'Yemek yemeden de mutlu olabilir miyiz?'
Obezite kişilerin yaşamında fiziksel sosyal ve psikolojik anlamda olumsuz etkilere neden olabiliyor. "Obezite tedavisinde 'hekim-psikolog-diyetisyen-sosyal yaşamın yeniden düzenlenmesi' bu dört faktör oldukça önemli" diyen Uzm. Kln. Psk. Müge Leblebicioğlu Arslan; "Hastalar tedavi yöntemi olarak çoğunlukla ilk düşündükleri yöntem cerrahi operasyon, spor yapma ya da diyetisyen desteği olabilmektedir. Ancak tedavide işin psikolojik boyutu ise geri göz ardı edilebilmektedir. Obezitenin nedenleri arasında çevresel, biyolojik, sosyolojik ve psikolojik faktörler söz konusudur. Dolayısıyla buradan baktığımızda obezite tedavisinin etkili ve kalıcı bir çözüm sağlanabilmesi açısından multidisipliner yaklaşımın son derece önemli olduğunu düşünüyorum" dedi.
Uzm. Kln. Psk. Leblebicioğlu Arslan, "Obez bireylerin çoğunlukla hayattan aldıkları en büyük zevk kaynağı yemek olabilmektedir. Yemek en doğal ihtiyacımız ve çoğumuz yemekten zevk alabiliriz. Bu durum son derece normaldir. Ancak buradaki zevk kişiyi işlevsel olmayan bir boyuta götürmektedir. Yeme davranışındaki aşırılık hayattan alınabilecek diğer zevk kaynaklarına erişimi zorlaştırmaya başlar. Örneğin, kişinin sosyal hayatında meydana gelen düşüşler duygusal bağların güçlü olduğu yakın ilişkilerden uzaklaştırarak yaşamının zevk verebilecek diğer yönlerinden de mahrum kalmasına neden olabilmektedir. Bu durum adete bir kısır döngü gibi yemekle kurulan ilişkiye yatırımı daha da arttırmaktadır. İster davranış yemek yemek olsun ister başka bir şey, aşırı olan her davranışın altında mutlaka bir ihtiyaç vardır. Bastırılan bu ihtiyacın hatırlamama ya da duygusal kaçınmaya yönelik bir işlevi olabilir" şeklinde konuştu.
Obezite cerrahisine başvuran kişilerin ameliyat öncesi ve sonrasında sıklıkla karşılaştılan düşüncelerin 'Yemek yemek dışında nasıl mutlu olurum?' 'Yemek yemeden de mutlu olabilir miyim?' 'Aşırı yemiyorum ancak içimde sanki bir boşluk var' olduğunu belirten Uzm. Kln. Psk. Leblebicioğlu Arslan; "Obezitenin yaygın tedavi yöntemlerinden biri olan obezite cerrahisi sonrasında kişilerde yemek ile kurulan ilişki aynı olsa da kişinin yeme tutumları istemsizce bambaşka bir hal alabilir. Bu durumu şu örnekle açıklamak isterim; sağlıksız bir ilişkisi içerisinde olan birinin ilişkiyi bitirmiş olması kişinin zihninde de bitirebileceği anlamına gelmeyebilir. Zihin sürekli o ilişkiyle aşırı uğraş içerisindeyse kişi her ne kadar ayrı da olsa olumsuz düşünceleri günlük hayatındaki işlevselliğini olumsuz yönde etkileyebilir. Dolayısıyla aslında obezite de mesele sadece kişilerin aşırı yemek yeme davranışından ziyade neyi hangi ihtiyaçlarını bastırmaya ya da baş etmekte zorlandığı duygular varsa kaçınmaya yönelik olup olmadığını fark etmektir" ifadelerini kullandı.
Erhan Taylan#obezite #psikoloji #dünyasağlıkörgütü