14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle açıklama yapan Yıldırım, piyasacı uygulamalara, KHK’lere, baskı ve tutuklamalara inat mücadeleye devam edeceklerini söyledi. Yıldırım; “Biz Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası olarak; Sağlık Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Sağlık Bakanlığı’nın sağlık hizmeti sunumundan çekilerek sağlık holdingine dönüşmesini, devlet hastanelerini şirket hastanelerine dönüştüren kamu hastane birliklerini, kamu-özel ortaklığı adı altında riski devletin alıp kârı yerli/yabancı tekellerin toplayacağı, katrilyonlarca liralık soygunu, kamu sağlık bütçesinin özel hastanelere peşkeş çekilmesini, katkı-katılım paylarını, GSS primini ödeyemeyen hastaların hastane kapılarından geri çevrilmesini, özel hastanelerde “ilave ücret” adı altında alınan bıçak parasını, vicdanın, ahlâkın, insanlığın sıfır noktası “istisnai sağlık hizmetleri”ni, “Yeşil alan uygulaması” adı altında acil servislerin bile paralı hale getirilmesini, sağlık hizmetlerinin meta haline getirilmesini, sağlık alanının piyasanın vahşi koşullarına terk edilmesini, sağlıkta özelleştirmeyi, güvencesiz, esnek, kuralsız, kölece çalışmayı reddediyoruz” dedi.
“Taleplerimiz açıktır”
Hekimler olarak taleplerinin açık olduğunu ifade eden yıldırım; “Sağlık için ayrılan bütün kamusal kaynaklar kamu sağlık sistemi için kullanılmalıdır. Sağlıkta taşeron çalışma yasaklanmalıdır. Bütün sağlık ve sosyal hizmet emekçileri güvenceli istihdam, insanca yaşayabilecekleri ve emekliliğe yansıyan güvenceli ücret ve grevli, toplu sözleşmeli sendikal haklara kavuşturulmalıdır. Sağlık çalışanlarının mesleki bağımsızlıklarını yok eden her türlü idari-mali kısıtlamalara son verilmeli; kamuda performansa dayalı döner sermaye, özelde ciro baskısı gibi sağlık mesleklerinin insani doğasına aykırı olan uygulamalardan vazgeçilmelidir. Sağlık, bütün insanların doğuştan kazandığı temel bir haktır. Sağlık hizmetleri herkes için eşit, ulaşılabilir, nitelikli, parasız ve anadilinde olmalıdır. Bütün sağlık harcamaları, başkaca hiçbir katkı-katılım payı, ilave ücret, sağlık primi koşulu olmadan genel vergilerden karşılanmalıdır. Odağında kâr değil toplumsal yarar, piyasa değil insan olan kamu sağlık hizmetleri devletin vazgeçilmez ve zorunlu görevidir. Sağlık örgütlenmesinin her düzeyleri toplum katılımına açık olmalıdır. Bedensel, ruhsal ve sosyal bir iyilik hali olan sağlığın korunup geliştirilebilmesi için koruyucu sağlık hizmetlerine öncelik verilmelidir. SES olarak; sağlık ve soysal hizmet emekçilerinin ekonomik, özlük demokratik hakları ile halkın sağlık hakkı için birleşik mücadeleden yana olan halkla örgütlü yapılarıyla, işkolumuzdaki örgütlerle el ele veriyor, yan yana geliyoruz. İş yerlerinde işyeri sağlıkçılar meclisleri, kentlerde sağlık hakkı meclislerinin kurulmasına geliştirilmesine öncülük ediyoruz. 11 Mart 2012’de Ankara’da Türkiye Büyük Sağlık Hakkı Meclisinin açılışına öncülük ettik, katkı sunduk, geliştirmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
“AKP hükümetine sesleniyoruz”
Yıldırım sözlerini şu şekilde sürdürdü: “11 Mart’ta TBSHM’nin aldığı kararları en iyi şekilde hayata geçirmek için ne gerekiyorsa yapacağız. Sadece son 1 yıldaki; 27 Şubat- 13 Mart- 19,20 Nisan, 21 Aralık eylemlerimize size pratiğimiz ortadadır. Yöneticilerimizi, temsilcilerimizi, üyelerimizi, gözaltına alıp cezaevlerinde alıkoysanız bile bu mücadele devam edecek ve kazanacağız. Gerçek anlamda kutlayacağımız sağlık haftalarını ve bayramlarını mutlaka yaratacağız. Kazanacağız çünkü biz haklıyız.”