"Türkiye, 2017-2018 Eğitim Yılında laik eğitimden uzaklaştı"

795

 Çanakkale Eğitim İş Şubesi Yönetim Kurulu 2017-2018 eğitim-öğretim yılı değerlendirme raporu yayınladı. Yayınlanan raporla ilgili açıklamada eğitimde dinselleşme ve gericileşmenin artarak, eğitimin laik ve bilimsel eğitimden uzaklaştığı ifade edildi. Eğitimle ilgili 2017-2018 yılı ile ilgili genel olarak; “Sınav sistemlerinde ve müfredattaki değişiklikler, dernek ve vakıflarla imzalanan protokoller, personel istihdam sorunları, derslik açıkları, kalabalık sınıflar, öğretmensiz okullar, ikili öğretim, taşımalı eğitim, uluslararası sınavlardaki başarısızlıklar, öğrencilerin tarikat ve cemaatlerin yurtlarına mahkum edilmesi, çocukların örgün eğitim dışına itilmesi, sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik, hukuksuz bir şekilde görevden alma ve ihraçlar, sürgün uygulamaları gibi sorunlar maalesef bu öğretim yılına damgasını vurmuştur” denildi. 

 
“Yeni sınav sistemleri hala muğlak”
Yeni sınav sistemlerinin hala netleşmediği ifade edilen açıklamada; “Yeni sistemde, öğrencilerin yüzde 90’ı için adrese dayalı kayıt sistemi öngörülürken, öğrencilerin sadece yüzde 10’u, Bakan’ın tabiriyle ‘nitelikli’ okullara gidebilecektir. Yani öğrencilerin büyük bir bölümü, imam hatiplere, meslek liseleri ve açık liseye yönlendirilecektir. Herhangi bir bilimsel çalışma, altyapı hazırlığı olmadan alelacele kaldırılan TEOG’un yerine getirilen ve birkaç kez değişiklik yapılan sistem, Bakanlık tarafından beceriksizliklerini ilan edercesine hala revize edilmeye çalışılmaktadır. Görünen o ki, Milli Eğitim Bakanlığı karar verme yetisini kaybetmiştir. Bir kişi dilek ve temennileriyle MEB`in kararlarını, planlarını değiştirmekte eğitimi yaz-boz tahtasına kolayca çevirebilmektedir” denildi. 
 
“Eğitimde dinselleşme artıyor”
Eğitimin, ideolojik bir amaç olarak biçimlendirmeye çalışıldığı ifade edilen açıklamada; “Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2017-2019 yatırım planına göre fen liselerine 109.6 milyon lira bütçe ayrılırken imam hatip okullarına 1.7 milyar lira ayrılması, iktidarın önceliğini gözler önüne sermektedir. Bu rakamlar 1 fen lisesine karşılık 17 imam hatip lisesi kurulacağı anlamına gelmektedir. Birçok imam hatip ortaokulu ve imam hatip lisesinde kız ve erkek öğrencilerin sınıfları ayrılmış yani karma eğitime son verilmiştir. Bazı okullarda sınıfların ayrılması yetmemiş, kız ve erkek öğrencilerin koridorları dahi ayrılmış, gerekçe olarak da ‘veliler böyle istiyor’ bahanesinin arkasına sığınılmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı ulusal eğitimden uzaklaşmış, başta Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere, iktidara yakın dini kurum ve vakıflarla protokoller imzalanmıştır. Böylece TÜRGEV ve Ensar Vakfı başta olmak üzere, Hizmet Vakfı, Hayrat Vakfı, İHH, Furkan Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti gibi dini vakıfların, devlet okullarında “değerler eğitimi” adı altında ders ve seminerler vermeleri, bağış toplamaları, dini içerikli yayınları dağıtmaları sağlanmıştır. Bu uygulamalarda görev yapan vakıf, dernek ya da Diyanet İşleri Başkanlığı görevlilerinin büyük bir çoğunluğunun pedagojik formasyonu olmayan, öğretmenlik yeterliliğinden yoksun kişilerden oluştuğu da bilinmektedir” ifadelerine yer verildi.  
 
“Tarikatların göstergesi oldu”
Son olarak laik eğitimini içeriğinin boşaltılma yoluna gidildiği belirtilen açıklamada; “MEB’in, bilimsel, çağdaş ve laik eğitim karşıtı, Atatürk ilke ve devrimleri ile Cumhuriyetin ve Devrim Kanunlarının temel ilkelerine aykırı düşünce ve faaliyetleri ile bilinen vakıflarla işbirliğine gitmesi,  ulusal ve laik eğitimin içini boşaltma çabalarının bir örneği olmuştur. Kamu kreşleri teker teker kapatılırken, Diyanet’in açtığı kreşlerde 4-6 yaş arası çocuklara dini eğitim verilmesi yine sıbyan mektebi adı altında dini eğitim veren Kuran Kursu kreşlerinin açılması gibi uygulamalar MEB’in Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ve tarikatların güdümüne girdiğinin bir diğer göstergesi olmuştur” denildi. 
(Haber Merkezi)
Paylaş