Çanakkale`de kuraklık tehlikesi devam ederken, maden arama sondajlarının artması tepkilere neden oldu. Kazdağları`nda devam eden maden arama sondajlarına karşı imza kampanyası başlatıldı. Kazdağı`nın Kaynarca Deresi ve Yağlı Alanı bölgesinde yaklaşık bir ay önce başlayan ve 24 saat, üç vardiya devam eden maden arama sondajlarının bölgede yaşayan on binlerce insanın sağlıklı içme ve kullanma sularını tehlikeye soktuğu belirtilen kampanya metninde, sondaj yapılan bölgenin Bayramiç, Ayvacık ve Ezine tarafına akan derelerin üst kotunda olduğu belirtildi. Bu derelerin Ayvacık Barajı, Bayramiç Barajı, Akçin, Çavuşlu, Yassıbağ ve Örenli göletlerine aktığı ifade edilirken, sondaj yapılan bölgenin binlerce pınarın ve yüzlerce köyün içme sularının kaynaklarının üstünde olduğu belirtildi Sondaj yapılan bölgenin yine Kazdağı grup suyunun su toplama havzasının tam üstünde olduğu ve bu bölgelerin 1. 2. ve 3. Derece koruma bölgeleri içerisinde olduğu, bu alanlarda sağlığa aykırı hiçbir işlem yapılmasının mümkün olmadığı açıklanarak; "Buna ilişkin verilerin DSİ den temini mümkündür" denildi. Sondajlarlar iligili; " Tarım ve Hayvancılıkla geçinen yöre halkının tüm temiz ve sağlıklı su kaynaklarının üstünde yapılmaya devam eden bu maden arama sondajları açıkça kamu sağlığını, bölgede su ihtiyacı olan tüm canlıların sağlığını tehdit etmektedir. Yapılan sondajlar milyonlarca yılda oluşmuş tatlı su akiferlerini (yer altı su hazneleri ve yer altı akar sularını)delmek suretiyle, içilemeyen zehirli su akiferleri ve sondaj esnasında kullanılan kimyasalları ve madeni yağlar ile temas ettirerek bu sağlıklı su kaynaklarını kullanılmaz hale getirmektedir. Bu husus tarafınızdan görüşüne başvurulacak jeolog ve jeofizik mühendisi bilirkişilerce şüpheye yer bırakmayacak şekilde açıklanacaktır" denildi.
"Tüm baraj ve göletler boşalmış, tarımsal su kalmamıştır"
Her sondaj kuyusunun yanına açılan atık havuzlarının da diğer bir büyük tehlikeyi beraberinde getirdiği belirtilen açıklamada; "Tüm dünyada olduğu gibi, ülkemiz ve bölgemizde de iklim değişikliği sebebiyle ciddi bir kuraklık yaşanmaktadır. Tüm baraj ve göletler boşalmış, tarımsal su kalmamıştır. Ayvacık bölgesindeki köylerin ve kasabaların biricik su kaynağı Kazdağı`dır, evlerimizde akan çeşmelerin su kaynakları bu sondaj yapılan bölgededir. Hal böyle iken bölgedeki tüm derelerin doğduğu yerlerin üst kotunda yapılan bu sondajlar akla bilime ve vicdana sığmadığı gibi başta T.C. Anayasası olmak üzere, çevreyi ve sağlığı koruyan tüm yasal düzenlemelere de aykırıdır. Açıkça söylemek gerekirse; bu maden arama sondajları tüm bölge insanının sağlığını, tarım ve hayvancılık faaliyetlerini dolayısı ile geçim kaynaklarını ve ayrıca bir bütün olarak tüm canlı yaşamını tehlikeye sokmaktadır. Bu sondajları yapan firma ve bu sondajların yapımına izin veren ilgili kurum ve kuruluşlar, imzaları atan yetkililer yukarda saydığımız nedenlerden dolayı çevre ve insan sağlığına karşı kasten ve bilerek suç işlemektedirler. Yetki Bölgeniz olan Ayvacık ile Bayramiç-Ezine ve bağlı köy ve beldeler tarım ve hayvancılıkla geçinmektedir. Ulaşılabilir- temiz ve sağlıklı tatlı su kaynakları da tarım ve hayvancılık ve tüm canlı yaşamı için hayati önem taşımaktadır. Tüm barajlar boş iken, tarlaları sulayacak su yok iken, tüm köyler içme ve kullanma suyu konusunda ciddi sıkıntılar yaşıyor iken var olan su kaynaklarımızın maden arama sebebiyle bozulması, bu suların sondaj esnasında kullanılması konuya ilişkin tüm veri mevzuata aykırılık teşkil etmektedir. Kaynarca deresi üzerinde 24 saat hiç durmadan sondajlara su basan motorun ve bölgede yapılan sondajların fotoğrafları ektedir (Ek-1) Bölgenin tatlı su kaynaklarını geri dönüşü olmayacak şekilde tahrip eden, Çevre ve Toplum sağlığını tehlikeye sokan bu sondajlar derhal durdurulmalı bu sondajları yapan gerçek kişiler, tüzel kişilerin yetkilileri ve söz konusu sondajlara izin veren ya da göz yuman kamu görevlileri işledikleri suçlardan dolayı adalet önünde hesap vermelidir" denildi.
"Suçun önlenmesi ve doğacak zararların büyümesinin önüne geçilmesini talep ediyoruz"
Açıklamada son olarak; "Siz Cumhuriyetin Savcılarının da önce Kamu Görevinizi sonrasında da vatandaşlık görevinizi layıkıyla yapacağınıza inanıyorum. Dünyayı sarsan küresel ısınma, ülkemizde hüküm süren kuraklık ve kuşkusuz doğaya yapılan bu tür akıl dışı müdahalelerin biyolojik çeşitliliğe yansıması sonucu yüzleştiğimiz yeni virüsler, salgınlar her şeyi yeniden sorgulamamızı gerektiren, doğaya ve su kaynaklarımıza yönelik bu girişimler parasal karşılığı ne olursa olsun, kimi zengin edecekse etsin, her şeyden önce insanlık suçudur. 1982 Anayasasının Sağlık Hizmetleri ve Çevrenin Korunması başlıklı 56. Maddesinde "Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir." denilmek suretiyle çevre hakkı düzenlenmiştir. Tarih, Kültür Ve Tabiat Varlıklarının Korunması başlıklı 56. Maddesinde de "Devlet, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlar, bu amaçla destekleyici ve teşvik edici tedbirleri alır." düzenlemesini getirmiştir. Anayasamızın ilgili maddeleri ve bu doğrultuda düzenlenmiş mevzuata göre işlenen bu suçların tarafınızdan ivedilikle kovuşturularak öncelikle suçun önlenmesi ve doğacak zararların büyümesinin önüne geçilmesi bakımından gerekli tedbirlerin alınmasını, yürütülecek soruşturma sonucunda ceza davası açılmasını ve tarafıma bilgi verilmesini saygılarımla dilerim" ifadelerine yer verildi.
(Eren Aşnaz)