Umutlar, dilekler… Sadece bir saat sürdü!...

402

 Yeni yıldan günler önce başlayan “Yılbaşı kutlama” kampanyalarının bir nevi habercisi olduğu katliam, yeni yılın ilk saatlerinde gerçekleşti. Büyük acıların yaşandığı 2016’nın uğurlandığı yılbaşı gecesi yapılan umutlu dilekler ise daha ilk dakikalarda yarım kaldı. yeni yılı coşkulu bir şekilde karşılayan 39 kişi yaşamını terör saldırısında yitirirken, çok sayıda yurttaş da saldırıdan yaralı kurtuldu. Umutlar, dilekler, temenniler yarım kaldı, 2017’nin, 2016’nın kaldığı yerden devam edeceği sinyali ise daha ilk dakikalarda verildi. Başta siyasiler olmak üzere, meslek örgütleri, sendikalar katliama tepki gösterdiler. Çanakkale’de örgütlü bulunan bazı demokratik kurumlar da açıklamaları ile tepkilerini dile getirdiler. 


CHP’li Erkek’ten ‘istifa’ çağrısı 
Cumhuriyet Halk Partisi Çanakkale Milletvekili Avukat Muharrem Erkek, katliamın hemen ardından yaptığı açıklamasında; “Vahhabilik/Selefilik için doğru düzgün 1 açıklaması olmayan Diyanet ve takipçisi cübbeliler yılbaşını hedef gösterirse ne olur? Göz göre göre bu kaçıncı saldırı? Sorumlu kim? MİT Müsteşarı, İçişleri Bakanı istifa etmeyecek mi? Bir kişi ben hatalıyım demeyecek mi? Terörü, içeride ve dışarıda destekçisi olanları, siyasi söylemlerle meşrulaştıranları lanetle anıyorum... Devletin Adliyesini, Emniyetini, İstihbaratını FETÖ`ye teslim edenler; FETÖ`ye ne istediyse verenler; devletin tüm kurumlarını iktidarları döneminde çökertenler; basiretsiz ve öngörüsüz hükümetler; adaleti, güvenliği ve özgürlükleri yok edenler; istifa edin, çünkü sorumlusunuz” ifadelerini kullandı. 
 
“Sessiz kalmayacağız” 
Emek Partisi Çanakkale İl Örgütünden yapılan açıklamada, saldırılarının daha önceki saldırılarda olduğu gibi “geliyorum” dediği halde önlenemediğine vurgu yapıldı. açıklamada; “Saldırıdan önce başlatılan yılbaşı ve noel aleyhtarı kampanyaların yarattığı ortam saldırganlara cesaret vermiştir. Bunun yanı sıra Hükümetin izlediği iç ve dış politikalar zaten yurttaşların hayatını güvensiz hale getirmiş katliam göz göre göre yaşanmıştır. Saldırıda hayatını kaybedenlerin yakınlarına ve tüm halkımıza başsağlığı diliyor tetikçiden azmettiricilere kadar bütün sorumluların cezalandırılmasını istiyoruz. Halkı yaşamından ve geleceğinden endişeye sevkeden, nerede ne zaman bir saldırı ile yaşamını kaybedeceğini hesap etmek zorunda bırakan siyasal ortam terörün ekmeğine yağ sürüyor. Terör saldırılarına imkan hazırlayan siyasetten vazgeçmeyi düşünmeyen ve savaş bataklığında kalmakta ısrar edenler bu cinayetin sorumluluğunu üstlenmelidir. 15 yıldır ülkemizi ‘biz olmazsak istikrarsızlık olur’ diye tehditle yürüten ama ülkeyi her gün biraz daha kaosa sürükleyen AKP siyaseti bunun hesabını vermelidir. Ancak şimdiye kadar bu sorumluluk asla üstlenilmedi. Tersine yaşananlardan hiçbir ders çıkarılmadı. Terör, baskı ve şiddet halkı sindirdikçe bu ortam bir ‘lütfa’ dönüştürüldü. Teröre, savaşa, saldırganlığa, despotizme, diktatörlük heveslerine teslim olmayacağız. Her gün teker teker öldürülmeye sessiz kalmayacağız. Saldırıların ve ölümlerin sorumlularına işaret etmeye devam edeceğiz. Ülkeyi teröre kurban eden bu siyasetle mücadele etmeye devam edeceğiz” denildi. 
 
“Gericiliğe karşı laiklik mücadelesini yükseltecek, yaşamı savunacağız!” 
Halkevleri’nden yapılan açıklamada da, yılbaşı öncesi yapılan gerici kampanyaya dikkat çekilerek, laiklik mücadelesine vurgu yapıldı. “2017’nin ilk saatlerinde eli kanlı katiller ülkemizi yine kana buladı” dinelin açıklamada; “İstanbul Reina’da gerçekleştirilen saldırıda 39 insanımız hayatını kaybetti, 65 yaralı vatandaşımız yaşam mücadelesi veriyor. Katliam göstere göstere gelmiştir. Günler öncesinden ‘Müslüman yılbaşı kutlamaz’ propagandası yapan gazeteler, köşe yazarları, bildiri dağıtan gericiler, diyanetin Cuma hutbesi, gerici mezhepçi çağrılara göz yuman yetkililer katliama zemin hazırlamıştır. İktidar ise katliamın ardından her zamanki gibi hiçbir sorumluluk üstlenmemiştir. Katliamın ardından İstanbul valisi hayatını kaybedenlerin ve yaralıların sayısını verdi, başbakan ve içişleri bakanı katliamı kınadı, Diyanet İşleri Başkanı Cuma hutbesinde yılbaşı kutlayanları gayrimeşru ilan etmemiş gibi günah çıkardı. Her zamanki gibi katliamın ardından açıklama yapan yetkililer hiçbir sorumluluk üstlenmedi, istifa eden olmadı. Ancak bizler üstlerini örtmeye, gizlemeye çalışsalar da sorumluları biliyoruz. Günlerdir manşetlerinde, köşe yazılarında yılbaşı kutlamalarını hedef gösteren gazete ve köşe yazarları, okullara ‘kültürel değerlerimize uygun değildir’ diyerek yılbaşı etkinlikleri yapılmasın talimatları gönderen milli eğitim müdürlükleri sorumludur. Hıristiyanları ve yılbaşını kutlayanları ‘katil, kâfir, yoz, gayrimeşru’ ilan ederek hedef gösteren bildiriler dağıtan gericiler, Cuma hutbesinde yılbaşı eğlencelerini gayrimeşru ilan eden Diyanet İşleri Başkanlığı sorumludur. Kadınların nasıl giyineceğine, nasıl güleceğine, ne zaman dışarı çıkıp ne zaman parka gideceğine kadar karar veren gerici erkek egemen kadın düşmanı iktidar sorumludur” dendi. 
 
“Artık Yeter!”
Açıklamada ayrıca “Bir güne daha katliamlarla, ölüm haberleriyle başlamak istemiyoruz. Derhal yaşamımızı kuşatan her türlü gerici, mezhepçi politikalara son verilmeli hükümet yaşadığımız tüm katliamların, patlayan bombaların, silahlı saldırıların sorumluluğunu üstlenerek istifa etmelidir. Biliyoruz ki bu katliamları; Cihatçılara toplumsal zemin sunan gerici politikaları ve bu ülke topraklarını cihatçıların hedefi haline getiren savaş politikalarını durdurarak, gericiliğe, diktatörlüğe karşı laiklik ve özgürlük mücadelesini yükselterek tarihin çöplüğüne gönderebiliriz. Halkevleri olarak; demokrasiden, laiklikten, barıştan yana olan herkesi diktatörlüğe, gericilere ve gericiliğe karşı laiklik mücadelesini yükseltmeye, yaşamı savunmaya çağırıyoruz. Gericilik öldürür, laiklik yaşatır! Hükümet istifa!” ifadelerine yer verildi. 
 
“Sorumlular belli” 
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’ndan (KESK) yapılan açıklamada, barış ve demokrasi vurgusu dikkat çekti. Açıklamada, “Yeni yıla merhaba dediğimiz ilk saatlerde İstanbul’da yaşanan katliamla bir kez daha sarsıldık. Çok sayıda insanımızı kaybetmemize neden olan bu saldırıyı lanetliyor, saldırıda yaşamını yitirenlerin ailelerine başsağlığı ve yararlanan yurttaşlarımıza acil şifalar diliyoruz. Göz göre göre gelen bu katliamın sorumluları bellidir. Kendi siyasi hedefleri uğruna ülkeyi cehenneme çevirenler, savaşı, kaosu derinleştirerek halkları birbirine düşman etmeye çalışanlar, toplumsal kutuplaştırmayı arttırarak farklı inanç ve kimlikleri adeta hedef tahtası haline getirenler bu katliamın gerçek sorumlularıdır. Yaşanan bu büyük acıyı paylaşırken, bize dayatılan karanlığın karşısında eşitlik, özgürlük, barış ve demokrasiyi savunmaya, tüm farklılıklarımızla bir arada ortak bir gelecek umudumuzu asla kaybetmeden mücadeleyi inatla sürdürmeye devam edeceğimizi tekrar ifade ediyor, tüm halkımıza bir kez daha başsağlığı diliyoruz” denildi. 
 
“Karanlık zihniyetleri lanetliyoruz” 
Eğitim-Sen’den yayınlanan mesajda ise; “İstanbul’da yaşanan acımasız saldırıyı gerçekleştirenleri ve karanlık zihniyetlerini lanetliyoruz! 2017’nin ilk saatlerinde İstanbul’da yaşanan acımasız saldırıyı gerçekleştirenleri ve karanlık zihniyetlerini lanetliyoruz! Uzun süredir iç ve dış politikada izlenen yanlış politikalar nedeniyle Türkiye’yi bu tür saldırı ve katliamların hedefi haline getirenler, saldırıyı gerçekleştirenler kadar yaşananlardan sorumludur. Eğitim Sen olarak, saldırıda yaşamını yitirenlerin yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Başımız sağ olsun…” ifadelerine yer verildi. 
 
Eğitim-İş’ten de tepki geldi
Eğitim-İş Çanakkale Şubesi’nden yayınlanan açıklamada; “Türkiye, yeni yılın ilk saatlerinde, İstanbul’da yaşanan katliamla bir kez daha sarsılmıştır. 39 kişinin yaşamını yitirmesine, 65 kişinin de yaralanmasına neden olan saldırıyı lanetliyoruz. Ancak bu saldırının göz göre geldiği ortadadır. Gerici odaklar günler öncesinden yılbaşı kutlamalarını hedef almış, Diyanet İşleri Başkanlığı camilerde okuttuğu hutbelerle kutlamaları ‘gayrı meşru’ ilan etmiş, Milli Eğitim Bakanlığı okullara gönderdiği genelgelerle kutlamaları yasaklamış, gerici gazeteler provokatif manşetler atarken, sokaklarda nefret afişleri dağıtılmıştır. Tüm bu olanlara siyasi iktidarın kulaklarını tıkaması ise saldırıya zemin hazırlamıştır. AKP iktidarının, Ortadoğu’daki emperyalist kavgaya, akıldan ve ulusal çıkarlardan uzak bir şekilde salt taşeron olma mantığıyla müdahil olması, etnik ve mezhepsel ayrışma temelinde siyaset izlemesi, bugün ülkemizde insanların katledilmesine yol açmaktadır. Bu saldırı ülkedeki güvenlik ve istihbarat zaafını maalesef bir kez daha ortaya koyarken saldırgan hala yakalanamamıştır. Eğitim-İş olarak, katliama zemin hazırlayanlar hakkında suç duyurusunda bulunacağımızı belirtiyor, emperyalizmin güdümündeki terör örgütlerinin her türlü insanlık dışı yol ve yöntemleri deneyerek gerçekleştirdikleri bu katliamı bir kez daha kınıyor ve lanetliyoruz. Tüm ulusumuza başsağlığı, yaralılarımıza da acil şifalar diliyoruz” denildi. 
 
Baro’dan başsağlığı mesajı
Katliamın ardından Çanakkale Barosu’ndan yapılan açıklamada; “Milletimizin başı sağ olsun. İstanbul Ortaköy’de gece kulübüne düzenlenen alçak saldırıda, 39 vatandaşımız şehit olmuş, 69 vatandaşımızda yaralanmıştır. Bizleri derin bir acı ve üzüntüye boğan bu hain saldırıyı şiddetle kınıyor, hayatını kaybeden şehitlerimize Allah’tan rahmet, değerli ailelerine, yakınlarına, milletimize başsağlığı ve sabır, yaralananlara da acil şifalar temenni ediyoruz” denildi. 
 Derleyen: Şenol Güven -Atilla Akın
Paylaş