Su kıtlığı ile mücadele etmek ve su kayıplarını korumak için özet ve çok yönlü yöntemle hayatta kalmanın şartını kaydetme Çevre Sağlığı Bölümünden Öğretim Görevlisi Tuğçe Yılmaz Karan, "Bu stratejiler, herkesin su tasarrufu teşvik ederken, aynı zamanda alternatif suların üretildiğine de gösterilmeli olmalıdır. Böylece gelecek nesillere daha yeşil, daha sağlıklı ve su açısından zengin bir dünya bırakmanın mümkün olabileceği umut edilmektedir." dedi.
Üsküdar Üniversitesi Çevre Sağlığı Bölümünden Öğretim Görevlisi Tuğçe Yılmaz Karan, 22 Mart Dünya Su Günü nedeniyle iklim değişikliğinin su kaynaklarının üzerindeki etkileri değerlendirildi.
Dünyanın 2/3'ü suyla kaplı olduğunu ve yerkürede bulunan suyun yüzde 97.5'inin okyanuslardaki tuzlu su olduğunu hatırlatan Öğretim Görevlisi Tuğçe Yılmaz Karan, "Geriye kalan yüzde 2.5 oranında tatlı suyun büyük bir kısmı ise kutuplarda mevcut. Yer suları ve yüzey suları insanların içme ve kullanma suyu olarak temin edebildikleri sular olup bunların da miktarı ve kapasiteleri yerlerde, iklime, nüfusa veya ihtiyaca göre görebiliyor. Bu dünya çapındaki su büyük bir bulabilir. Çünkü bildiğimiz gibi tatlı su canlı yok olma riski ile karşı karşıya ve hatta yok." dedi.
Tatlı su parası bu denli az, korunması, geri kazanılması ve kullanılması gerekliliğini gösteren ifade eden Karan, “İhtiyaç krizinde büyük bir bölgedeki göller ve ırmaklar sağlıyor. Ancak, yer üstü tatlı su kaynakları, toplam suyun yalnızca yüzde 1'ini oluşur. Oysa onun damla suyunda geri dönmeyen kayıplara yol açabileceğinin varmamız gerekiyor.” diye konuştu.
İklimin yol açtığı sıcaklık artışı ve yağış rejimlerinin, su kalıcı, aşırı bölgesel kuraklık veya aşırı yağış gibi ekstrem hava olaylarının güçlendirici su, hem sıcaklık hem de şiddetini azaltıyor. Gelecekte su kıtlığı yaşanmaması için çeşitli stresler alınıyor ve bu bakımın su kıtlığının sürdürüldüğünden hayatta kalmanın kullanıldığı yerde. Akıtılmaması, muslukların tamir edilmesi, tek nükleer plastiklerin azaltılması, atık suyunun arıtılması, alt yapı araştırmalarının desteklenmesi gibi sinyallerin alınması.” şeklinde konuştu.
Suyun kırgınlığı, suda yolda yol açan mikroorganizmaların, yani patojenlerin varlığının geldiğini kaydeden Karan, şöyle devam etti: "Bu patojenlerin neden olduğu hastalık arasında kolera, tifo, ishal, çocuk felci, amipli dizanteri, sarılık ve tifo gibi ciddi hastalıklar mevcuttur. Patojenlere bağlı yanı sıra, sudaki enfeksiyon yolu olana, iyileşme kırıntılara ve kalp-damarda oluşana da yol açabilir.
Güneşin, su ekosistemlerinde ciddi hasarlara yol açmana, beslenme zincirlerinde değişimlere ve su canlılarının ölümüne neden olduğunu açıklayan Karan, “Kirleticiler suyun pH durumu bozduğunda, nehirlerdeki balıklar ve diğer su canlıları büyük bir risk tablosuna girmektedir. olumsuzluklar, besin kaynaklarını etkileyerek besin kıtlığına ve ciddi ekonomik kayıplara neden olabilir.” dedi.
Plastik ve mikro plastik kirliliğinin, su kaynakları tehdit etmeyen önemli bir sorun olduğunu da kaydeden Karan, "Plastik ürünler ve atıklar, doğal aşınma ve çeşitli sıcaklık etkileriyle parçalanarak büyük plastiklerin küçük parçalanmasına ve mikro plastiklerin küçük parçalanmasına yol açmaktadır. Bu küçük plastiklerin suya karışarak su tutulabilmesinde dağılabilmekte, su temin etmek ve atıklarınkine ve çeşitli şekillerde ortaya çıkabilmektedir. ifadesinde bulundu.
Dünya çapındaki hizmetlerin sürdürülebilirliği su kıtlığının sorunu giderek daha büyük bir öneminin da arttığını çizen Karan, "Tarım sektörü su tüketimi, küresel tatlı su terörü bir bölüm oluşturmakta ve bu durum, özellikle su limitli olduğu ciddi endişelere yol açmaktadır. Bu nedenle, su sağlayan etkin bir şekilde çoğaltılması ve su desteklerinin sağlanması, büyümenin sürdürülebilirliği için büyük bir performansa sahiptir. Tarımsal faaliyetler, su üzerinde de önemli bir yardıma sahiptir. Kimyasal gübreler ve pestisitler suya karıştığında sucul ekosistemleri bozmakta, su altı olumsuz etkilenmekte ve su kirliliğine neden olmaktadır. dedi.
Su kıtlığının, günümüzün dünyasında karşı karşıya olduğu en ciddi problemlerden biri haline gelmiş ve bu sorunu hafifletecek tedavinin ve hizmetlerinin, insan için hayati önem taşıdığını söyleyen Karan, “Özellikle kuraklık riski taşıyan su tasarrufu ve verimli kullanımı, kıtlığın olması için önemli adımlar arasında yer alır. Arıtılan suların tarım ve sanayide tekrar kullanımı, suyun geri kullanımına olanak tanımasıyla suyu daha verimli kullanma olanakları bulunmaktadır. Bununla birlikte, yağmur suyunun işlenmesi ve kullanımı gibi bozulmalarda, su rezervlerinin korunmasına ve doğal akımın daha verimli kullanılmasının arttırılması mevcuttur.” diye konuştu.
Su kıtlığı ile mücadele etmek ve su kaynaklarını korumak için genel ve çok yönlü şifalının hayatta kalmanın şartı olduğunu söyleyen Karan, "Bu stratejiler, herkesin su tasarrufu sağlanması teşvik edilerek, aynı zamanda alternatif su temin edilebilirne de gösterildiği şekilde olmalıdır. Böylece gelecek nesillere daha yeşil, daha ve su bakımından zengin bir dünyanın bırakılmasının mümkün olabileceği umut edilmektedir." şekilli şekiller tamamlandı.
(BÜLTEN)