DİSK Genel İş Sendikası Çanakkale Şube Başkanı Erdinç Uslan, Kıdem Tazminatı Fonuyla ilgili hazırlıklarını geri çektiklerini ve rafa kaldırdıklarını açıklayan AKP ve işbirlikçilerine sert tepki gösterdi. AKP’nin halkın karşısına çıkıp göz göre göre yalan söylediğini belirten Uslan; “Kandırmacada son perde diye ilave etmek istiyorum. Seçim yatırımlarından birisi olarak görülmesi gereken bir durumdur bu. İnşallah zulmedilen insanlarımız, aynı havayı soluduğumuz halkımız bunları unutmaz ve sandığa gittiklerinde AKP’nin biletini orada keserler. Yeter artık diyoruz, yalanlarla her dakika değişen gündemlerle ve üstelik kendi içindeki tutarsızlıklarına işbirlikçilerini de ortak ederek halkın karşısına çıkıp göz göre göre yalan söylemeye utanmıyorlar. Bakın Kıdem tazminatı ile ilgili ne gelişmeler oldu bayram arifesinde; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Faruk Çelik Kıdem Tazminatı Fonu konusunun gündemlerinden tamamen kaldırıldığını açıkladı. ‘Kıdem tazminatı fonuyla ilgili yasa taslağı medyada yer alınca Üçlü Danışma Kurulu’nda konuyu ele almıştık .Toplu İş İlişkileri Yasası çıkmadan bu konu gündeme gelmeyecek’ dedi. Önceki gün Türk-İş Genel sekreteri ve Türk-Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak`ı makamında kabul eden Bakan Faruk Çelik, gelişmeyi açıkladı. Kavlak`ı, "İyi bir gelişme oldu" diye karşılayan Bakan Çelik`in de durumdan memnun olduğu belirtildi."Dün (önceki gün) Çalışma Bakanımız Faruk Çelik`le görüştük. Sayın Bakan, `iyi bir gelişme oldu` diye söze başladı. Pazartesi yapılan Bakanlar Kurulu toplantısında kendisinin kabineye bir sunum yaptığını, özellikle halen Meclis gündeminde bulunan Toplu İş İlişkileri Kanunu ile ilgili bilgi verdiğini anlattı. Bu sunumun ardından Başbakan`ın Kıdem Tazminatı konusuyla ilgili bazı sorular sorduğunu ve ardından bu konunun kapatılmasını istediğini aktardı. Sayın Başbakan`ın, `kıdem tazminatı konusunun gündemlerinde olmadığını, bu konunun artık kapatılması gerektiğini` söylediğini iletti. Bu karar, sendikal mücadelemiz açısından bir dönüm noktasıdır. Bu kararın tüm işçilerimiz için hayırlı uğurlu olmasını diliyoruz” dedi.
Uslan sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Kavlak, Başbakan`la Türk-İş olarak yaptıkları görüşmede, kendilerinin hassasiyetlerini anlattığı zaman Erdoğan`ın da kendilerine söz verdiğini hatırlattı. Kavlak, ‘Başbakan`ın bize sözü var. Taraflarla mutabakat sağlamadan gündeme getirmeyeceğiz, merak etmeyin, demişti. Ama geçen zamanda ortaya bir taslak çıktı, tartışılıp duruyor. Başbakan buna zamanında müdahale etmiş oldu’ diye konuştu. Türk-İş Genel Sekreteri hükümet tarafından kendilerinin muhatap alındığını ifade eder şekilde bir açıklamayla Kıdem Tazminatı Fonu taslağının kendileri tarafından gündemden kaldırıldığını ifade etmiş. Bunu da bir başarı olarak göstermeye çabalamıştır. Ancak haklarını vermek gerekirse Tazminat hakkımıza dokunulması bizim için genel grev sebebidir açıklamaları olduğunu unutmayalım… Geçen sene Ağustos ayında tüm Türkiye’de olduğu gibi Cumhuriyet meydanında 40 derece sıcakta Genel-İş Sendikası olarak DİSK olarak oturma eylemi yaparken Türk-İş neredeydi, Bu yıl Kıdem Tazminatı Fonu ile ilgili eylemlerimiz basın açıklamalarımız ve imza kampanyalarımız devam ederken siz hiç Türk-İş ‘in bir eylemine şahit oldunuz mu Çanakkale’de ya da Türkiye’de?”
“Kıdem tazminatı önce eritildi sonra da ortadan kaldırılıyor”
AKP’nin kıdem tazminatının önce eritilip sonra da ortadan kaldırmaya yönelik politikalarını sürdürdüğünü kaydeden Uslan; “Peki Başbakan bayram sabahı ne demiştir konuyla ilgili? Erdoğan, Kıdem Tazminatı Fonu ile ilgili bir soru üzerine, ‘Kıdem tazminatı konusunda bizim verilmiş herhangi bir kararımız yoktur. Bunu defaatle açıkladım ama buna rağmen, devamlı kaşınıyor. Ben her zaman şunu söyledim, kıdem tazminatı konusunda işçi sendikaları ile işveren sendikaları anlaşırlarsa, o zaman biz gerekli adımı atarız. Ama onlar anlaşamadığı sürece biz bu olayın içerisinde, bu programın içerisinde yer almayız’ İşçi sendikaları işveren sendikalarıyla neden anlaşsın sayın Başbakan, Kıdem tazminatımızı yasalarla var olan hakkımızı elimizden almaya kalkan sizsiniz….Elimizden aldırmamak için hükümete de değil, işveren sendikalarına mı gidip aman dilememizi istiyorsunuz… Hak aramanın yolu meydanlardır sokaktır Sayın Başbakanım, bugüne kadar olduğu gibi meydanların tek sahibi olan DİSK ve bağlı sendikalar birileri gibi oturdukları yerde sendikacılık yapmayacak yine sokakta olacaktır. AKP 10 yıllık iktidarları boyunca eğitim, sağlık, enerji, su, ulaşım, barınma gibi her türlü temel kamusal hizmeti yoksulların, çalışanların, halkın zararına ve elbette sermayenin çıkarları doğrultusunda yeniden düzenlemiştir. Geniş yoksul kesimlere “cennetler” vaadetip oylarını alarak iktidara gelen AKP, esasında “zengin-zümre”ye hizmet ettiğini gizlemek için takiyyelere başvurdu. Özellikle eğitim ve sağlık alanlarında yapılan özelleştirmeler, çalışan geniş kesimlerin güvencesizliğe ve çalışma yaşamının da “kuralsızlığa” bağlandığı bu süreç boyunca takiyyeyi temel üslup olarak kullanan AKP iktidarı cennet yerine halka “cinnet” geçirtecek uygulamalara imza attı. Bunlardan birisini de, Kıdem Tazminatının önce eritilip sonra da ortadan kaldırmaya yönelik politikalarıyla bugün yaşıyoruz” diye konuştu.
“Kâr iştahlarına yeni bir kaynak sağlıyorlar”
“İnsanın insanca yaşayabileceği alanı gittikçe daraltan; güvencesizliği, geleceksizliği, işsizliği, sefaleti, adaletsizliği ve hukuksuzluğu ‘kaderimiz’ haline getiren AKP’nin çalışanlara ve halka vadettiği yalanlarla ve riyakârlıklarla dolu ‘cennet’ masalları, esasında milyonlarca yoksulun, emekçinin “cehennemi”nden başka birşey değildir” diyen Uslan; “Türkiye’de, işçi sınıfının mücadelesi sonucunda ete kemiğe bürünmüş Kıdem Tazminatının mevcut uygulaması konusunda çalışanların “köklü” sorunları yok. Sorunu olanlar, işçinin, emekçinin yıllarca birikmiş alınterinin karşılığı olan tazminatın da kasalarında kalmasını isteyen parababalarıdır. İşçilerin ve örgütlerinin görüşlerine başvurmadan hazırladıkları fon tasarılarını, sanki bir sorun varmış gibi “tartışma” yaratmak için, kırk türlü hile ve yaldızlı sözlerle allayıp pullayarak yandaş medyaya servis etmektedirler. Bu tartışmalarla yapmak istedikleri şey, çalışanların en temel haklarından birini daha, emek maliyetlerini ucuzlatmak için yok etmeye çalışmaktır. Bizleri olmayan bir sorun üzerinden tartışmaya çekerek, sorun varmış gibi göstererek, emeğin hakkını gaspedecek, işçileri diledikleri gibi işe alıp, işten çıkartacak, işçiyi alınıp satılır bir mal haline getirerek kölelik koşullarını dayatacak yeni bir model oluşturmak istiyorlar. Ve işte AKP’nin bugün yapmaya çalıştığı şey, emekçilerin yaşam güvencelerini özel sigorta şirketlerine devretmek ve sermayenin doymak bilmez kâr iştahlarına yeni bir kaynak sağlamaktır. Kıdem Tazminatı hakkının ortadan kaldırılarak fona devredilmesi için olmadık taklalar atan, sanki çalışanlar lehine düzenleme yapılıyormuş gibi takiyyelere başvuranların “Avusturya modeli” hikayeleri tutmayınca şimdi de çalışanların emekli olsalar bile ev alamazlarken “emekli olmadan da ev alabileceği” yalanlarını utanmadan söyleyebiliyorlar. AKP emperyalist neoliberal politikaları uygulamak ve sermayeyi daha da palazlandırmak için “ince hesaplar” peşinde, fakat rakamların dili gerçeklerin altını “kabaca” çiziyor!” dedi.
“Hak ve özgürlükleri korumaya kararlıyız”
Yüzlerce yıllık mücadeleyle elde edilmiş ve uğruna büyük bedeller ödenmiş olan hak ve özgürlükleri korumaya kararlı olduklarını da dile getiren Uslan sözlerini şu şekilde sürdürdü: “DİSK’in henüz sendikalarla paylaşılmamış olan ve kamuoyu ile çeşitli isimler üzerinden sızdırılan “Kıdem Tazminatının İşçinin Bireysel Hesabına Yatırılması Hakkındaki Kanun Tasarısı Taslağı”nın basına yansıyan başlıkları üzerinden yaptığı hesaplamaya göre, yapılan haberlerin aksine Kıdem Tazminatı Fonu’ndaki bireysel hesabından ev almak iyice hayal haline gelmektedir. Asgari ücret üzerinden sigorta kapsamına alınan bir işçi, mevcut sistemde her yıl için 960,5 TL Kıdem Tazminatı alabilirken, yeni sistemde aylık olarak fona brüt ücretinin %4’ü yatırılacaktır. Bu da yıllık 451,44 TL’dir. Kıdem Tazminatı alacağı yarıdan fazla düşen bir asgari ücretli ya da sigortası asgari ücret üzerinden yatan bir işçinin bu maaşla örneğin 100 bin TL fiyatı olan bir evi alabilmesi için 221 yıl çalışması gerekmektedir. Hiç kuşkumuz yok ki AKP, siyasette baskıcı ve otoriter, ekonomide ise vahşi piyasa sistemini yerleştirmek için bu takiyyeleri sürdürecek, yeni yalanlar icat edecektir. Fakat, çalışanların çok büyük bölümünün sendikal örgütlenmeyle ilişkisinin bulunmadığı, toplu sözleşme güvencesinde olmadığı ve sosyal koruma sistemlerinin gelişmediği ve aksine bizzat hükümet politikaları tarafından milyonların güvencesizliğe itildiği ülkemizde, Kıdem Tazminatı Fonu oluşturulmasına karşı Türkiye işçi sınıfının öncü örgütü olan DİSK, kazanılmış haklarımızın elimizden alınmasına da, devlet baskısına da, anti demokratik uygulamalara da -bugüne kadar olduğu gibi- karşı çıkacaktır. Yüzlerce yıllık mücadeleyle elde edilmiş ve uğruna büyük bedeller ödenmiş olan hak ve özgürlüklerimizi korumaya kararlıyız. Aynı kararlılığı, “tazminat hakkımıza dokunulması bizim için genel grev sebebidir” diyenlerden de bekliyor; işçi sınıfının en temel haklarının çalınmasına karşı hükümet ve sermaye çevrelerinin kapsamlı saldırılarının boşa çıkartılması için herkesi emeğin birleşik mücadelesini örgütlemeye çağırıyoruz!”