20 Ocak’ta sona eren güz yarıyılı sonrasında sömestr tatiline çıkan öğrenci ve öğretmenler, dün çalan ilk ders zili ile birlikte bahar yarıyılına başladı. Çanakkale’deki eğitim sendikaları, yeni yarıyılın başlaması ile birlikte, yeni dönem ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Yeni dönemin devam eden sıkıntılar ile başladığını ifade eden eğitim sendikaları, sorunların çözülmesi yerine giderek daha da derinleştirildiğini ifade etti. Yeni eğitim öğretim yarıyıl dönemi ile ilgili değerlendirmede bulunan Eğitim-İş Çanakkale Şube Başkanı Ahmet Mantaş; “2016-2017 eğitim öğretim döneminin ikinci yarısı bugün itibari ile başlamış oldu. Tabi Türkiye’nin 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasında OHAL ilan edilmesi ile birlikte ifade özgürlüğünün, hakların, adaletin askıya alındığı bir ortamda eğitim öğretime devam ediyoruz. Yine Anayasa değişikliği ile ilgili bir referandum gündemde. Tüm bu siyasi olayların ortasında eğitim öğretim açısından elle tutulur, düzenli giden bir şey yok. Eğitim camiasında şu anda öğretmenleri, öğrencileri ve velileri en çok endişelendiren iki şey var. Birincisi yeni müfredat ders programları. Bakanlık yine bildiğini okuyor. Hazırladıkları raporlardan ve bu konu ile ilgili yaptıkları çalışmalardan bilimsel eğitimi öteleyen, imam hatiplerin açılmasına hız veren, eğitimdeki gericileşme, kindar ve dindar bir nesil yetiştirme politikalarını vizyona koyan, klasik AKP iktidarının eğitim sistemini kendisine göre uyarladığı, kendine arka bahçe yaptığı bir durumla karşı karşıyayız. Bu sorunlar çerçevesinde yeni bir döneme başlıyoruz.
“İşinden ekmeğinden edildiği süreçler devam ediyor”
Eğitimin her geçen gün daha da piyasalaştırıldığını ifade eden Mantaş; “Eğitim öğretim her gün biraz daha piyasa açılıyor ve ticarileşiyor. Sürekli olarak çocukları sınav yarışına sokan ve bun anlamda da parasız eğitim anlayışının her gün biraz daha yok olduğu bir süreç yaşıyoruz. Dün itibari ile Türkiye’nin elinde bulunan kamu kuruluşlarının bir fona devredildiği ve buradan sermaye ve sermaye gruplarına peşkeş çekileceği, sözde yatırımların finansmanını buradan sağlayacakları ve bunun yükünü de vatandaşlara, işçi ve emekçilere yükleyecekleri, eğitim emekçilerinin çok ağır koşulların yaşanacağı, ekonomik kriz öne sürülerek faturanın yine emekçilere çıkarılacağı bir eğitim öğretim yılı yaşayacağız. Ayrıca FETÖ terör örgütü bahane edilerek, bunlar ile ilgisi olmayan, ömrünü dinci gerici vakıf, dernek ve cemaatlerle mücadele ederek geçiren insanların ihraç edilerek işinden ekmeğinden edildiği süreçler de devam ediyor. Çanakkale’de bu bağlamda belli bire kesime iadeler yapıldı, ama bunlara belirli cezalar kesildiğini görüyoruz. İşin ilginç yanı, yaz tatili sürecinde yaşanan bir durumu sanki iş sürecinde yaptığı gibi, yaptığı kamu görevi ile ilgiliymiş gibi, devlet memurları kanununun ilgili maddelerine atıfta bulunarak çeşitli cezalar verildiğini biliyoruz. Eğitim-İş olarak bu yarı dönemde de tüm eğitim emekçilerinin yanında olacağımızı, hak kayıplarına karşı mücadelemizi sürdüreceğimizi söylüyoruz. Tüm öğretmenlerimize, öğrencilerimize bu yeni yarıyıl döneminde başarılar diliyoruz” dedi.
“Sorunların daha da çok olması isteniyor”
Dün çalan ders zili ile başlayan bahar yarıyılı ile ilgili değerlendirmede bulunan Eğitim-Sen Çanakkale Şube Başkanı Prof. Dr. Telat Koç ise; “Eğitim öğretim yarıyılı bugün başladı. Ama her yeni dönem açılırken ve kapanırken beklenen o ki, sorunların azaltılması ve eğitim ve bilim çalışanlarının huzur, mutluluk ile hem kendi gelecekleri, hem de öğrencilerin gelecekleri için eğitim öğretim dönemine başlamaları beklenir. Bununla birlikte eğitim öğretim döneminin açılışında, eğitim ile ilgili sorunların belirlenmesi ve bunların çözümü ile ilgili hiçbir şey gündeme getirilmemiş, bunlar ile ilgili hiçbir tedbir alınmamıştır. Özellikle birinci dönem açıklanan PİSA sonuçları görmezden gelinmiş ve uluslararası verilerden hareketle bu sonuçların daha ileriye gidebilmesi için ne yapılabilir diye bir çalışma içerisine girilmemiştir. Aksine sorunların çözmenin ötesinde, sorunların daha da çok olması isteniyor gibi görülüyor. Çünkü devlet yetkilerinin hepsi eğitim çalışanlarını hedefe almakta, itibarsızlaştırmakta, ihraç etmekte ve güvencesizleştirmekte. Akıl ve mantığın almayacağı bir şekilde sözleşmeli öğretmen atamaları gerçekleştirmektedir. Hata ve hatta, ucuza gelsin diye okullardaki pek çok ders ücretli öğretmenlere verilmektedir. Şimdiye kadar yaptığımız çağrılar karşılık bulmasa da biz yine inadına öğrencilerimiz ve ülkemizin geleceği için bu konuda yetkilileri, bütün eğitim emekçileri ile birlikte, eğitim ve bilim ortamlarının sorunlarının çözülmesi için adım atmaya davet ediyoruz” dedi.
(Seçkin Sağlam)