz. Bizi ise toplumcu hizmet anlayışıyla, mümkün en geniş emekçi kitleye fayda sağlamak ilgilendiriyor. Siyasilerin, günlük yaşamın rutininde emekçi halkın yaşam kalitesini ve şehri yaşamasını çok etkileyen temel hizmetlere eğilmeye hevesi yok. Gerçi biçimsel olarak aynı görünen kimi kavramlar kapitalizm ve sosyalizmde farklı içeriklerle dolduğundan halkın kafası biraz karışabiliyor. Herkes aynı şeyi vaat ediyor sanıyorlar. Bizim için karşılaştırma ölçütleri net, bilimsel, sayısaldır. Girdiler, çıktılar, kazanımlar, planlı ve nihayetinde hesap verilebilirdir. Bu şekilde ortaya koyduğumuz her iddia, kendi deneyimlerimiz ve mevcut belediyecilikte belediyenin temel görevi olmasına rağmen yapılmayan işlerin üzerinden çeşitlenmektedir. Bu yüzden planlarımızı somut olarak halka kazanım vaat etmeyen ya da daha önce vaat edildiği halde yapılmamış işleri yeniden sofraya yatıran hiçbir tasarımla yarıştırmayız. Sapla samanın birbirine karıştırılmayacağını bir çocuk bile akıl eder” dedi.
“Kent kaynaklarını rant ehillerinin hevesini kursağında bırakacak şekilde örgütleyeceğiz”
Çanakkale`de neleri değiştirmek istediklerini ifade eden Yıldırım; “Dar gelirli emekçinin yaşam şartlarını iyileştireceğiz. Örneğin ulaşım için metropollerdeki kadar yüksek ücret ödemeyecekler. Yoğun saatlerde belediye otobüslerine ücretsiz binecekler. Pazarlardan üretim kooperatifleri eliyle doğrudan pazara getirilen, aracı bedelleri giydirilmemiş, taze meyve, sebze alıp yiyecekler. Barınmak için bir düşün gerçek olmasını beklemeyecekler. Üstelik toplu değil, altyapısı tamamlanmış, sosyal konutlara sahip olabilecekler. Belediye konukevleri ve refakat hizmetleri sayesinde ebeveynleri için çok uygun koşullarda destek talep edebilecekler. Birkaç düğün salonuna dünyanın parasını vermek, sıra beklemek ya da sokakta eğlenmek yerine semtlerde açılacak etkinlik salonlarını uygun fiyatlarla kullanabilecekler. Belediyenin bedava sağlık tarama hizmetlerinden faydalanabilecekler. Ücretsiz kültürel aktiviteler, eğitim ve seminerlerle kendilerinin ve çocuklarının zihinlerini de besleyebilecekler. Şehrimizin gelişim yönelimi iş adamlarının, sermayenin yönelimiyle paraleldir. Bunu değiştireceğiz. Kent kaynaklarını rant ehillerinin hevesini kursağında bırakacak şekilde örgütleyeceğiz” dedi.
“Çanakkale, her şeyden önce bir öğrenci kenti”
Kentte geniş bir toplama sahip olan ve kendilerine has ayrı sorunları olan unsurları olduğu, genç işsizler ve öğrencilerin bunun başında geldiğini ifade eden Yıldırım; “Çanakkale, her şeyden önce bir öğrenci kenti. Yurdun her yanından gelen gençlere vereceğimiz hizmetlerin örnekliği yurt genelinde canlanacak bir kıvılcım niteliği taşıyabilir. Bu bağlamda kendimizi sorumlu hissediyoruz. Çoğu dar gelirli ailelerin çocukları. Barınma, ulaşım, beslenme masrafları ailelerin belini büktüğü gibi gençlerin de öğrenme hevesini kaçırıyor. Ücretsiz belediye yurtları; mahalle kütüphaneleri ve gençlerin kendi semtlerinde ders çalışabilecekleri, sosyalleşebilecekleri ve yaratıcı faaliyetler gerçekleştirebilecekleri mekanlar; belediyece zemini hazırlanacak ve karşılığın bedel ödenecek üretim faaliyetleri; ücretsiz tiyatro, konser, sinema vb. sanatsal katkılar; kullanmak üzere gençlerin talebine açık etkinlik salonları; gençleri geleceğe hazırlayacak ücretsiz atölyeler ve seminerler; ücretsiz ulaşım ve ucuz beslenme ortamları, bunlardan bazıları. Böylece onları politikleştirmemiz, kendi talepleri için mücadeleye davet etmemiz de mümkün olacak. Zaten halk meclislerimizde gençler de yer alacak. Yukarıdaki ihtiyaç alanlarını birlikte daha da geliştirebileceğiz. Genç işsizlere gelince… Teknik liselerden üniversite mezunlarına kadar pek çok gencimize iş imkanı sağlamayı onların yaşam hakkı olarak gören bir anlayışımız var bizim. Çanakkale’nin yerel kaynaklarını tıpkı Ovacık’taki gibi ürünleştirebileceğimiz üretim alanlarını açtığımızda yalnız onlara değil, belki deneyimli ve çalışabilecek durumda olan emeklilerimize bile iş fırsatları yaratabileceğiz. Neden bir meyve suyu fabrikamız olmasın? Neden bir salça fabrikamız olmasın? Neden tarımda, hayvancılıkta, turizmde bunların örneklerini çoğaltmayalım. Belediye kamucu olursa emekçi olma özlemiyle dolu, ama giderek umudunu yitiren gençlerimize eğitimden sağlığa, sağlıktan tarıma her alanda öncülük edebilir ve öncü rolünü daha sonra onların üstlenmesini sağlayabilir. Ortak aklın oluşabileceği tartışma platformlarına, zihinlerimizi ataletten kurtaracağımız hedeflere ihtiyacımız var. Can sıkıntısının, cehaletin, gençler üzerinden para kazanan her çeşit tüccarların iştahlarının üzerine yürümeye ihtiyacımız var. Bu alanlara doğrudan müdahale edeceğiz ve alanlara yönelttiğimiz kaynakları kullanıma yalnızca avantajlı olanların değil, herkesin erişebileceği şekilde açacağız” dedi.
“Çanakkale`nin tarımı da Ovacık gibi Sosyalist Belediyecilikten etkilenecek”
Ovacık`ta yapılan çalışmaların ilçe tarımına büyük bir katkısı olduğunu, Çanakkale`nin tarımının da sosyalist belediyecilikten etkileneceğini ifade eden Yıldırım; “TKP, toplumdaki eşitsizliklerin temel kaynağı olan üretim araçlarındaki özel mülkiyeti, belli programlar çerçevesinde ortadan kaldırmaya yönelik bir ekonomik politika izler. Bunu basın açıklamamızda da dile getirmiştik. Toprak da içinde olmak üzere, belediyenin sorumlu olduğu doğal kaynaklar ve kültürel zenginliklerimizi halkın adil faydasına uygun yönetmek görevimizdir, demiştik. Sosyalist anlayışla kurulmuş, üreticilerden oluşan ve üreticilerce yönetilen, elde edilen gelirin bir sonraki ekimin kaynak girdisi olarak sistemi besleyeceği kooperatifleri teşvik ederek, üreticinin doğrudan pazarlara ulaşacağı aracısız bir sistemi örgütleyerek tarımsal üretimi ve hayvancılığı yeniden canlandırmayı hedefliyoruz. Yerel denetimler, üreticiyi bilinçlendirecek eğitimler, yerel tohumlarımızı ekerek ulaşacağımız verimlilik bu çalışmaların kalitesini belirleyecek. Elde edeceğimiz gelirin sürecin kendisini, aynı zamanda kentteki emekçi halkı daha kaliteli ve ucuz olarak beslediği bu çalışmayı örgütlediğimizde hem doğamızı korumuş, hem ilave istihdam alanı oluşturmuş hem de dayanışma kültürü edinmiş olacağız. Çanakkale’miz de zirai üretimde bir diğer başarı öyküsüne dönüşecek” dedi. (Eren Aşnaz)