Yaman; “Asgari ücret net 1800 lira olmalıdır”
DİSK Genel İş Sendikası Eğitim Daire Başkanı Hüseyin Yaman, yeni yılda öngörülen asgari ücret tespitine tepki gösterdi. Asgari ücretin net 1800 lira olması gerektiğinin altını çizen Yaman, AKP hükümetini sert bir dille eleştirerek; “Açlık Fermanı’na hayır!” dedi.
DİSK Genel İş Sendikası Çanakkale Şubesi`nin hizmet binasında basın açıklaması düzenleyen DİSK Genel İş Sendikası Eğitim Daire Başkanı Hüseyin Yaman, 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırının 3 bin 500-4 bin lira civarında olduğu Türkiye’de hükümetin, emeği yine görmediğini, asgari ücrete %3+3 zam yapacağını ilan ettiğini ve AKP hükümetinin zam oranını önceden açıklamasıyla, Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantılarının bir kez daha anlamsızlaştığını söyledi. Kayıt dışı çalışanlarla birlikte yaklaşık 18 milyon işçinin açlık fermanı olan bu ücreti kabul etmediklerini belirten Yaman, hükümetin %3+3 ilanından sonra DİSK olarak `asgari ücret net 1800 lira olmalıdır` kampanyası başlattıklarını ifade ederek; “Bu ay içerisinde yapılacak Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantıları öncesi hükümet, 2015 programında hedeflediği zam oranını açıkladı.4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırının 3 bin 500-4 bin lira civarında olduğu Türkiye’de hükümet, emeği yine görmedi, asgari ücrete %3+3 zam yapacağını ilan etti. Hükümetin zam oranını önceden açıklaması ile, Asgari Ücret Tespit Komisyonu Toplantıları bir kez daha anlamsızlaştı. Bunun yanı sıra,4 kişilik bir hanede yoksulluk sınırı 3 bin 500- 4 bin lira civarında olduğu Türkiye’de asgari ücrete yapılacak zam oranının duyurusu ile aslında emekçinin açlık fermanı okunmuş ve milli gelirde emeğin ve emekçinin hakkının göz ardı edildiğini bir kez daha ilan etmiş oldular. Konfederasyonumuz ve sendikamız kayıt dışı çalışanlarla birlikte yaklaşık 18 milyon işçinin açlık fermanı olan bu ücreti kabul etmiyor. Bu yüzden de hükümetin %3+3 ilanından sonra DİSK olarak biz de “asgari ücret net 1800 lira olmalıdır” kampanyası başlattık.. Sokaklarda, işyerlerinde ve sesimizin ulaşabildiği her yerde afişler yapıp,bildirilerimizi dağıtarak, kitlelerin desteğini alarak kampanyamızı yaygınlaştırdık. Yüzde 3+3 olarak açıklanan zam oranı ile işçilere günlük 1 lira civarında bir zammı reva gören hükümet, açlık sınırının altında bir asgari ücret ile yaşanacak yeni sosyal cinayetleri de ilan etmiş oldu.Bu şekilde AKP,iktidara geldiği günden bu yana yaptığı gibi yine emek karşıtı bir politika izleyeceğini açıkça beyan etti.Yeni Türkiye masalları ile halkı kandırmak ve gözünü boyamak peşinde olan hükümet Türkiye ekonomisinin büyümesiyle övünürken emekçilerin ekmeğini gitgide küçültmekte.Ekonomik büyümenin sermayedarlar lehine olduğu Türkiye’de neo liberal politikalar zengin ile fakir arasındaki farkı gitgide büyüterek aradaki uçurumu arttırmaya devam ediyor.Bugün emekçiler ekonomik büyümeden, emekleri ve dökülen kanları ile birilerini zengin olanlar oranında zam alsaydı asgari ücret yaklaşık 1800 lira olacaktı” dedi.
“Sadaka değil, hakkımızı istiyoruz”
Yaman sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Cumhurbaşkanlığı bütçesinin geçtiğimiz yıla göre neredeyse 2 katına çıktığı, Cumhurbaşkanlığı Sarayı için 1 milyar 370 milyon liranın harcandığı Türkiye’de, hükümet yaklaşık 18 milyon işçinin bir ay geçinmeye çalıştığı 891 liralık asgari ücrete günlük 1, aylık 31 lira zam önerisi sunuyor. Oysa Cumhurbaşkanlığı bütçesinin artış oranı ile asgari ücret artış oranı eşitlenmelidir. Bu rakam yaklaşık net 1800 liradır. Türkiye’de ve dünyada tüm değerleri üreten işçi sınıfı iken, en az payı alanlar da yine onlar. Hükümetin sendikası olmayı reddediyor, sınıfın öz örgütlülüğü olmaya devam ediyoruz. Asgari ücretin %3+3 artışı bir açlık fermanıdır, zulmün, sömürünün fermanıdır; bu kabul edilemez. Asgari ücret 1800 TL olmalı ve asgari ücretle çalışanlar için elektrik, su, doğalgaz kullanımı asgari ihtiyaç sınırına kadar ücretsiz olmalıdır. İşe gidiş gelişlerde ulaşım ücretsiz olmalıdır. Eğitimde hiçbir ad altında para alınmamalı, eğitimin okul dışı giderleri devlet tarafından karşılanmalı, sağlık tümüyle parasız olmalıdır. Çalışanların çocuklarını bırakabilecekleri kamusal parasız kreş şarttır. Sadaka değil, hakkımızı istiyoruz. Ürettiğimizin karşılığı için mücadele etmeye DİSK’in ve örgütlü gücümüzün olduğu her yerde devam edeceğimizi bir kez daha haykırıyoruz.”