“Gazeteciysen korkmayacaksın, korkuyorsan gazeteciyim demeyeceksin”! Zorbalığın, haksızlıkların karşısında boyun eğmemenin yolu içi boş kabadayılıktan, iktidarın belden aşağı yöntemlerini taklit etmekten geçmez. Ne olursa olsun vazgeçmeyeceğin değerlere sahip olduğunu bilmek, bunu göstermek, o değerlerin arkasında durmaktır asıl önemlisi. Gazete gerçeği arar. İyi gazete, gerçeklerden korkmayan gazetedir. Bilinsin ki, soL gerçeğin peşinde cesaretle koşacak, gazeteciliğin onuru olacaktır.
Gazete dedikoduya itibar etmemeli
Gazetecilikte dedikodu, gerçekten uzak durmanın bir yoludur. Haberin yerini dedikodu aldığında, anlayın ki, gazete gerçeği kendi imal etmeye karar vermiş. İyi bir gazete olasılıkları, duyumları, iddiaları gerçeğe dönüştürmez, birer olasılık, duyum ve iddia olarak sunar. Fısıltı gazetesinden gazete manşeti çıkarmaz, masa başı öykülerini “uzman görüşü”, “yetkililerin açıklaması” diye yutturmaz. soL iyi bir gazete olma iddiası taşıyor. Bu nedenle soL’da dedikoduya, vıdıvıdıya yer yok.
Gazete yalan söylememeli
Yalan, bilerek doğrudan uzak durmaktır. Bugün gazeteler, televizyonlar aralıksız yalan yazıyor, yalan söylüyor. Yalandan bıkan, halka doğruları anlatmak isteyen gazeteciler susturuluyor. soL’un susmaya hiç niyeti yok. soL susmayacak, doğruları konuşacak. Yanlış yaptığında, özür dilemesini bilecek.
Gazete şişirmemeli
Pireyi deve yapmak da bir tür yalancılıktır. Emeğin sesi olmak, bu kirli düzeni teşhir etmek için abartıya, yaygaracılığa hiç gerek yok. ŞOK ŞOK ŞOK haberciliği, insanları zorbalığa, haksızlığa, savaşa, iş cinayetlerine, kadınlara karşı şiddete, işten çıkarmalara, yolsuzluklara, doğanın tahrip edilmesine alıştırıyor. Bunlara alışılmaması, kanıksanmaması için çıkan soL, yaygaracı bir gazete olmayacak ama gerçekleri olanca sıcaklığıyla sunmayı bilecek, adaletsiz bir dünyaya olan öfke ve nefretini gizlemeye hiç çalışmayacak.
Gazete hakarete yeltenmemeli
soL dik duracak, ilkelerinden ödün vermeyecek, gerçeği ara- maktan asla vazgeçmeyecek. Ama hiçbir biçimde, halkın tepkisini en fazla çekenler dahil olmak üzere, insanlara hakaret etmeyecek, onları aşağılamayacak, aciz duruma düşenleri alaya almayacak. Halkla dalga geçmeye kalkanları, işçisini, köylüsünü, öğrencisini küfürle susturmaya yeltenenleri de hiç af- fetmeyecek. Onlara karşı en büyük silah olarak gerçeğin ta kendisini kullanacak. Hiciv, taşlama gibi etkili ve bu coğrafyada yer edinmiş sanatsal ifade biçimlerinden de yararlanacak. Düzeysizlik ve bayağılığa ise hiç prim vermeyecek.