Skolyoz Nedir? Omurga Eğriliğinin Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi

Skolyoz, omurganın sağa veya sola doğru anormal bir şekilde eğrilmesi durumudur. Bu durum, hem görünüşü hem de sağlığı etkileyebilir. Skolyozun nedenleri, belirtileri, tanısı ve tedavisi hakkında bilgi sahibi olmak, bu durumla başa çıkmak için önemlidir. Bu makalede, skolyoz hakkında merak ettiğiniz her şeyi bulabilirsiniz.

1120

Skolyoz, omurganın sağa veya sola doğru anormal bir şekilde eğrilmesi durumudur. Omurga eğriliği, çocukluk çağında büyüme döneminde ortaya çıkabileceği gibi, bazı hastalıklar, travmalar veya yaşlanma ile de ilgili olabilir. Skolyoz, sadece görünüşü etkilemekle kalmaz, aynı zamanda solunum, kalp, sinir ve kas fonksiyonlarını da bozabilir. Skolyozun derecesine, nedenine ve hastanın yaşına göre farklı tedavi seçenekleri mevcuttur. Bu makalede, skolyozun nedenleri, belirtileri, tanısı ve tedavisi hakkında bilgi vereceğiz.

Skolyozun Nedenleri

Skolyozun nedeni çoğu zaman bilinmemektedir. Bu duruma idiyopatik skolyoz denir. İdiyopatik skolyoz, tüm skolyoz vakalarının yaklaşık %80’ini oluşturur. İdiyopatik skolyozun genetik, hormonal, kas-iskelet sistemi veya çevresel faktörlerle ilişkili olabileceği düşünülmektedir.

Skolyozun nedeni bilinen durumlara ise sekonder skolyoz denir. Sekonder skolyozun olası nedenleri şunlardır:

  • Doğumsal skolyoz: Omurganın doğuştan anormal gelişmesi sonucu oluşur. Omurların birleşmesi, eksik olması veya şekil bozukluğu gibi anomaliler görülebilir.
  • Nöromüsküler skolyoz: Sinir veya kas hastalıkları nedeniyle omurganın desteklenmesinde zorluk yaşanması sonucu oluşur. Örneğin, serebral palsi, spina bifida, kas distrofisi, polio gibi hastalıklar nöromüsküler skolyozun nedenleri arasındadır.
  • Sendromik skolyoz: Bazı genetik sendromlar omurga eğriliğine yol açabilir. Örneğin, Marfan sendromu, Down sendromu, Prader-Willi sendromu, Ehlers-Danlos sendromu gibi sendromlar skolyozla ilişkilidir.
  • Dejeneratif skolyoz: Yaşlanma, travma, enfeksiyon, tümör, osteoporoz gibi nedenlerle omurganın yıpranması ve zayıflaması sonucu oluşur. Genellikle yetişkinlerde görülür.
  • Postür skolyozu: Omurganın yapısal bir bozukluğu olmaksızın, kötü duruş, bacak boyu farkı, kas spazmı gibi nedenlerle ortaya çıkan geçici bir eğriliktir. Postür düzeltildiğinde eğrilik de kaybolur.

Skolyozun Belirtileri

Skolyozun belirtileri, eğriliğin derecesine, yönüne ve yerine göre değişebilir. Skolyozun en sık görülen belirtileri şunlardır:

  • Omuzların, kalçaların veya belin bir tarafının diğerinden daha yüksek veya daha çıkık olması
  • Sırtta veya belde asimetrik bir kamburluk veya çukurluk olması
  • Başın vücudun ortasına göre kayması
  • Vücudun bir tarafının diğerine göre daha dolgun görünmesi
  • Duruşta eğrilik veya yamukluk olması
  • Giysilerin vücuda düzgün oturmaması
  • Sırtta veya belde ağrı, sertlik veya spazm olması
  • Solunumda veya kalp atışında zorluk olması
  • Sinir sistemi ile ilgili sorunlar olması (uyuşma, karıncalanma, güçsüzlük, idrar kaçırma vb.)

Skolyozun Tanısı

Skolyozun tanısı, fizik muayene, radyolojik inceleme ve ölçüm yöntemleri ile konulur. Fizik muayenede, doktor hastanın duruşunu, omuz, kalça ve bel seviyesini, sırt ve beldeki çıkıntı veya çukurları, başın konumunu ve vücut simetrisini değerlendirir. Ayrıca, hastanın öne eğilmesini isteyerek, sırttaki eğriliği daha net görebilir. Bu test, Adams testi olarak bilinir.

Radyolojik incelemede, doktor hastanın omurgasının röntgen, MR veya BT gibi görüntülerini alarak, eğriliğin derecesini, yönünü, yerini, şeklini ve nedenini belirler. Eğriliğin derecesi, Cobb açısı adı verilen bir yöntemle ölçülür. Cobb açısı, omurganın en eğri olduğu noktalardaki omurların üst ve alt kenarlarının oluşturduğu açıdır. Cobb açısı, skolyozun şiddetini ve tedavi seçeneklerini belirlemek için önemli bir kriterdir.

Skolyozun Tedavisi

Skolyozun tedavisi, eğriliğin derecesine, nedenine, ilerleme potansiyeline ve hastanın yaşına göre değişir. Skolyoz tedavisinde üç temel yaklaşım vardır: Gözlem, korse ve cerrahi.

Gözlem

10 dereceden az eğriliği olan veya büyüme çağını tamamlamış hastalarda, genellikle tedaviye gerek duyulmaz. Bu hastalar, düzenli olarak doktor kontrolüne giderek, eğriliğin durumunu takip ederler. Ayrıca, fizik tedavi, egzersiz, masaj, akupunktur gibi destekleyici yöntemlerden faydalanabilirler.

Korse

20-40 derece arasında eğriliği olan ve büyüme çağında olan hastalarda, eğriliğin ilerlemesini önlemek için korse kullanılabilir. Korse, omurgayı destekleyen ve düzeltmeye çalışan sert bir plastik malzemeden yapılmış bir cihazdır. Korse, hastanın vücut ölçülerine göre özel olarak tasarlanır ve günde en az 16 saat giyilmesi gerekir. Korse tedavisi, büyüme tamamlanana kadar devam eder. Korse tedavisinin etkinliği, hastanın uyumuna, korsenin kalitesine ve doktorun önerilerine bağlıdır.

Cerrahi

40 dereceden fazla eğriliği olan, korse tedavisine yanıt vermeyen, eğriliği ilerleyen veya solunum, kalp, sinir sistemi gibi sorunlara neden olan hastalarda, cerrahi tedavi uygulanabilir. Cerrahi tedavinin amacı, omurgayı düzeltmek, sabitlemek ve eğriliğin ilerlemesini durdurmaktır. Cerrahi tedavide, omurgaya metal çubuklar, vidalar, kancalar gibi implantlar yerleştirilerek, omurga istenilen şekle getirilir ve kemik grefti ile kaynatılır. Cerrahi tedavi, skolyozun nedenine, tipine ve yerine göre farklı tekniklerle yapılabilir. Cerrahi tedavinin riskleri, enfeksiyon, kanama, sinir hasarı, implant kayması, yara iyileşmesi sorunları, tekrarlayan eğrilik gibi komplikasyonları içerir.

Skolyoz Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Skolyoz, omurganın sağa veya sola doğru anormal bir şekilde eğrilmesi durumudur. Skolyoz, hem görünüşü hem de sağlığı etkileyebilir. Skolyozun nedeni, belirtileri, tanısı ve tedavisi hakkında bilgi sahibi olmak, bu durumla başa çıkmak için önemlidir. İşte skolyoz hakkında bilmeniz gerekenler:

  • Skolyoz, her yaşta görülebilir, ancak en sık çocukluk çağında büyüme döneminde ortaya çıkar. Kız çocuklarında erkek çocuklarına göre daha yaygındır.
  • Skolyozun çoğu vakasının nedeni bilinmemektedir. Bu duruma idiyopatik skolyoz denir. İdiyopatik skolyoz, genetik, hormonal, kas-iskelet sistemi veya çevresel faktörlerle ilişkili olabilir.
  • Skolyozun nedeni bilinen durumlara ise sekonder skolyoz denir. Sekonder skolyoz, doğumsal, nöromüsküler, sendromik, dejeneratif veya postüral nedenlerle oluşabilir.
  • Skolyozun belirtileri, eğriliğin derecesine, yönüne ve yerine göre değişir. Omuz, kalça veya bel seviyesinde asimetri, sırtta kamburluk veya çukurluk, başın vücudun ortasından kayması, vücudun bir tarafının daha dolgun görünmesi, duruşta eğrilik veya yamukluk, sırt veya bel ağrısı, solunum veya kalp sorunları, sinir sistemi ile ilgili problemler skolyozun belirtileri arasındadır.
  • Skolyozun tanısı, fizik muayene, radyolojik inceleme ve ölçüm yöntemleri ile konulur. Fizik muayenede, doktor hastanın duruşunu, omuz, kalça ve bel seviyesini, sırt ve beldeki çıkıntı veya çukurları, başın konumunu ve vücut simetrisini değerlendirir. Radyolojik incelemede, doktor hastanın omurgasının röntgen, MR veya BT gibi görüntülerini alarak, eğriliğin derecesini, yönünü, yerini, şeklini ve nedenini belirler. Eğriliğin derecesi, Cobb açısı adı verilen bir yöntemle ölçülür. Cobb açısı, skolyozun şiddetini ve tedavi seçeneklerini belirlemek için önemli bir kriterdir.
  • Skolyozun tedavisi, eğriliğin derecesine, nedenine, ilerleme potansiyeline ve hastanın yaşına göre değişir. Skolyoz tedavisinde üç temel yaklaşım vardır: Gözlem, korse ve cerrahi. Gözlem, 10 dereceden az eğriliği olan veya büyüme çağını tamamlamış hastalarda uygulanır. Korse, 20-40 derece arasında eğriliği olan ve büyüme çağında olan hastalarda, eğriliğin ilerlemesini önlemek için kullanılır. Cerrahi, 40 dereceden fazla eğriliği olan, korse tedavisine yanıt vermeyen, eğriliği ilerleyen veya solunum, kalp, sinir sistemi gibi sorunlara neden olan hastalarda, omurgayı düzeltmek, sabitlemek ve eğriliğin ilerlemesini durdurmak için uygulanır.
  • Skolyoz, ciddi bir sağlık sorunu olabilir, ancak erken tanı ve uygun tedavi ile kontrol altına alınabilir. Skolyozun önlenmesi için kesin bir yöntem yoktur, ancak düzenli doktor kontrolü, sağlıklı beslenme, yeterli kalsiyum ve D vitamini alımı, fiziksel aktivite, doğru duruş ve ergonomik çalışma ortamı gibi önlemler alınabilir. Skolyozu olan kişiler, doktorun önerilerine uyarak, yaşam kalitelerini artırabilirler. (Yunus Erzincanlı)
Paylaş