Siyasilerden emekçilere destek

Çanakkale`de siyasiler, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü nedeniyle kutlama mesajı yayınladılar. Siyasiler yayınladıkları kutlama mesajlarında işçi ve emekçilere destek verirken, 1 Mayıs tarihinde alanlara çıkacak olan işçi ve emekçiler, AKP hükümetini protesto edip haklarını sahip çıkacak.

1010
CHP Çanakkale Milletvekilleri Ali Sarıbaş ile Serdar Soydan, Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Gelibolu Belediye Başkanı M. Mustafa Özacar, Baro Başkanı Av. Bülent Şarlan, CHP Kepez Belde Başkanı Birol Arslan, Emek Partisi İl Örgütü ve Çanakkale Sol Cephe, yayınladığı mesajlarda işçi ve emekçilerin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü`nü kutladılar. 12 yıldır AKP hükümetinin işçi ve emekçilere uyguladığı politikalarını eleştiren siyasiler; “1 Mayıs, tüm dünyada emekçilerin birlik, mücadele ve dayanışma günü, aynı zamanda haklarına sahip çıkmalarının da abidevi bir göstergesidir” dediler.
 
Sarıbaş`ın mesajı
1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı`nı kutlayan CHP Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş; “Günde ortala 15-16 saate varan, son derece zor kollarda çalışmak zorunda kalan işçiler, bu koşullara dayanamayıp, 1886 yılının 1 Mayıs’ında eylem yapmaya başladılar. Talepleri 8 saatlik işgücüydü. Tabi her zaman olduğu gibi bu eylem de kanlı şekilde bastırıldı. Çıkan olaylarda 6 işçi öldü. Daha sonra bu olaylara bağlı olarak 4 işçi önderi idam edildi. Bundan sonra olaylar daha da yaygınlaşarak gelişti. 1989 yılandı İkinci enternasyonal toplantısında, işçilerin 8 saatlik işgücü talebinin anısına, 1 Mayıs Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma günü olarak kabul edildi. Böylece Tüm dünyada 1 Mayıs “Mücadele ve Dayanışma Günü” olarak kutlanmaya başladı. Tüm dünyada olduğu gibi bugün ülkemizde 1 Mayıs İşçilerin ve Emekçilerin demokratik haklarını ve taleplerini gündeme getirdikleri bir gün olarak damgasını vurmaktadır. Ülkemizdeki 1 Mayıs kutlamaları da tıpkı 1886 yılındaki gibi yaratılan provokasyonlar sonucu ne yazık ki 37 işçimiz öldürülmüştür. Bu elim olay sonucunda, işçi Bayramı kutlamaları yasaklanarak engellenmeye çalışılmıştır. Henüz 1 Mayıs 1977 yılında 37 İşçimizin ölümü ile sonuçlanan kanlı 1 Mayıs’ın acıları hafızamızda yerini korurken, bugün 1 Mayıs’ın İşçi Bayramı olarak kutlanmasına hiç de olay gelmediğimiz ortadadır. Ülkenin yönetiminden sorumlu olanlar hala 1 Mayıs’ın İşçi Bayramı olarak kutlanmasının önüne bu kadar ağır bedeller ödenmesine karşın, hala bedel ödettirmenin hesaplarını yapabiliyorlar. 12 yıllık akp iktidarı döneminde, işçilerimizin örgütlü gücü olan sendikalaşma oranlarına baktığımızda, çok gerilere gittiğimizi görüyoruz. 2000’li yılların başında çalışanların %70’ine yakınının sendikalı olduğu bir dönemden, bugün ancak çalışanların %10’nun ancak sendikalı olabildiğini görmekteyiz. Bu da 12 yıllık baskıcı AKP iktidarının işçilerimize-emekçilere bakış açısını gösteren en önemli örnektir. AKP işçilerin örgütlenmelerin önünü, bilinçli olarak kesmekte ve engellemektedir. Ülkemizde hiçbir şeyin iyiye gitmediği, insanların birbirlerine düşman edildiği, kamplaştırılarak çatışma ortamına sürüklendiği, İşsizliğin, adaletsizliğin, yoksulluk ve yolsuzluğun had safhaya çıktığı bir dönemde İşçi Bayramını Kutlamaya çalışacağız. Bu dönem işçisiyle, memuruyla, köylüsü-kentlisiyle, tüm ezilenler açısından önemli bir dönemdir. AKP iktidarı toplumu rahatlatacağına, başta işçiler olmak üzere toplumun tüm katmanları ile çatışmaya giriyor. Her türlü engellemeler, dayatmalar ve provokasyonlara kaşın, İşçiler, 1 Mayıs’ı, demokratik haklarını aradıkları, örgütlenmelerinin önündeki engellerin aşılması için fırsat yaratma günü olarak kutlayacaktır. Bu vesile ile İşçilerimizin Emekçilerimizin, demokratik hak ve adalet arama mücadelelerinin yanlarında olduğumu, yürekten desteklediğimi belirtiyor, 1 Mayıs İşçi Bayramlarını kutluyorum. Bayramın da barış, kardeşlik, dostluk ve ne neşe içinde geçmesini diliyorum. 1 Mayıs’ın gelecek aydınlık güzel günlerimizin habercisi olması dileklerimle, Tüm Emekçilerimizi selamlıyor, sevgilerimi sunuyorum” dedi.
 
Soydan`ın mesajı
CHP Çanakkale Milletvekili Serdar Soydan ise mesajında şu ifadelere yer verdi: “Bugün, yüce değer olan emeğin, emekçilerin uluslararası birlik ve dayanışma günüdür. Dünyada ve Türkiye`de, emekçilerin hak arama mücadeleleri aralıksız olarak devam etmekte, bu uğurda pek çok bedeller ödenmektedir. Küreselleşme sürecinde teknolojide yaşanan gelişmeler, özellikle iletişim alanındaki atılımlar dünyayı küçülttü, ülkeleri birbirlerine yaklaştırırken yeni sorunların da kaynağı oldu. Bu süreçte, zengin ülkeler ile yoksul ülkeler, her ülkede de gelişmiş bölgeler ile geri kalmış bölgeler arasındaki farklar giderek açıldı. Sosyal kesimler arasındaki gelir farkı; yoksulluk, açlık ve işsizliğin artmasına neden oldu. Küreselleşen dünyada Adalet ve Eşitlik kavramları erozyona uğrarken, olumsuz koşullar en çok emekçileri olumsuz olarak etkiledi ve etkilemeye devam etmektedir. Emeğin ve emekçinin demokratik kurallar çerçevesinde ekonomik, sosyal ve kültürel haklarını koruyabilmesinin en önemli güvencesi, örgütlenme, toplu pazarlık, grev ve sendikal haklardır. Emeği yaratan işçi, köylü, emekçi ve çalışan daha kaliteli ve daha çok üretmek için mücadele ediyor. Emekçilerimiz çağdaş ülkelerde olduğu gibi alın terinin karşılığını aldığı, yoksulluğun, yokluğun, işsizliğin ortadan kaldırıldığı, üretilenin hakça paylaşıldığı bir düzen talep ediyor. Emekçilerimiz; taşeronluk sistemini, sendikal hakların kısıtlanmasını, çalışma saatlerinin uzatılmasını, düşük ücretleri ve mezarda emekliliği reddediyor. Çalışanlar hakları olan özgürlük, demokrasi ve insanca yaşam sürecek bir ücret talep ediyor. 12 yıllık AKP iktidarında gerek çalışma şartları gerekse aldıkları ücretler karşısında işçilerimiz, emekçilerimiz hayal kırıklığına uğramıştır. İşçilerimiz güvencesiz çalışmaya mahkûm edilmekte, işsizlik her geçen gün artmakta, ülkede hukuksuzluk, adaletsizlik yaygınlaşmakta, yargıya olan güven neredeyse tamamen kaybolmaktadır. AKP iktidarı döneminde özgürlük barış ve çevre mücadelesi veren gençler; baskı, zulüm ve şiddet görmeye devam etmektedir. Gezi parkı eylemleri sırasında AKP Hükümetinin uyguladığı şiddet sonucu; Ethem Sarısülük, Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Cömert, Ali İsmail Korkmaz, Berkin Elvan demokrasi ve özgürlük uğruna yaşamlarını yitirmişlerdir. Hiç kimsenin şüphesi olmasın; tüm baskı, şiddet, sindirme ve zorlamalara rağmen; emekçilerle, gençlerle, duyarlı tüm vatandaşlarımızla birlikte demokrasi ve özgürlük mücadelemiz geçmişte olduğu gibi bundan sonrada devam edecektir. Özgürlük, barış ve sevginin egemen olduğu bir ülke özlemiyle tüm çalışanların 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü gönülden kutluyorum.”
 
Gökhan`ın mesajı
Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü nedeniyle kutlama mesajı yayınladı. Başkan Gökhan; “1 Mayıs, tüm dünyada emekçilerin birlik, mücadele ve dayanışma günü, aynı zamanda haklarına sahip çıkmalarının da abidevi bir göstergesidir. Emekçiler ve emekçilerin hakları için mücadele edenler adına büyük önem taşıyan 1 Mayıs geleneği; baskı, yasak ve zorbalıklara rağmen halkların nazarında önemini ve değerini yücelterek yaşatılmıştır. Sosyal devlete, demokratik, sosyal ve sendikal haklara, çalışanlara ve tüm değerlere yönelik tehdit ve saldırıların arttığı günümüzde bu gelenek daha bir anlamlı hale gelmiştir. Tüm emekçilerimizin dayanışma, haksızlık ve adaletsizliklerle savaşmanın simgesi olan 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutluyor, işçi-emekçi haklarına saygılı bir gelecek temennisiyle saygılarımı sunuyorum” dedi.
 
Özacar`ın mesajı
Gelibolu Belediye Başkanı M. Mustafa Özacar, “1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü” nedeniyle yayımladığı mesajda, 1 Mayıs kutlamalarının barış, sevgi ve dostluk temelinde yaşanması dileğinde bulundu. Özacar’ın yazılı olarak yaptığı açıklama şöyle: “1 Mayıs, dünyada işçilerin çalışma şartlarının düzeltilmesi için verdikleri mücadelenin başlangıcı, tüm çalışanların ve dünyanın evrensel ortak değeri, emekçilerin en anlamlı günü, özgürlük ve hak arama mücadelesinin simgesidir. Alın teri ve emeğinden başka güvencesi olmayan çalışanlarımızın geçmiş 1 Mayıs’larda yaşanan acı olayların sorumlusu olarak gösterilmesi doğru olmadığı gibi emeğe ve emekçiye yapılan en büyük haksızlıklardan biridir. Daha büyük haksızlık ise; özelleştirme, esnek çalışma, sendikasızlaştırma, talihsiz ölümler ve işten çıkarma gibi birçok sorunun hala yaşanmasıdır. İşçi ölümlerinin, çocuk işçilerin olmasıdır. Ucuz işçiliğin yaygınlaşması, gayri insani çalışma ortamlarının varlığıdır. Sendikalaşma dip, taşeronlaşma zirve yapmıştır. 1 Mayıs’ı gerilimden, kavgadan uzak bir biçimde, coşku mutluluk, sevinç içinde, bir emek, dayanışma, barış, bahar güzelliği olarak kutlamamız gerekmektedir. Bu 1 Mayıs’ının, sendikaların, sivil toplum örgütlerinin sağduyulu ve sorumlu yaklaşımları çerçevesinde Türkiye genelinde, Çanakkale’de, Gelibolu’da coşkuyla kutlanmasını temenni ediyor, hangi siyasi görüşte olursa olsun herkesin bu kutlamalara katılmalarının gerekliliğine inanıyorum. Çünkü işçi yoksa, insanlık yoktur. Çünkü dünya işçilerle yükselir. Emekçilerin, demokratik hak ve özgürlükleri için canları pahasına verdikleri mücadelenin simgesi olan 1 Mayıs’ı içtenlikle kutlarken; 1977 yılının 1 Mayıs’ında Kazancı yokuşunda ölenleri, alın teriyle ekmeğini kazanırken hayatını kaybedenleri saygıyla anıyorum. İşçilerimizin bu yıl da isteklerini, sıkıntılarını alanlarda kararlı biçimde, barış, sevgi, dostluk içinde dile getirmelerini diliyor, tüm emekçilerimize sevgi ve saygılarımı sunuyorum.”
 
Şarlan`ın mesajı
Baro Başkanı Av. Bülent Şarlan, 1 Mayıs İşçi Bayramı nedeniyle yayınladığı mesajında; “Çanakkale’nin ve Dünyanın İşçileri, çalışanlarımızın, emekçilerimizin ve işçilerimizin “Birlik-Mücadele-Dayanışma” günü olan 1 Mayıs’ı yine büyük bir coşkuyla ve sevinçle kutluyoruz. 1 Mayıs’ta işçilerimizle kol kola yürüyen, hakları savunan avukatlık mesleğinin mensupları olarak, haklarının peşinde koşan işçilerimizin büyük ve evrensel bayramına, her 1 Mayıs’ta olduğu gibi yine heyecanla iştirak ediyoruz. Bu ülkede biz hukukçular da emekten yana tarafız. Türkiye, maalesef, her gün 3 ila 7 işçinin iş kazalarında hayatını kaybettiği bir ülkedir. 23 Nisan’ı geride bıraktığımız günlerde Türkiye, maalesef, 8 milyon 397 çocuk işçinin bulunduğu bir memlekettir. Yapılan araştırmalara göre Türkiye’de işçiler güvencesiz ve mutsuzdur. Dileğimiz; işçilerimizin özelleştirme, taşeronlaştırma, esnek çalışma, örgütsüzleştirme, sendikasızlaştırma, talihsiz ölümler ve işten çıkarma gibi daha birçok sorunun bitmesidir. Arzumuz; emeğin sömürülmediği, insan onuruna yakışır ücretlerin verildiği ve can güvenliğinin teminat altına alındığı bir Türkiye ve Dünya’dır. Temennimiz; gerginlikten, kutuplaşmalardan uzak, huzurlu ve bayram tadında 1 Mayıs’ları kutlamaktır. 1977 Taksim Olaylarının çözülmesi, o vahşeti yaratanların bulunması, yanı sıra tüm faili meçhullerin gün yüzüne çıkarılması ise maziden gelen değişmez beklentimizdir. Emekçilerimizin yıllardır dile gelen kaygılarının artık bitmesini bekliyoruz. Tüm emekçilerimizin insan onuruna yakışır ücret ve çalışma imkânlarına kavuştuğu günler görmeyi umut ediyoruz. 1977’de Kazancı yokuşunda ölenleri, alın teriyle ekmeğini kazanırken hayatını kaybedenleri saygıyla anıyorum. Bu vesileyle Çanakkale Barosu’na bağlı tüm değerli meslektaşlarım adına 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününü kutluyoruz” ifadelerini kullandı.
 
Arslan`ın mesajı
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü nedeniyle yazılı açıklama yapan CHP Kepez Belde Başkanı Birol Arslan; “Yolsuzlukların, hak ve özgürlük arayanlara karşı her türlü baskı ve zulmün uygulandığı, sokaklarında insanların öldürüldüğü, sakat bırakıldığı, çalışanların her türlü iş güvencesinden mahrum bırakıldığı, yargı bağımsızlığının ayaklar altına alındığı bir dönemde 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramını kutluyoruz. Böyle bir dönemde 1 Mayıs bu tür olumsuzluklara karşı isyanın, karşı çıkışın, kazanımlar için bayramın adıdır.
Ülkemizde cumhuriyet kazanımlarımızdan, kişisel hak ve özgürlüklerimize kadar müdahale edildiği bir dönemde haklarımızı ve özgürlüğümüzü savunmak, yolsuzluklara karşı emeğin hakkını ve sömürülmemesini savunmak adına Kepez ve Çanakkale kamuoyunu 1 Mayıs 2014` te Saat 14:00` de Salı Pazarı`ndan başlayacak yürüyüşe davet ediyoruz” dedi.
 
“1 Mayıs, iş, ekmek, özgürlük talebi ile kutlanacak”
Emek Partisi İl Örgütü`nden yapılan açıklamada “İşçi sınıfı, emekçiler İstanbul`da Taksim`de, Türkiye`nin her yerinde işyeri, sanayi havzaları, mahallelerde, alanlarda olacak ve iş, ekmek, özgürlük talebiyle 1 Mayıs`ı kutlayacaktır” dendi. Emek Partisi Çanakkale İl örgütünden yapılan açıklamada 1 Mayıs`a değinildi. Emekçilerin 1 Mayıs`ı güncel talepleri ve mevcut baskılara karşı daha güçlü bir şekilde kutlayacakları ifade edildi. “Kapitalist sömürü, kölece çalışma koşulları ve geleceksizliğe karşı savaşsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle 1 Mayıs’ta alanları dolduracak olan işçi ve emekçileri coşkuyla selamlıyoruz” denilen açıklamada “Bilindiği gibi dünyamız son çeyrek yüz yıldır `küreselleşme` adı altında işçi sınıfı ve emekçilere yönelen neoliberal saldırganlığa tanıklık etti. İşçi sınıfının kanı ve canıyla kazandığı bütün tarihsel kazanımlarını hedef alan bu saldırıların en acımasızca uygulandığı ülkelerden biri de Türkiye oldu. Özelleştirmeler nedeniyle on binlerce işçi işinden oldu, esnek çalışma adı altında kuralsız çalışmanın önü açıldı, taşeronlaştırma sonucu sendikal örgütlülük büyük oranda dağıtıldı, işsizlik bir kırbaç gibi kullanılarak düşük ücret dayatıldı vb. Kısacası sermaye ve burjuvazi hükümetleri eliyle bu saldırıları son noktasına vardırmak, işçi sınıfı ve emekçilerin direncini kırarak işçi ve emekçileri 1 Mayıs’ı doğuran koşullara bütünüyle geri döndürmek için her zorbalığı denedi/deniyor. Tescilli emek düşmanı AKP hükümeti bu anlayıştan hareketle 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanmasına yasak getirmiştir. Başbakanın ziyaret ettiği kentler işçilere kapatılmış direnişçi işçiler Ankara’da, Muğla Yatağan’da olduğu gibi sıkıyönetim benzeri uygulamalar ile abluka altına alınmıştır. Günlerdir emniyet güçlerine Tomalarla, panzerlerle `Taksim` provaları yaptırılmaktadır. Şayet hükümet, son saatlerde yasak kararından geri dönmez ise İstanbul’da işçiler, emekçiler 1 Mayıs alanına polis müdahalesi altında gelmeye çalışacaktır.” denildi.
 
“Dünya emekçilerine kutlu olsun”
Yapılan açıklamada ayrıca, “İşçi sınıfı tarihi baskı ve yasaklara karşı mücadelenin tarihidir. Dünün zorbaları işçi sınıfına nasıl güç yetirememişse, diktatörlük heveslisi Tayyip Erdoğan ve hükümeti de Türkiye işçi sınıfı ve emekçilerine güç yetiremeyecektir. İşçi sınıfı, emekçiler İstanbul`da Taksim`de, Türkiye`nin her yerinde işyeri, sanayi havzaları, mahallelerde, alanlarda olacak ve iş, ekmek, özgürlük talebiyle 1 Mayıs`ı kutlayacaktır. İşçi sınıfının uluslararası birlik, dayanışma ve mücadele günü 1 Mayıs Türkiye işçi sınıfı şahsında tüm Dünya işçilerine ve emekçilerine kutlu olsun” denildi.
 
Sol Cephe`nin mesajı
Çanakkale Sol Cephe, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde vatandaşları alanlara çıkması için çağrı yaptı. Çanakkale Sol Cephe tarafından yapılan çağrı da şu ifadeler yer aldı: “1 Mayıs`ta alanlara, AKP’den hesap sormaya! Yerel seçimlerin ardından 1 Mayıs`a gidiyoruz. Yakın tarihin en şaibeli seçimi olan 30 Mart`tan birinci parti olarak çıkmak AKP açısından zafer değildir. AKP gayrı meşru bir yapıdır. Cinayetten hırsızlığa, katliamdan savaş kışkırtıcılığına, rüşvetten anayasa ihlaline kadar sayısız suçun sorumlusudur. 1 Mayıs`ta AKP`nin suratına suçları haykırılmalıdır. AKP suçları ve ülkeyi bir krizin içine yuvarlamış olmasının kaynağı, bu partinin Türkiye`ye biçmek istediği giysidir. Türkiye en azından geçtiğimiz Haziran`dan bu yana, yobazlığı, sömürüyü, aşağılanmayı, kadın düşmanlığını, diktatörlüğü, emperyalizme hizmeti reddetmektedir. 1 Mayıs`ta AKP`ye “bu daha başlangıç, mücadeleye devam” denecektir.
AKP zafer kazanmadığı için, halktan korktuğu için Taksim tartışmasını bir saplantıya dönüştürmüş bulunuyor. Başbakanın meydan okumaları karşısında İstanbul kutlamalarının merkezi kuşkusuz Taksim 1 Mayıs alanı olmalıdır. Sol Cephe İstanbullu emekçilerin ve yakın kentlerde yaşayan halkımıza şunu hatırlatmayı görev bilir: İstanbul 1 Mayıs`ının devlet terörüne sahne olmaktan çıkartılabilmesinin tek koşulu kitlesellik olacaktır. AKP`nin bile elini kaldırmaya cesaret edemeyeceği bir kitlesellik!
Gericiliğe, emperyalizme karşı, bu daha başlangıç sloganının özgüveniyle tüm ülkede alanları dolduran, tehditlerin, saldırıların caydıramadığı milyonlar, on milyonlar diktatörlüğün sonunu yakınlaştıracaktır. 1 Mayıs AKP`ye kapıyı göstermenin zamanıdır.
Diktatörlüğün bugüne dek defedilememesinin nedeni bellidir. Mücadele eden, çocuklarını ölüme yollarken bile azmini yitirmeyen halkımız örgütsüzdür. Sol Cephe 1 Mayıs hazırlıklarında, kutlamalarda ve işçilerin, emekçilerin bayramının ertesinde halkımızı örgütlenmeye çağırmaktadır.
1 Mayıs 2014`te Sol Cephe ülke sathında kutlamalara katılacaktır. Sol Cephe olarak çağrımız, mitinglerin yerel düzeyde aşırı bölünmesinden kaçınılması yönündedir. Her bir kutlama, en güçlü olabileceği sayılara ulaşmak üzere bölgeler düzeyde gerçekleştirilmelidir. Sol Cephe`nin mitinglere katılım biçimine her yerellikteki Meclisleri karar verecektir.
1 Mayıs`ta alanlara! Faşizme karşı omuz omuza!
Saat Salı Pazarında buluşuyoruz.”
Paylaş