2013-2014 Adli Yılının açılışı nedeniyle Cumhuriyet Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı önünde tören düzenlendi. Çanakkale Adliyesi, İdare Mahkemesi ve Baro Başkanlığı’nın çelenklerinin sunulmasıyla başlayan tören, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla sona erdi. Yeni adli yılın başlaması nedeniyle dün Truva Oteli`nde resepsiyon düzenlendi. Resepsiyonda Baro Başkanı Av. Bülent Şarlan`ın konuşması yoğun alkış topladı. 1 Eylül Dünya Barış Günü`ne değinen Şarlan; “1 Eylül Dünya Barış Günü`nü kutladık. Yine maalesef savaşın gündemde olduğu bugünlerde; askeri müdahaleleri televizyonlarımızda, menfaat odaklı ittifakları uluslararası ilişkilerimizde, kanla kirletilmiş elleri vücudumuzda ve kanla yoğrulmuş ekmeği soframızda istemiyoruz. Bu vesileyle, binlerce yıllık dünya tarihinde sadece 36 gün savaşsız geçen vakte inat; kardeşliği konuşanları, adalet diyenleri, hukuk diyenleri saygıyla selamlıyorum. Yıllar önce yine böyle bir günde, 1 Eylülde, Ertuğrul yatıyla Çanakkale’ye gelen, 30 Ağustos’un mimarını, zafer sonrasında `Modern Bir Hukuk Devleti` kuran ve `Yurtta Sulh, Cihanda Sulh` diyen en büyük barışseveri, ulu önderimiz Atatürk’ü şükranla anıyorum” dedi.
Hukukçulardan 3 dilek
“Bugün Türkiye’nin her ilinde adli yıl açılışı nedeniyle hukukçular dileklerini kürsülerden aktarırken, ben de onlara uymak, 3 dileği sizinle paylaşmak istiyorum” diyen Şarlan; “İlk dileğim; yeni Adli yılın, geçen yıllardaki gibi Türkiye ’de `Çok adil` bir yıl olmasıdır. İkinci dileğim; hızlı işleyen adalet sistemimizin temposunu düşürmesidir. Üçüncü dileğim; biz avukatlara şiddet uygulayan kesimlerin sevgi gösterilerini azaltmasıdır. Tabii ki bu dilekler bir ironi. Bunlar olur mu bilmem. Olur mu olur” diye konuştu.
“Avukatlara 400`e yakın saldırı olmuştur”
Son 10 yıl içinde avukatlara yönelik 400’e yakın saldırı olduğunu anımsatan Şarlan; “Alvin Toffler’a göre dünya üç aşamadan geçmiştir. Birinci aşama; ilk çağlarda yaşanan ve güçlü olanın fiziki güç sahiplerinden çıktığı, otoritenin hükümdara ait olduğu `Mülk Devleti`ydi. İkinci aşamada; güçlü olanlar, sermayesi olanlardı. Endüstri çağı böyleydi. Otorite ayrıca devletteydi. Devlet `Şehir Devleti`ydi. Üçüncü aşama; içinde bulunduğumuz bilgi çağı olup güçlü olanlar bilgili olanlardır. Bu devletlerde güç bireylerdedir. Bu devletler `Hukuk Devleti`dir. Adalet, insan hakkı, yargı ve onun yürütücüleri bu Hukuk Devletinde çok saygındır. Biz avukatlar; bugün, üç aşamayı da yaşayan bir meslek gurubuyuz. Şöyle ki ilk aşamada bahsettiğim `Mülk Devleti`ndeki gibi yaşadığımız bu yüzyılda da maalesef halen fiziksel saldırıya uğrayan, darp edilen ve hatta öldürülen bir meslek gurubuyuz. Son 10 yıl içinde avukatlara yönelik 400’e yakın saldırı olmuştur. Türkiye genelinde olduğu gibi Çanakkale ve ilçelerinde de benzer saldırıları meslektaşlarımız yaşamıştır. Biz avukatlar ikinci aşamada bahsettiğim `Şehir Devleti`ndeki gibi devlet güçleri tarafından, istenilmediği zaman sindirilmeye, itibarsızlaştırılmaya ve engellenmeye çalışılanız” şeklinde konuştu.
“Savunma yoksa adil yargılanma da yoktur”
“Bu ikinci aşamayı yakın zamanda yaşadığımız iki örnekle paylaşmak isterim” diyerek sözlerine devam eden Şarlan; “İlk örnek; geçtiğimiz Temmuz ayında İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde avukatlara yaşatılanlardır. Meslektaşlarımız; yasalar ve hukuk kuralları ihlal edilerek cüppeleri ile yerlerde sürüklenmiş ve gözaltına alınmıştır. İkinci örnek ise kamuoyunda Ergenekon Davası olarak bilinen davanın duruşmalarında meslektaşlarımıza yaşatılanlardır. Meslektaşlarımızın, duruşma salonuna girerken `ayakkabılarının çıkartılması` dahi istenmiş, salonda sanıklar ile meslektaşlarımız arasına iki sıra halinde Jandarma yerleştirilmiş, sanıklar ile avukatların, avukatlar ile Mahkeme heyetinin birbirlerini görmeleri dahi engellenmiştir. Unutulmamalıdır ki savunma yoksa adil yargılanma da yoktur. Savunmaya reva görülen bu tutumlar; hem Avukatlık Kanuna hem de Türkiye’nin taraf olduğu Uluslararası Sözleşmelere açıkça aykırıdır. Ülkemizin taraf olduğu, Avukatların İşlevlerine İlişkin Temel İlkeler/Havana Kurallarının 16. maddesinin a ve c fıkralarına göre; Hükümetler, yargı organları ve diğer kamu kurum ve kuruluşları avukatların; `hiçbir baskı, engelleme, taciz veya yolsuz müdahaleyle karşılaşmadan, her türlü mesleki faaliyetlerini yerine getirmelerini, kovuşturma veya idari, ekonomik veya başka bir yaptırımla sıkıntı çekmemelerini ve tehditle karşılaşmamalarını sağlamakla yükümlüdürler` demektedir. Havana kurallarının havada kurallar olarak kalmamasını temenni ediyoruz. Biz avukatlar; üçüncü aşamada bahsettiğim `Hukuk Devleti`ndeki gibi; Devletin faaliyetlerinde hukuk kurallarıyla bağlı olmasını, temel hakların güvence altına alınmasını, hukuk önünde tarafların eşitliğini, idarenin yargısal denetimini, yargı bağımsızlığının ve adil yargılanma hakkının olmasını istiyoruz. Fakat; ne acıdır ki Türkiye; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne, geçtiğimiz yıl 23 milyon 424 Euro ile en çok tazminat ödeyen ikinci ülkedir. Hakkında açılan 16 bin 700 dava ile de ikinci sıradadır. Türkiye, dava başvuruları ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin toplam iş yükünün %13,2 sini oluşturmaktadır” ifadelerini kullandı.
“Adalet için, savunmanın saygınlığı için çalışıyoruz”
Yeni adli yılın hayırlı olmasını dileyen Şarlan şu şekilde konuştu: “Tüm bunlara rağmen Çanakkale’de avukatlar var gücüyle çabalamaktadır. Çanakkale Barosu da yarım asrı aşkın bir süredir
adalet için, savunmanın saygınlığı için çalışmaktadır. Bunun yanında Çanakkale Barosu, birçok seminer ve eğitimler ile meslektaşlarına; yerel ve ulusal çaplı toplantılar ve çalışmalar ile herkese katkı sunmaktadır. Bu vesileyle huzurlarınızda; yönetim kurulundaki, disiplin ve denetleme kurullarındaki arkadaşlarım başta olmak üzere tüm meslektaşlarımıza ve Çanakkale Barosu çalışanlarına teşekkürlerimi sunuyorum. Arzumuz; Atatürk’ün aydınlattığı modem bir hukuk sistemi içinde, `
silahların eşitliği` prensibini gözeterek, sosyal hukuk devleti esaslarına bağlı bir ülkede yaşamaktır. Hakim ve Savcılarımızın adaleti tesis edecek kararlara imza atacaklarına, yanısıra Türkiye’deki 79 baro ve 80 bin avukatın da adaletin gerçekleşmesi için çalışacaklarına inancım tamdır.” Cumhuriyet Başsavcısı Salih Çokal da bir konuşma yaparak adli yılın hayırlı olmasını diledi. Truva Otel’de gerçekleşen resepsiyona Vali Ahmet Çınar, AKP Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir, CHP Çanakkale Milletvekili Serdar Soydan, Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Cumhuriyet Başsavcısı Salih Çokal, vali yardımcıları, İl Emniyet Müdürü Osman Zoroğlu, İl Defterdarı Mustafa Işık, CHP İl Başkanı Hamza Karagöz, Baro Başkanı Bülent Şarlan, dernek başkanları, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve çok sayıda avukat katıldı.