Tutuklu gazetecilere neredeyse hiç değinilmedi!

342

 “Gazetecilik tutuklanıyor” 

TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi ve CHP Çanakkale Milletvekili Avukat Muharrem Erkek,  tutuklu gazetecilere değindi. Erkek açıklamasında, “Bir ülkede demokrasinin olup olmadığını, gazetecilerin çalışma koşullarına, basının özgürlüğüne bakarak anlamak olanaklıdır. Türkiye için de baktığımız zaman çok net olaylarla karşı karşıyayız.  Anayasamızda “basın hürdür, sansür edilemez” demektedir. Bugün bir kişi çıkıp Türkiye’de basının hür olduğunu, sansür edilmediğini söyleyebilir mi? 150 civarında gazeteci şu an cezaevinde mi değil mi? FETÖ mücadelesiyle herkesin tanıdığı, FETÖ’nün yargıç ve savcıları tarafından da tutuklatılan, iktidarın kendisinin bile FETÖ’ye ilişkin bilgileri kendisinin eserlerinden aldığı Ahmet Şık, FETÖ ile mücadele kapsamında şu an cezaevinde.  Hüsnü Mahalli neden cezaevinde? Hükümetin Rusya ile imzaladığı ve bugüne kadar yürüttüğü Suriye politikasının çöktüğünün resmi ilânı olan Moskova Bildirgesi’nde yazanları, Hüsnü Mahalli en başından beri savunuyordu. Ama şu an cezaevinde.  Musa Kart, Cumhuriyet Gazetesi’nde çizen bir karikatürist. Nerede cezaevinde? Çizgileriyle terör mü yaratmış?  Bir bakıyorsunuz, bugüne kadar PKK, FETÖ, El Nusra gibi terör örgütlerine açıktan ve doğrudan destek olan, üstelik bunu ifade eden iktidar mensuplarından hiçbirisi yargılanmıyorken, bunları haber yapan gazeteciler tutuklanıyor. Türkiye, 10 Ocak’ı böyle bir ortamda mı kutlamalıydı? Elbette gazetecilik, suç işleme özgürlüğü tanımaz. Ama unutulmasın ki şu an ‘gazetecilik tutuklanıyor’, gazeteciler mesleklerine dair yaptıkları nedeniyle tutuklanıyor” ifadelerine yer verdi. 

“İnsan varsa umut vardır”
“Basın özgürlüğü için biz siyasilere büyük görevler düşüyor” diyen CHP’li Erkek, “Elimizden geldiğince iktidarı bu konuda uyarıyor; baskı gören basın yayın organları ve mensuplarının yanında olmaya çalışıyoruz. Yalnız, bu konuda gazetecilerin de meslektaşlarına sahip çıkması gerekiyor. Ses çıkarmak, meslektaşlarına destek olmak yaşadığımız dönemde mecburidir.  Bakınız, birkaç gün önce çıkarılan 680 sayılı KHK ile şu düzenlemeler yapıldı: ‘Basın Kanunu uyarınca yayın yasağı ve kısıtlamalara aykırı yayın yapılması halinde kuruluşun programlarına bir gün durdurulur. Bir yıl içinde ikinci kez tekrarlanma halinde kuruluşun yayını beş güne kadar, ikinci kez tekrarında on beş güne kadar, üçüncü kez tekrarında yayın lisansının iptaline karar verilir.’ Yine aynı KHK’da ‘Ortakları ile yönetim kurulu başkan ve üyelerinin terör örgütlerine iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu Millî İstihbarat Teşkilatı veya Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından bildirilen medya hizmet sağlayıcı kuruluşların lisans başvuruları reddedilir.’ Bu derece muğlak ifadeleri taşıyan, yoruma açık hukuki düzenleme olmaz, olamaz. Bu yetkilerle hiçbir medya organı ve dolayısıyla çalışanı güvence altında olamaz, keyfi uygulamalardan kaçamaz.  Ne olursa olsun, insan varsa umut vardır. Elbet, demokrasi mücadelesi sonuç verir. Toplumlar daha ileriye doğru yönlenir. Ve sizlerle bir bayram havasında 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü kutlarız. Bu inançla özgür bir ülkede gününüzü kutlamanız dileğimle saygılar sunarım” değerlendirmesinde bulundu. 
 
AKP’li Karadağ, “Fedakarlık isteyen bir meslek” dedi
AKP Çanakkale İl Başkanı Yeşim Karadağ, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla yayınladığı mesajında; “10 Ocak, basın çalışanlarına ekonomik ve sosyal haklar sağlayan 212 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği 1961 tarihinden itibaren bu yana ülkemizde ’Çalışan Gazeteciler Günü’ olarak kutlanmaktadır. Gazetecilik, fedakarlık isteyen, şartları ağır olan önemli bir meslektir. Gazetecilik, televizyonculuk, radyo yayıncılığı, internet haberciliği gibi alanlarda önemli gelişmeler göstermiş ve ülkemizde saygın bir yere sahiptir. Temel işlevi insanlara bilgi akışını sağlamak ve toplumsal olaylara ayna tutmak olan medya, demokrasilerin vazgeçilmez unsurudur. İletişim, teknoloji ve buna bağlı olarak etkileşim sürecinin belirleyici olduğu günümüzde gazetecilik, insanlara haber ve bilgi akışı sağlama gibi çok yönlü bir misyonu içermektedir. Bir anlamda basınımız; bizim elimiz, gözümüz, dilimiz ve sesimizdir. Gerçekleştirilenleri ve beklentileri karşılıklı anlamda etkileşime bağlı olarak taşıyan ve aktaran yine basın mensuplarımızdır. Olayları, ilkeli yayıncılık anlayışının bir gereği olarak tarafsız bir şekilde halka aktarmak, basının başlıca görevi, doğru ve zamanında bilgi almak da vatandaşın en doğal hakkıdır. Bu vesileyle, ilkeli, tarafsız, güvenilir yayınlarıyla kamuoyunun güçlü ve gür sesi olan, tüm tarafsız basın mensuplarının 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü kutlar, aile yaşantılarında mutluluklar ve çalışma hayatlarında başarılar dilerim” ifadelerine yer verdi. 
 
MHP’li Pınar, “Ortaya koydukları emek kutsaldır” 
MHP İl Başkanı Hakan Pınar ise açıklamasında; “10 Ocak Çalışan gazeteciler gününüzü kutluyorum. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, ‘Basın, bir güç, bir okul, bir yol göstericidir’ diyerek, bu mesleğin önemini işaret etmiştir. Basın, Demokrasinin, olmazsa olmaz ayaklarından biridir. Basın, milletin Ortak sesidir. Gazetecilik, fedakârlık ve sorumluluk isteyen zor şartlarda yapılan önemli bir meslektir. Kamu yararına hizmet yapmakta olan gazeteci arkadaşlarımız, ülkemizin olduğu gibi ilimizin, ilçemizin sosyal, kültürel ve ekonomik gelişmesine ve kalkınmasına önemli katkılar sağlamaktadır. Basın çalışanları, her türlü zor şartlarda çalışmayı ilke edinerek, yılmadan görevlerini yerine getirmek için çalışmaktadırlar. Halkımızın doğru ve tarafsız haber almasını sağlamak için, görev şuuru içinde çalışmaktadırlar. Demokrasinin güçlenmesi ve yerleşmesinde basın kuruluşlarının önemli katkıları vardır. Gazetecilerin, halkımızı gelişen olaylar hakkında bilgilendirmek için ortaya koydukları emek kutsaldır. Basın, meslek ilkeleri kapsamında, objektif habercilik anlayışıyla; içinde yaşadığımız toplumun sesi olan, Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk´ün de dediği gibi ‘Milletin gerçek ses ve iradesinin doğduğu yer olan cumhuriyetin etrafında, çelikten bir kale oluşturacak olan´ yazılı ve görsel basın çalışanlarımıza işlerinde kolaylıklar diliyorum. Zor şartlar altında, meslek ahlakından taviz vermeden, çalışmalarını sürdüren, tüm basın çalışanlarımızın 10 Ocak Çalışan Gazeteciler günü kutlu olsun” ifadelerine yer verdi. 
 
CHP’li Pehlivan, “OHAL’de gazeteciliğe” değindi
CHP İl Başkan Yardımcısı Avukat Güneş Pehlivan, OHAL koşullarında gazetecilik yapmanın ne kadar zor olduğunu ve nelerle karşılaşıldığını ifade ederek, korku, tutuklama, gözaltı ve otosansür vurgusunda bulundu. Pehlivan, “Gazeteciliğin ‘suç’, eleştiri hakkı ve ifade özgürlüğünün ‘devlet büyüklerine hakaret’ teşkil ettiği, özgür basının hükümetin halkla ilişkiler departmanı vazifesine indirgendiği bir Olağanüstü Hukuksuzluk Hali devam ederken, 1961 Anayasasının demokratikleşme sürecinin en önemli getirilerinden biri olan 10 Ocak’ın tüm sembolleri toplatılmakta, tutuklanmakta, mahkum edilmekte, tecrit edilmekte, işkence görmektedir. Resmi söylemi ezber edip tekrarlamak dışında her türlü bilgi aktarımı ve her türlü iletişim yöntemi fiilen engellenmiştir. Kültür, sanat ve edebiyat yayınları dahi müdahaleden payını almıştır. Olağanüstü Hukuksuzluk Hali, tehdit ve korkuya dayalı bir sansür ve otosansür iklimi yaratmıştır.  Hitler iktidarının 1. Yılında kapatılan ve devlete ait gizli bilgileri ifşa etmek isnadıyla emekçileri tutuklanan Vossische Zeitung isimli Alman Gazetesine, Mustafa Kemal Atatürk, 30 Kasım 1929’da “Korku üzerine bir iktidar inşa edilemez.” demecini vermiş iken; tarihin karanlık yüzü bugün Türkiye’de tekerrür etmektedir. Bununla birlikte, baskı, tarih boyunca fikirler ve toplumlar nezdinde nasıl ki nihai zafere hiç ulaşamadıysa, bugün de ulaşamayacaktır. Bilgi ve iletişim çağında internet ve sosyal medyanın da yaygınlaşmasıyla birlikte, dünya toplumu, her bireyden bir haberci yaratmış, özellikle baskı altındaki ülkelerin lugatına ‘gönüllü muhabirlik’ kavramı girmiştir. Sansür ve baskı altındaki basınımızla tam ve eksiksiz dayanışma ile, insan hakları çerçevesinde ve barışçıl olmak kaydıyla sahip olduğumuz tüm kitle iletişim araçlarını etkin kullanarak eleştiri hakkımızın, haber alma hakkımızın, düşünce ve ifade özgürlüğümüzün mücadelesini hep birlikte vereceğiz. Teker teker her birimiz için bir kayyum ataması imkansız olan baskı rejimine karşı, birlik ve dayanışmamızdan, özgürlüklerimizden, demokratik toplum idealimizden taviz vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı. 
 
“Basın bilgiye ulaşmayı kolaylaştırır” 
AKP Kepez Belde Başkanı Alper Altınok, açıklamasında; “Düşünce ile birlikte bilgi; fikir ve eylemin ham maddesidir. Fikir sahibi olabilmek için bilgi sahibi olmalısınız. Büyümeyi ve gelişmeyi sağlayan en önemli unsurdur bilgi. Düşünen, yorumlayan, bilgi sahibi olan insanlar toplumu daha ileriye götürüler. Basın bilgiyi ve bilginin getirdiği ayrıntıları kişi gözetmeksizin tüm insanlıkla paylaşır. Bilginin her noktaya ulaşmasındaki en önemli unsur basındır. Basın aracılığıyla bilgi sahibi olan insanlar düşünmeye, yorumlamaya ve fikirlerini ifade etmeye başlarlar. Bilginin paylaşılmasını sağlayan basın insanlık yararına olumlu katkılar sergiler. Bilgiye ulaşmayı kolaylaştırır, zaman kaybını önler, karmaşayı ortadan kaldırır. Ülkemizin her noktasında kamuoyu yararına özverili çalışmalarıyla insanlara haber ve bilgi akışı sağlamak üzere görev yapan basın çalışanlarının vatandaşlarımızın gözü, kulağı ve sesi olma görevini herkesin eşit yararlanımı için, ilkeli ve sorumlu gazetecilik anlayışı içerisinde görevini en iyi şekilde ifa ederek, ifade özgürlüğü ile hak ve adaletin sağlanmasında etkili bir köprü görevi görmektedir” dedi. 
(Düzenleyen: Seçkin Sağlam)
Paylaş