"Yaşamı savunuyor, hasta mahpuslara özgürlük istiyoruz!"
İnsan Hakları Derneği, dün Türkiye genelinde olduğu gibi Çanakkale Şubesi`nde de nöbetteydi. Dernekte ziyaretçilerini ağırlayan İHD Yetkilileri, konuyla ilgili olarak, "Türkiye hapishanelerindeki mahpuslara dayatılan insanlık dışı koşullar, hapishanelerin fiziki koşullarının yetersiz oluşu ve sağlığa erişim haklarının sağlanmaması nedeniyle mahpusların ruh ve beden bütünlükleri tehdit altındadır. Mahpusları, insan olmaktan kaynaklanan haklarından soyutlayan zihniyet; gerek yasal düzenlemeler, gerek uygulamadaki keyfiyet, etik olmayan yaklaşımlar ve bürokratik engellerle özellikle hasta mahpuslar için insani olmayan bir tablonun ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Gittikçe otoriter bir hal alan ülke yönetiminin en katı uygulamalarının görüldüğü hapishanelerde; otoriteyi ve kuralları dayatan, yaşama hakkını ve özgürlükleri değil, güvenliği ön planda tutan bir anlayış hakim olmuştur. Bu anlayış, mahpuslara ve ailelerine onarılması mümkün olmayan zararlar vermekte, başta yaşama hakkı olmak üzere mahpusların birçok hakları ellerinden alınmaktadır.
Sadece 2021 yılı Aralık ayında ulaşabildiğimiz verilere göre 6 mahpus hapishanelerde, 1 mahpus ise hastalığı ileri bir aşamaya geldikten sonra hakkında verilen tahliye kararı akabinde yaşamını yitirmiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin, hasta mahpusları durumunu yakından ilgilendiren Gülay Çetin/ Türkiye kararında, mahpusların hastalıklarının ilerlemesine yol açan uygulamalar içinde olan devletin AİHS`de işkence yasağını düzenleyen 3. ve ayrımcılık yasağını düzenleyen ve 14. maddelerini ihlal ettiği gerekçesiyle Türkiye`yi mahkûm etmiştir. AİHM ayrıca Hükümete de tutukluluk koşullarıyla ilgili düzenlemelerde her türlü insani önlemi almaları gerektiği önerisinde bulunmuş ve ATK`nın yeniden yapılandırılarak prosedürlerin basitleştirilmesi gerekliliği noktasında uyarılarda bulunmuştur. Ancak Türkiye`de yargı organları AİHM`in vermiş olduğu bu karardan sonra da Anayasa`nın 90. maddesi gereği bir iç hukuk normu haline gelen uluslararası sözleşmelere uymamakta, soruna ne insani ve vicdani ne de hukuki açıdan bakmaktadırlar. Türkiye`nin de imzaladığı uluslararası birçok sözleşmede hastalar ve hasta mahpuslar için düzenlemeler mevcut olup Türkiye mahkeme ve idari organlarının bu düzenlemelere uyması bir zorunluluktur. Bu nedenle hasta mahpuslar için merhamet, insaf ya da lütuf değil adalet talep ediyoruz" dediler.
(Seçkin Sağlam)