Çanakkale’de merkeze bağlı Kirazlı köyünde yakında işletmeye açılacak altın madeni için başlayan ağaç kesimlerine Çanakkaleliler sert tepki gösterdi. Hafta sonu Cumhuriyet Meydanı’nda, Çanakkale Çevre Platformu’nun çağrısı ile bir araya gelen sivil toplum kuruluşları ve yurttaşlar, altın madenine izin verilmemesini talep ettiler. Yurttaşlar, ellerinde, “Siyanürlü su ile abdest alınmaz”, “Su yaşamdır”, “Tabiata saygı aklın vicdanıdır”, “Altıncı filo Kazdağları`ndan defol”, “Ağaç yeşilken, su maviyken, çocuk gülerken”, “Etme, eyleme, Atikhisar`ımızı kirletme” gibi pankartlar taşıdılar. “Altıncı şirket, Çanakkale`yi terk et”, “Diren Atikhisar, Çanakkale seninle”, “Ormanıma, suyuma, Kazdağları`ma dokunma” sloganlarının da atıldığı eyleme Çanakkale Belediye Başkan Yardımcısı Rebiye Ünüvar ile CHP Merkez İlçe Başkan Adayı Ali Uyanık da destek verdi. Eylemin açılış konuşmasını yapan CHP’li İl Genel Meclis üyesi ve Çevre Platformu önceki dönem sözcüsü Hicri Nalbant, “Zamanlaması da manidar! 2018 yılı Troia Yılı ilan edildi. Troia Yılı’nın başlangıcı ile birlikte altın tekelleri de faaliyete geçecekler. Troia’yı mı kutlayacaklar, ne yapacaklar, yorum size ait. Troia’nın bileşenleri var, ama en önemli bileşeni Kazdağlarıdır. Bizim için hayat kaynağı olan Kazdağları bin pınarlı İda Dağı, şimdi ruhsat ruhsat satılıyor. Havamız, suyumuz, ormanlarımız, tarım alanlarımız tümü yok edilmek isteniyor. Kısacası yaşam yok edilmek isteniyor ama buna izin vermeyeceğiz” dedi.
“26 bin ton siyanür ve 40 bin ton zehirli ağır metaller…”
Çanakkale Cevre Platformu dönem sözcüsü ve Ziraat Mühendisleri Odası Şube Başkanı Prof. Dr. Türker Savaş ise burada yaptığı konuşmasında; “Yaşam hakkımızın korunması için, tüm yöneticilere acil çağrımızdır. Çanakkale halkı suyuna sahip çıkıyor. Barışın ve huzurun kenti Çanakkale’mizin tek içme suyu kaynağı Atikhisar Barajı, Kanadalı bir maden şirketi olan Alamos Gold’un işgali altındadır. Üç maden ruhsatı alanının birleştirilmesiyle, 34 milyon metrekare büyüklüğündeki bir alanda faaliyette bulunacak olan Kirazlı altın madeni işletmesi hukuka aykırı bir biçimde ağaç kıyımına başlamıştır. Kanadalı maden işletmesi ülkemiz anayasasını da hiçe saymaktadır. Çanakkale halkı ve onun temsilcileri 15 yıldır Biga Yarımadası, Kaz Dağı yörelerinde yabancı şirketlere karşı mücadele vermektedir. Kaz Dağını kolay lokma olarak gören bu yabancı şirketlerse bir ahtapot gibi dört bir koldan yaşam alanlarımıza saldırmaktadır. Çanakkale’deki mücadeleyle baş edemeyen şirketler, sonunda çareyi yasadışı yöntemlere başvurmakta bulmuştur. Orman katliamının duyumları alındığında söz konusu felaket, yerel yöneticiler, sivil toplum kuruluşları ve aktivistlerce fotoğraf ve kameralarla belgelenmiştir. Söz konusu madene valilik tarafından henüz çalışma izni verilmemiş olmasına karşın madenin ruhsat alanında ağaç kesimlerinin yapılmasının sebebi nedir? Orman örtüsü sıyrıldıktan sonra büyük iş makineleri, patlayıcılar, toz, 26 bin ton siyanür, 40 bin ton zehirli ağır metaller ve toprak erozyonu bizleri beklemektedir. Yıkımın sadece bu alanla sınırlı kalmayacağı açıktır. Diğer komşu madencilik firmalarını da unutmuyoruz. Bu iş amacına ulaştığı taktirde pusuda bekleyen diğer şirketler de atağa geçecektir. Çanakkale’mizin içme suyu, ekolojik tarımsal zenginlikleri ve olanakları, yapılacak olan tüm maden işletmeciliği yatırımlarından çok daha fazla üstün kamu hizmeti yararına sahiptir. Bu kapsamda Atikhisar Barajı su toplama havzasında, baraj gölüne yakın mesafede yapılması planlanan siyanürlü altın madenciliği, aynı zamanda çevre kanunu ve su kirliliği kontrolü yönetmeliğine ve en az onlar kadar taraf olduğumuz uluslararası çevre anlaşmalarına aykırıdır. Çanakkale Valisini gözlerinin önündeki bu ekolojik ve sosyal yıkımı durdurmaya ve bunun için de söz konusu bu madene işletme izni vermemeye çağırıyoruz” dedi.
(Seçkin Sağlam
Eren Aşnaz)