Soma’da 13 Mayıs 2014 yılında yaşanan maden faciası, yürekleri sızlatmaya devam ediyor. Önceki gün yapılan davada çıkan karar, aileleri bir kez daha derin üzüntü içine sürükledi. Davadan sonra feryat eden aileler, ‘Adalet’ demek için HSYK önüne gitme kararı aldılar. İlk durakları ‘Çanakkale’ olan aileler, İskele Meydanı’nda basın açıklaması yaptılar. Basın açıklamasında, siyasi parti temsilcileri, Sivil Toplum Kuruluşu temsilcileri ve vatandaşlar katıldı. Aileler, yaptıkları basın açıklaması ile hem Çanakkale’ye hem de Türkiye’ye seslerini duyurdular. Çanakkale’den haykıran aileler, çocuklarının adaletsizliğe uğradığını ve adaleti kendilerinin arayacaklarını söylediler. Basın açıklamasında ilk konuşan anne Gülsüm Çolak, davadan istedikleri kararın çıkmadığını söyledi. Anne Fatma Malkoç, çocukların geleceği için adaleti yeniden tesis edeceklerini söyledi.
Dava sonucunda ne olmuştu?
Davanın tutuklu sanıkları Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan 15 yıl, Genel Müdür Ramazan Doğru 22 yıl 6 ay, İşletme Müdürü Akın Çelik 18 yıl 9 ay, maden mühendisi, İşletme müdür yardımcısı İsmail Adalı 22 yıl 6 ay, maden mühendisi Ertan Ersoy 18 yıl 9 ay hapis cezasına mahkum edildi. Tutuksuz sanıklardan emniyet teknikeri Mehmet Ali Günay Çelik’e 11 yıl 8 ay, maden mühendisleri Yasin Kurnaz, Hilmi Kazık 10 yıl 10’ar ay, yönetim Kurulu üyesi Haluk Sevinç, çalışanlardan Hilmi Karakoç, Mehmet Eres, Hüseyin Alkan, Fuat Ünal Aydın’a 8 yıl 4`er ay ve Murat Bodur’a 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Can Gürkan’ın babası, Soma Holding Yönetim Kurulu Başkanı Alp Gürkan’ın da aralarında olduğu 37 kişi içinse beraat kararı verildi. Mahkemenin bu kararı başta aileler ve avukatlar olmak üzere tepkiyle karşılandı.
“Adaleti çocuklarımızla birlikte toprağa gömdürdüler
Maden faciasında hayatını kaybeden çocuklarının adaletsizliğe uğradığını söyleyen anne Gülsüm Çolak; “Biz, çocuklarımızı 4 yılı aşkın bir zaman önce kaybettik ve adalet arıyoruz. 3 yılı aşkın bir zamandan beri mahkemeler devam ediyor ve dün yapılan dava sonucunda istediğimiz bir karar çıkmadı. Zaten istediğimiz bir karar çıkacağını da beklemiyorduk. Adaletin, zenginin değil de fakirin yanında olduğu bir günü ne zaman göreceğiz? Biz, gelecekteki çocuklarımız için adalet yürüyüşümüze çıktık. Dün, bir kez daha adaleti çocuklarımızla birlikte toprağa gömdürdüler. Bize, 13 Mayıs’ı tekrar yaşattılar. Bizler de3 madenci annesi olarak adalet yürüyüşü yapmak istedik. Onları, tabutları bir kez daha gömdüler. Biz de bu yürüyüşü düzenleyerek o tabutları yerin altından çıkarıp, yeryüzüne, ezilen halklar için artık annelerin ağlamaması için ‘adalet’ diyoruz. Sizlerin de bizleri bu yolda destekleyeceğinizi biliyoruz. İlk durağımız, Çanakkale’ydi, daha sonra il il dolaşıp ‘adalet’ diyerek HSYK’nın önüne gideceğiz. 16 Temmuz’da tüm Sivil Toplum Kuruluşları ve adalet arayan diğer insanlarımızla birlikte HSYK’nın önünde olacağız” dedi.
“Biz, çocuklarımız için, ezilenler için ‘Adalet’ diyoruz”
Adaletin yeniden kurulacağı güne kadar mücadelelerini sürdüreceklerini söyleyen anne Fatma Malkoç; “Biz, çocuklarımız için, ezilenler için ‘Adalet’ demek istedik. Ölünceye kadar ‘Adalet’ demeye devam edeceğim. Sizler de bize bu yolda destek verdiğiniz için teşekkür ediyorum. Çocuklarımız için, ezilenler için adaleti yeniden tesis edeceğiz” dedi.
“Çocuklarımızın kanı yerde kalmasın, başka anneler ağlamasın”
Somada yaşamını yitiren 301 işçi ve kendi çocuğu için adalet arayan anne Nurcan Akdağ, başka annelerin ağlamaması için adalet aradıklarını söyleyerek; “Bizler, çocuklarımıza yapılan adaletsizliğe ses çıkarmak için bu yola çıktık. Çocuklarımızın kanı yerde kalmasın, başka anneler ağlamasın. Bizi burada yalnız bırakmadığınız ve bizi desteklediğiniz için hepinize sonsuz teşekkür ediyoruz” dedi.
“Hayır! Mahkemeden ceza değil ödül çıktı”
Soma’da yaşanan maden faciasının bir ‘cinayet’ olduğunu söyleyen baba İsmail Çolak; “Somada olan facianın gerçek adı, cinayettir. Bu, kader, fıtrat ve iş kazası değildir. 9 Temmuz’da davamız vardı. Dava, mahkeme heyetinden bir kişinin mahkemeye gelmemesi nedeniyle Çarşamba gününe ertelendi. Biz, böyle bir karar çıkacağını biliyorduk, karara hazırlıklıydık. Çünkü bu davanın dosyasını hazırlayan Cumhuriyet Savcısı, ‘olası kast’tan iddianame hazırlamıştı. Davadan çıkan karar, hepimizin vicdanını sızlattı. Çünkü bu insanlara bu karar ceza değil ödül oldu. Bazı gazeteler ‘Mahkemeden ceza yağdı’ diye haber yaptı. Hayır! Mahkemede ceza değil ödül yağdı. 301 kişinin cezası bu olmamalıydı. Biz, bu kararı kabul etmedik, etmeyeceğiz” dedi.
(Baykal Sağlam)