Çanakkale il Özel İdaresi tarafından 6 ilçeyi ve 358 bin 668 dönümü kapsayan 17 adet farklı alanın, jeotermal amaçlı arama ve işletmeye ihale edilmesi gündeme gelmiş ve geçtiğimiz günlerde Çanakkale Valiliği tarafından ihaleler iptal edilmişti. Gülpınar Sürdürülebilir Yaşam Derneği ve İda Dayanışma Derneği tarafından ihalelerin iptal edilmesiyle ilgili açıklama yapıldı. İda Dayanışma Derneği Başkan Yardımcısı Ekrem Akgül, Aydın, Denizli, Manisa, İzmir illerinde faaliyetlerini sürdüren JES’lerin yörede meydana getirdiği kirlilik ve tahribatın, başta insan sağlığı olmak üzere, tarım arazilerine, zeytinliklere, bağlara ve incir bahçelerini olumsuz etkilediğini söyledi. Çanakkale’de yeni jeotermal sahaların açılmak istenmesinin doğa tahribatını yaşamak istemeyen duyarlı kesimlerce tepki topladığını söyleyen Akgül; “Konu kamuoyunun halen gündemiyken ve hassasiyet sürmekteyken, yıllardır kömürlü termik santrallerin, siyanürlü altın işletmeciliğinin tehdidi ve baskısı altında bulunan ilimizde yeni jeotermal sahaların açılmak istenmesi aynı olumsuzlukları ve doğa tahribatını yaşamak istemeyen duyarlı kesimlerde tepki ile karşılanmıştır. İhale sürecinin iptal edildiğine yönelik açıklamalar da inandırıcı bulunmadığından, süreç şimdilik durdurulmuş olsa bile, konunun bir süre sonra yeniden gündeme getirileceğine dair kamuoyunda endişe hakimdir” ifadelerini kullandı. Gülpınar Sürdürülebilir Yaşam Derneği Başkanı Gönül Işık, başından beri ihaleleri istemediklerini söyledi. İptalin, şirketlerini haleye katılmaması nedeniyle gerçekleştiğini düşündüklerini söyleyen Işık, geçtiğimiz yıl da aynı sebep dolayısıyla ihalenin iptal edildiğini belirtti. Işık; “Sanıyorum bizim isteğimizle değil de sanki ihaleye katılan şirket olmamış gibi bir durum var. Tabi konunun bu şekilde olup, olmadığını bilmiyoruz. Çünkü birkaç gün kala iptal edilmesi bizi kuşkulandırdı. Geçen yıl da iptal yapılmış ve yine şirketlerden hiç katılım olmamıştı. Bunun için de iptal edilmişti. Zaten şirketler de halkın tepkisini gördükleri için ihalelere katılmıyorlar” dedi.
“Konunun bir süre sonra yeniden gündeme getirileceğine dair endişe hakimdir”
Çanakkale İda Dayanışma Derneği Başkan Yardımcısı Ekrem Akgül; “Çanakkale il Özel İdaresi’nde 28 Şubat tarihinde ilimizin altı ilçesini kapsayan 15 adet arama ve 2 adet kaynak işletme olmak üzere 17 jeotermal sahanın ihale alanı verilmiştir. Ayvacık ilçemizin Tuzla Köyünde halen 2 adet JES elektrik enerjisi üretmektedir. Geçtiğimiz günlerde Aydın, Denizli, Manisa, İzmir illerimizde faaliyetlerini sürdüren JES’lerin yörede meydana getirdiği kirlilik ve tahribat, başta insan sağlığı olmak üzere, tarıma arazilerine zeytinliklere, bağlara ve incir bahçelerine büyük zarar vermiş, suların, toprağın, havanın kirlenmesine yol açmıştır. Sürdürülebilir olmaktan uzak bir enerji üretiminin sonuçları olarak tüm bunlar yöre insanının haklı tepkilerine neden olurken, tepki geniş destek bulmuştur. Konu kamuoyunun halen gündemiyken ve hassasiyet sürmekteyken, yıllardır kömürlü termik santrallerin, siyanürlü altın işletmeciliğinin tehdidi ve baskısı altında bulunan ilimizde yeni jeotermal sahaların açılmak istenmesi aynı olumsuzlukları ve doğa tahribatını yaşamak istemeyen duyarlı kesimlerde tepki ile karşılanmıştır. İhale sürecinin iptal edildiğine yönelik açıklamalar da inandırıcı bulunmadığından, süreç şimdilik durdurulmuş olsa bile, konunun bir süre sonra yeniden gündeme getirileceğine dair kamuoyunda endişe hakimdir” dedi.
“Sorunla mücadele ederken çözümden yana da sözümüz, tavrımız olmalı”
İda Dayanışma Derneği Başkan Yardımcısı Akgül; “Türkiye’de enerji üretim politikalarını belirleyen karar vericiler tercihlerinde, dünyada giderek terk edilen fosil yakıtlara dayalı üretimlerde ısrarlar ederken, birçok ülke enerjide dönüşümün yol haritalarını çoktan yapmış, belirledikleri hedeflere aşama aşama varmaktadır. Yenilenebilir kaynaklara dayalı enerji üretimleri her geçen gün artarken, fosil kaynak kullanımları giderek azalmaktadır. Kaldı ki dünyanın ve hepimizin sorunu olan küresel ısınmanın neden olduğu iklim değişikliğinin tahrip edici sonuçları kapımızı çalmışken henüz bir dönüşüme dair yol haritamız bulunmamaktadır. Üstelik fosil enerjiye dolayısıyla dışa bağımlılığımız daha da artarken, petrole, doğalgaza, ithal kömüre, ödediğimiz meblağ biryana başta insan sağlığı olmak üzere, kirlenen sularımız, toprağımız, havamız yok edilen ormanlarımız, meralarımız, doğal-kültürel varlıklarımızla toplumsal maliyet endişe verici boyutlardadır. Dahası, sahip olduğumuz kaynaklarla yapılan enerji üretimleri bile kirlidir. Zira yasal ve yönetsel çerçevesi çizilmemiş, denetimsiz, kuralsız, sorumsuz ve pervasız işletmelerle kaynaklar yenilenebilir olsa da temiz enerji üretilememektedir. Sorun, mücadeleyi sürekli ve gerekli kılmakta. Sorunla mücadele ederken çözümden yana da sözümüz, tavrımız olmalı. Zira ardında yatan olumsuzlukların yerine yenilenebilir kaynakları mahkum edersek, fosilden kurtulamayız” dedi.
“Şirketler halkın tepkisini gördükleri için ihalelere katılmıyorlar”
Biz, Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği ile birlikte Çevre ve Şehircilik İl Müdürüyle görüştük. Genel Sekreter’e ‘JES’lerin iptal edileceğini duyduk ama henüz neden yayınlanmadı?’ dedik. Kendisi de bize Valinin kararıyla iptal edildiğini söyledi. Tabi ileride tekrar açılır mı açılmaz mı, bununla ilgili hiç bir bilgi alamadık. Çevre Müdüründen de ‘ÇED gerekli değildir’ raporunun verilmemesini istedik. Çünkü bütün gelen şirketlere ‘ÇED gerekli değildir’ raporu verildi ve biz her zaman mahkemelik olmak zorunda kaldık. Kendisi bunu yapamayacağını söyledi. Onların 6-7 kurumdan ‘evet’ alarak kendisine geldiğini ve böyle olduğu zaman da kendisinin hiç bir şey yapamadığını ve ‘ÇED gerekli değildir’ raporunu imzaladığını söyledi. Kendisine çok ısrar ettik ama ısrarımız sonuçsuz kaldı. Biz zaten JES’lerin iptal olmasını istiyorduk. Çünkü bu konuda çok mücadele verdik, binlerce imza topladık, çeşitli çalışmalar yaptık. Sanıyorum bizim isteğimizle değil de sanki ihaleye katılan şirket olmamış gibi bir durum var. Tabi konunun bu şekilde olup, olmadığını bilmiyoruz. Çünkü birkaç gün kala iptal edilmesi bizi kuşkulandırdı. Geçen yıl da iptal yapılmış ve yine şirketlerden hiç katılım olmamıştı. Bunun için de iptal edilmişti. Zaten şirketler de halkın tepkisini gördükleri için ihalelere katılmıyorlar.
(Baykal Sağlam)