Troia Kazı Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Rüstem Aslan yaptığı açıklamada, pek çok kişinin hala varlığını bile bilmediği Calvert`in, İsmetpaşa Mahallesi`ndeki özel bir mezarlıkta yattığını söyledi. Aslan, Malta kökenli olan Calvert ailesinin, Çanakkale`ye geldiğinde ticaret yaparak zenginleştiğini, Frank Calvert`in enteresan bir kişiliğinin olduğunu söyledi.
Çanakkale 1845 yılında, 16 yaşında gelen Frank Calvert`in tarihe ve arkeolojiye oldukça ilgili olduğuna işaret eden Aslan; “Calvert ailesinin yaptığı ticaret nedeniyle aldığı gayrimenkuller, araziler var. Şu anda kentin içinde Halk Bahçesi olarak tanımlanan bahçe, Calvert ailesinin konağının bahçesi. Mezarlığı da İsmetpaşa Mahallesi`nde yer alıyor” dedi.
Aslan, Troia araştırmalarının, özellikle Anadolu prehistoryasının (tarih öncesi çağlar) çıkış noktasının Frank Calvert ve Calvert ailesine bağlı olduğunu ifade ederek, şu bilgileri verdi: “Frank Calvert, Troia araştırmalarında bilinçli olarak ilk kazıyı 1863 ve 1865 yılında yapmış. Fakat o zamanki ekonomik şartlarla bu kazıları ilerletemediği, büyük ve geniş kazılara dönüştüremediği için kazılar kesintiye uğramış. Bu dönemlerde elinde İlyada, cebinde para ile Heinrich Schliemann bölgeye geliyor. Troia olduğuna inandığı Pınarbaşı köyü yakınlarındaki Ballıdağ`da birkaç gün kazı yapıyor. Kazıdan çıkan sonuçlar onu ikna etmiyor. Gemiyle Çanakkale`den İstanbul`a gidecek. Ancak bineceği gemiyi kaçırdığı için 2 gün Çanakkale`de kalıyor. Bu olay 1868 yılının ağustos ayında oluyor. Bu sırada Frank Calvert, Schliemann`a gerçek Troia`nın Hisarlık bölgesinde olabileceğini, kendisinin burada kazı yaptığını söylüyor. Aslında Schliemann`ın zamanı olmadığı için Hisarlık bölgesine gidemediğini biliyoruz. Fakat yazışmalarda tespit ettiğimize göre, Schliemann gerçekten Troia`nın Hisarlık`ta olabileceğine inanıyor.”
Calvert`in 1863 ve 1865 yıllarındaki kazılarını kısmen raporlar şeklinde yayımladığını belirten Aslan, ``Fakat asıl Troia çalışmalarındaki sansasyonel buluntu 1873`te oluyor. Arkeoloji literatüründe `Priamos Hazinesi` olarak tanımladığımız hazineler 1873 yılında Schliemann tarafından kaçırılıyor. Burada Frank Calvert`in ağabeyi Frederick Calvert`in de Schliemann`a yardımları var. Fakat Frank Calvert ile Schliemann`ın ilişkisi bu olaydan sonra kesintiye uğruyor, kopuyor. Frank Calvert bu durumu çok fazla onaylamıyor. Çünkü Calvert, Çanakkale`yi seviyor ve Çanakkale`de ömrünün sonuna kadar yaşamayı planlamış biri`` diye konuştu.
Aslan, şöyle devam etti: “Calvert başından itibaren Schliemann`ın bulduğu hazineleri yanlış tarihlediğini, 1000 yıllık bir hatanın olduğunu söylüyor. Troia`da, prehistorik arkeolojideki ilk tabakalama tespitini yapan kişi Calvert. Arkeoloji eğitimi yok, kendi kendini yetiştiriyor. Calvert, bu nedenle arkeoloji tarihi, Anadolu arkeolojisi ve Troia için çok önemli. Schliemann gibi Osmanlı topraklarında çıkardığı kültür buluntularına, arkeolojik eserlere Avrupa merkezci gözle bakmamaya çalışıyor ve ailesi 1950`lilerden sonra ülkeyi terk ediyor. Giderken de koleksiyoner olarak topladıkları eserlerin büyük bir kısmını Çanakkale`de bırakıyor. Calvert ise yaşamının sonuna kadar Çanakkale`yi terk etmiyor ve 1908 yılında öldüğünde buraya gömülüyor.”