Tasarının AB müktesebatına uyum için hazırlandığı iddia edilse de, Avrupa Komisyonu Çevre Direktörlüğü tarafından da eleştirildiğini belirten Hareket, doğanın korunması amacıyla hazırlanan yasanın genel gerekçesinde bile, koruma alanlarının, stratejik ve ülke kalkınması için öneme sahip durumlarda işletilmesine imkân sağlanmasının gerekliliği ifade ediliyor.
Yasa tasarısının gerekçesine ve bütününe bakıldığında amaçlananın tabiatı, biyolojik eşitliliği ve peyzajı kullanıma açmak ve kullanımının sürekliliğini korumak olduğu anlaşılıyor. Yeşiller ve Sol Gelecek olarak, kalkınmacılık hırsı ile doğanın talanının önünü açan bu yasaya karşıyız.
“Bilim devre dışı bırakılıyor”
Tasarıda, koruma alanlarının belirlenmesi konusunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Bakanlar Kurulu yetkilendirilmesinin bilimi devre dışı bırakmayı amaçladığın belirtilen açıklamada: “Bu düzenleme ile bağımsız bilimsel görüş verecek kurumların ve halkın katılımı engellenmekte, üstten bir anlayışla yerel koruma gereksinimleri göz ardı edilmekte, doğanın ve koruma alanlarının sınırlarını siyasetçilerin çizmesine izin verilmektedir.
Tasarı, mevcut koruma alanlarının, yeniden değerlendirmesini mümkün kılmaktadır. Bununla olması gerekenden zaten çok az sayıda ve genişlikte olan, Türkiye yüzölçümünün sadece %4’ünü kapsayan korunan doğa alanları, yani 41 milli park, 31 tabiatı koruma alanı, 107 tabiat anıtı, 184 tabiat parkı, 80 yaban hayatını geliştirme sahası, 12 Ramsar sulak alanı ve koruma altındaki binlerce ormanlık alan ve diğer doğal varlıkların geleceği de tehdit altına girmektedir. 1.200’den fazla doğal sit alanı ise bu tasarı yasalaşırsa korunan alan olmaktan tamamen çıkarılacaktır.
Yasada, doğanın hakları yerine “üstün kamu yararı”nın temel alınması, korunan alanların yatırımlara açılmasının amaçlandığını göstermektedir. Çünkü burada üstün kamu yararından kastedilen sadece ekonomik yarardır, kalkınmadır. Üstün kamu yararının tespitinde ise Bakanlıklara yetki verilmektedir. Bu düzenleme, koruma alanlarını siyasi iktidarın istek ve iradesine bırakmaktadır ve hukuksal denetimi sınırlandırmaktadır.
Tabiatı koruma amacıyla hazırlanan bir yasada “sürdürülebilir kullanım” ifadesinin bulunması doğanın sömürülmesinin önünü açacaktır. Tasarıdaki “tabii (doğal) durumuna uygun hale getirilemeyen alanlar buna en yakın yaşama alanına dönüştürülür” ifadesi de açık bir biçimde doğal alanlardaki yapılaşmayı ve sanayi yatırımlarını meşrulaştırmayı amaçlamaktadır.
Korumayı değil kullanmayı amaçlayan bir doğa koruma mevzuatı biyolojik soykırıma yol açar! Bu haliyle yasa tasarısı, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere, Anayasa’nın doğal ve kültürel varlıkların korunmasına yönelik düzenlemelerine de aykırıdır.
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi olarak, doğanın kullanıma açılması benimsenerek hazırlanan bu tasarının geri çekilmesini talep ediyoruz. Doğa haklarını güvence altına alan bir yasanın, ilgili meslek örgütlerinin, üniversitelerin, çevre, ekoloji ve doğa koruma hareketlerinin, siyasi partilerin ve yerel halkın temsilcilerinin katılımıyla,
* Sürdürülebilir koruma yerine sürdürülebilir yaşamı temel alarak,
* Mevcut koruma alanlarının uluslararası standart ve yükümlülükler gereğince %15’e çıkarılmasını hedefleyerek,
* ”Kamu yararı ilkesi” içinde tüm canlılar ve gelecek kuşakların haklarını gözeterek,
* Koruma alanlarının denetimi, belirlenmesi ve izlenmesinin siyasi iradeden bağımsız olarak akademi, sivil toplum ve yerel halkın yer alabileceği mekanizmalar geliştirerek,
* toplumsal maliyet esas alınarak, tekrar düzenlenmesi gereklidir.
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi olarak, bugün İstanbul, İzmir, Bursa, Adana, Çanakkale ve Antalya`da yasa tasarısını protesto etmek için eylemdeyiz” denildi.
27 Şubat Çarşamba günü Ankara`da TBMM önünde basın açıklaması yapacağız, Meclis`te grubu olan partilerle ve Meclis`teki komisyonlar ile görüşmeler yapacağız, milletvekillerinin yasa tasarısını gündemlerine almaları için mektup göndereceğiz.
Yasa tasarısına karşı mücadele eden STK`ların eylemlerini destekleyeceğiz. Bu nedenle
www.change.org adresinde imzacı sayısı on binleri bulmuş, kampanyaya herkesi imza vermeye çağırıyoruz.
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi olarak, tasarı TBMM gündeminden geri çekilinceye kadar konunun takipçisi olacağız.