İzmir’de önceki gün sendikal faaliyetleri nedeni ile gözaltına alınan 37 Eğitim-Sen üyesine destek olmak amacı ile Eğitim-Sen Çanakkale Şube Yönetim Kurulu açıklamada bulundu. Açıklamada sendikal faaliyetlerin suç unsuru gibi gösterilerek gözaltı işlemi uygulanmasına tepki gösterildi. Sendikal faaliyetlerin en temel haklardan biri olduğu ve uygulamanın sendikal hak ve özgürlükleri yok saymak anlamına geldiği belirtilerek; “Bugüne kadar Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) başta olmak üzere, mülki amirler ve hukuku yasalara göre uygulamakla yükümlü olan savcılar, sendikal hakların kullanılması ve sendikal faaliyetlerimiz ile ilgili olarak çok sayıda hukuk dışı girişimde bulunmuştur. Bu tür hukuk dışı girişimlerin birisi de İzmir Kemalpaşa’da yaşanmış, adresleri ve meslekleri belli olan, ifade vermeye çağrıldıklarında gelebilecek durumda olan 37 Eğitim Sen üyesi gözaltına alınmıştır. Devlet kurumları bütün kararlarını alırken ve uygularken hukuk ilkelerine bağlı olmak ve herhangi bir konuda soruşturma yürütürken tarafsız ve adil davranmak zorundadır. Ancak özellikle OHAL süreciyle birlikte Türkiye’de yaşananlar, idari ve siyasi kararlar ile hukukun nasıl katledildiğini, sendikal hak ve özgürlüklerin kullanılmasının bile keyfi olarak ‘suç’ olarak değerlendirilmek istendiğini göstermektedir. İzmir’in pek çok ilçesinde aynı sendikal faaliyetler nedeniyle takipsizlik kararı verilirken, aynı gerekçeyle Kemalpaşa’da farklı bir uygulama yapılması ve gözaltı kararı verilmesi dikkat çekicidir. Sendikal faaliyetlerin çeşitli baskı ve soruşturmalara konu yapılması, hukuki dayanaktan yoksun gözaltılar üzerinden ülkede yaşanan baskıcı otoriter uygulamalara itiraz eden herkese yönelik açık bir gözdağıdır. Ortada sayısız mahkeme ve AİHM kararı olmasına karşın ısrarla sendikal faaliyetlerin gözaltı gerekçesi yapılması en temel sendikal hak ve özgürlükleri yok saymak anlamına gelmekte, bu yöndeki tüm hukuk dışı kararları alanlar ‘sendikal faaliyeti engelleme’ ve ‘görevi kötüye kullanma suçu’ işlemektedir” ifadelerine yer verildi.