Sonuç !...

Gazeteci arkadaşımız Cemal Oral’a yapılan saldırının 1. yılında kamuoyunda oluşan hassasiyet nedeniyle Çanakkale Valiliği tarafından bir açıklama yapıldı.
Yapılan açıklama, malumun ilanından başka bir içerik taşımamaktadır.
Sorumluların ve arkasındaki güçlerin belirlenmesi konusunda yapılan çalışmalar açısından tatmin edici bir çaba henüz ortada yok.
Sorun da tamda bu noktada düğümlenmektedir.
Gazeteci Cemal Oral bu gelişmeleri ve soruşturma aşamasındaki sorun ve çelişkileri ayrıntılı olarak yazılarında dile getirdi.

658
Geçinmeye niyeti olmayanların adını sormak gibi bir tavırlarının olmadığı bir durum yaşanmaktadır.
Bu durumu aşmak için, Cemal Oral’ın yazdıkları üzerinden yetkililer derhal teknik imkânlarını kullanarak bu olayın üzerine gitmelidirler.
Yaşadığımız onca deneyim göstermektedir ki; Cemal Oral’a yapılan saldırı birkaç tetikçinin saldırısından ibaret değildir.
Bu saldırının arkasındaki güçlerin korunması ihtiyacı olayı bu noktaya getirmiştir.
Saldırıyı yapan bir, iki kişinin ortaya çıkarılması beraberinde,  örgütlü ve tetikçilik mekanizmasının çalıştırıldığı bir ilişkiler yumağını ortaya çıkarabilir.
Cemal Oral gazetecilik faaliyeti nedeniyle bu saldırıya uğramıştır.
O günlerde yoğun olarak çevre haberleri yapmakta, yaşanılan olumsuzluklara dikkat çekmekte idi.
Hatta o günlerde internet sitesi hacklendi, kendisine bu yöntemle mesaj verilmek istenmişti.
Ancak Cemal Oral gerçekleri kamuoyuna aktarmaya devam etti.
 Ve sonrasında böylesi bir saldırıyla uğradı, failleri hala meçhul.
Ocak ayı gazeteci cinayetleri nedeniyle hassasiyetimizin olduğu bir ay.
Doğal olarak, kentimizde gerçekleşen bu saldırı konusunda bizler de hassasiyet içerindeyiz.
Metin Göktepe, Hrant Dink, Uğur Mumcu gibi değerli gazetecilerin alçakça saldırılar karşısında yaşamlarını yitirdiği bu ayda; Cemal Oral’a yapılan saldırının açığa çıkarılması konusundaki duyarlılığımız daha da bir anlam kazanmaktadır.
Şu andaki bulgular itibarıyla yetkili birimler isterlerse bu saldırının faillerini açığa çıkarabilirler.
Çanakkale’nin tüm duyarlı kurumlarını, vatandaşlarını, siyasi partilerini, bu saldırının açığa çıkarılması için yetkilileri harekete geçirme konusunda kamuoyu oluşturmaya davet ediyorum.
 
Talebe bak ! 
Tüm Sağlık- Sen adlı sendika,   muayene, tetkik, tahlil ve tedavilerini yaptırmak üzere sağlık kurum ve kuruluşlarına başvuran sağlık çalışanlarının sıra gözetilmeden, öncelikle ve bekletilmeksizin muayene ve tedavilerinin sağlanması için gerekli düzenlemeler yapılmasını istedi.
Gerekçe olarak da bir an önce işlerinin başına dönmesi gösterildi.
Sanki diğer sıra bekleyenlerin, işi iş değil.
Böylesi bir talebi emek ve hak mücadelesi veren bir sendikanın yapmasına oldukça şaşırdım.
Çözüm odaklı olmak yerine sadece kendi sektöründe çalışan kişilerin öncelikleriyle yaklaşan bir anlayış nasıl olurda emekçilerin birliğinden yana olabilir, nasıl olurda sağlık sistemindeki tüm vatandaşları ilgilendiren sorunlara karşı bir mücadele anlayışı geliştirebilir?
Yaşanılan kuyruklar, kaybedilen zaman gibi bir sorun karşısında sağlık çalışanlarına öncelik verilmesini savunarak vatandaşlar arasında ayrımcılık savunulduğu gibi, fotoğrafın bütünü görmeyen, ülkemizin gerçeklerinin halı altına süpürülmesi gibi kaba bir anlayışla karşı karşıyayız.
Emek mücadelesinden bihaber olan böylesi bir sendikacılık anlayışına karşı emekçilerin gerçek sendikalarında örgütlenmeleri işte bu anlamda önemlidir.
Gerçekleri yok sayan bu anlayışın ve böylesine ayrımcı taleplerin emek mücadelesine verebileceği hiçbir şey yoktur.
Yine de ben, bundan böyle hastane kuyruklarındaki sıramı sağlık çalışanlarına vereceğim.
Koskoca sendika talebi nede olsa, görmezden mi gelelim?
 
Paylaş