Geçmişi hatırlamak çoğu kişiye iyi hissettiriyor. Bir yazı okurken, bir eşyaya bakarken belki de yıllar öncesinde bize çocukluğumuzu anlatan bir hikayeye denk geliyoruz. Bu yüzden yurttaşlar, antika ürünlere özellikle geçmişin tadını hissettirdiği için farklı bir özlem duyuyor. Antika ürünleri, kentlilerin beğenisine sunan Murat Antik Shop, aynı zamanda da mezatlarda satılan ilk 10 üründen elde edilecek geliri Silivri Sokak Canları’na bağışlayacak. Biz de Çanakkale OLAY olarak, Çanakkale’ye yeni açılan Murat Antik Shop ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
Meral Girgin, doğma büyüme Çanakkaleliyim. 16 yaşında İstanbul’a gittim.Yaklaşık 45-50 sene İstanbul’da yaşadım ve 8 yıldır Çanakkale’ye dönüş yaptım.
Burasının farklı hikayesi var. Bu hikayeleri ilerleyen zamanlarda da paylaşırız. Benim kız kardeşim, aynı zamanda kızım dediğim Nihal Yıldız, bana böyle bir fikirle geldi. Ben de kabul ettim. İki kardeş el ele vererek böyle bir güzelliği ortaya çıkardık ve Çanakkalelilerin hizmetine sunduk.
Benim kız kardeşim koleksiyoner. O kadar çok ürünü var ki, bunlar yıllarca saklandı. Şimdi hepsini sergiliyor, Çanakkalelilerin beğenisine sunuyoruz.
Hepsi beni gülümsetiyor. Hepsi benim içimi aydınlatıyor. Muranolar var, frankolar var… Alman bira bardakları var benim ilgimi çeken. Onlar bana bir sıcaklık veriyor, bir değişiklik hissettiriyor. O kadar çok ürün var ki hepsinin ayrı güzellikleri var. Saymaya kalksan zaman yetmez. İnşallah zaman ilerledikçe sizlerle bunları teker teker paylaşacağız.
Eskisi hatırlatmak. Ta geçmişe dönmek. Antik çağlarda neler yaşanmış, eski çağlarda nasıl işçilikler yapılmış… Ben çok antikadan anlamıyordum açıkçası ama bu mağaza ile birlikte ben de bunları sizlerle birlikte öğreniyorum. Birini öğrendiğiniz zaman hepsinin derinliğine inmek istiyorsunuz. Hayal kurmayı size alıştırıyor. Geçmiş gözünüzün önünden bir film şeridi gibi geçiyor.
Çekoslavak bir yemek takımımız var, sandık takımı o. 220 senelik.
Burası öyle bir şey ki hem gençler, hem orta yaşlı, hem de yaşlı. Üniversite gençleri geliyorlar. Burası sanat okulu gibi. Sanki ders alır gibi fotoğraflarını çekiyorlar, tek tek bakıyor, inceliyorlar. Yaşlılar geliyor. ‘Aa, bizim anne ve babamızda da bunlardan vardı’. Orta yaş grubu geliyor, ‘Artık bunlardan evime almak istiyorum’ diyor. Her yaş grubundan müşterimiz var. Herkesin ilgisini çekiyor.
Benim kız kardeşimin koleksiyonları var. Elimden geldiğince onun koleksiyonunu geri planda tutuyorum.
Ben 2 yıldan beri içime kapanmıştım. Buraya başladığımda o ruh halindeydim. Ama bunları seyrettikçe benim içime bir ışıltı doğdu. Kız kardeşime hak veriyorum. Ben de sevmeye başladım. Her birini ayrı ayrı sevmeye başladım. Sonra, müşterilerimi izlemeye başladım. Bir müşterimin şöyle bir davranışı oldu. Geldi, direkt bahülerimiz var bizim. Onun çekmecesini çekti ve kafasını içine sokarak kokusunu içine çekti. Ben dedim ki; ‘Napıyorsunuz?’ ‘Ee, antikayı sevmek böyle bir şeydir. Onun kokusunu içine çekmektir.’ Buna benzer birkaç tane daha örnek yaşadım. Ben de hepsini ayrı ayrı seviyorum.
Çanakkale halkını Murat Antik Shop mağazamıza bekliyorum. Onlar da gelsinler, hiçbir şey yapmadan dolaşıp gitsinler… O kokuyu bir içlerine çeksinler. Bir de biz kız kardeşimle beraber çok hayvansever insanlarız. Bizim planladığımız bir şey var. Biz mezat yapmaya başladık. Bunlar deneme mezatları oluyor. Bunların gelirlerinden sokak hayvanlarına bağışta bulunuyoruz. Bu da bizi en çok mutlu eden olaylardan bir tanesi.
(ESRA GÜLLER)