Yarın çok geç olabilir!

933
Yıllardır gazeteciler ne zaman deprem haberi yapmak için haber merkezlerinden dışarıya çıksa, elimizde koca bir HİÇ ile döndük geriye... Çanakkale`nin yapı stoku, yapıların envanterlerinin mevcut durumu hiç öğrenilemedi! İşte şimdi artık düşünme zamanını da geçtik. Çanakkale`de olası bir depremin ne sonuçları kestirilebiliyor, ne de hazırlıkların ne durumda olduğu. Yıllardır diken üstündeki Sosyal Konutları çözememiş bir kent, Barbaros`u, Cevatpaşa`yı, Kordon ve Demircioğlu bölgelerini nasıl çözecek? 
 
Etrafı faylarla çevrili bir kent; Çanakkale 
İstanbul gibi Çanakkale`nin ve çevre illerin de bir gerçeği deprem. "Depremle yaşamayı öğreneceğiz" diyen yetkililerin "deprem öldürmez, bina öldürür" olgusunu unuttuklarına şahit oluyoruz her depremde... Bunu en son Kahramanmaraş depreminde de gördük. Yeni-eski ayrımı yapmadan yerle bir oldu kentler. Deprem, o süsleyerek reklamlarını yaptıkları binaların birer tabutluk olduğu gerçeğini yüzümüze vurdu. Şimdi sıra İstanbul ve Çanakkale bölgesinde. Kuzeyinde Saros Fayı, doğusunda Çan-Yenice fay hattı ve güneyinde Edremit Körfezi ile Ayvacık bölgesinde fay hatları zaman zaman kendini hissettirirken, bunlarla birlikte Karabiga-Biga bölgesindeki kırılmalar, Eceabat açıklarındaki boğazda bulunan faylar da Çanakkale`yi tehdit ediyor... 
Çanakkale`nin binaları depreme hazır mı? 
Özellikle toprak yapısının alüvyon olduğu yıllardır ifade edilen Barbaros Mahallesi, önünden kamyon geçtiğinde binaları sallanan Demircioğlu Caddesi, Kordonboyu tarafı ve Cevatpaşa bölgeleri ile Sarıçay çevresi... Bu bölgelerin zeminden kaynaklı sıkıntıları olduğu zaman zaman ifade edilir, söylenir. 1999 öncesi veya sonrası, yapıların ise ne kadar dayanaklı oldukları tam bir muamma. Belki yetkililerin bu konuda fikri ya da ellerinde bilgileri vardır. Ancak Çanakkale halkı için muamma. 
 
Çanakkale`de "Birlikte başaracağız" denilmeli
Şimdi, Çanakkale`deki demokratik kitle örgütlerinin, odaların, bürokratik kurumların ve yerel yönetimlerin, merkez ve ilçelerdeki deprem gerçeğine yönelik adım atmaları kaçınılmaz bir görev olarak önlerinde duruyor. TMMOB bileşenlerinin bir takım girişimleri olduğu öğrenilirken, kamu kurumlarının ve yerel yönetimlerin nasıl hareket edecekleri merakla bekleniyor... 
 
Resmi ve sivil, ilgili veya ilgisiz ama sözü olan tüm kurumların ortaklaştığı bir düzlemde acilen bir araya gelmeleri gerekiyor. 6 Şubat depreminin sloganlarından biri olan "Birlikte başaracağız" ifadesinin, bir irade olarak içinin doldurulması herkese bir görev ve sorumluluk yüklüyor. Çünkü, yarın gerçekten çok geç olabilir!
(Seçkin Sağlam)
 
Paylaş