Sendikacılığın tasfiye edilmesine izin vermeyeceğiz

Sendika ve toplu sözleşme yasasını değerlendiren DİSK Genel İş Sendikası Çanakkale Şube Başkanı Erdinç Uslan mücadeleci gerçek sendikacılığın tasfiye edilmesine izin vermeyeceklerini ifade etti.

341
DİSK Genel İş Sendikası Çanakkale Şube Başkanı Erdinç Uslan yaptığı açıklamada toplu sözleşme düzenini ve sendikal hakları düzenleyen, fakat bir sosyal sınıfın başka bir sosyal sınıf üzerinde tahakkümünü kurmaya yönelik içerik taşıyan yasanın yeniden TBMM gündemine getirildiğini belirterek; “İşçi sınıfının hak ve özgürlüklerini savunan ve koruyan bir örgütlenme olan konfederasyonumuz, işçilerin yaşam standartlarını aşağı çeken, çalışanları köleleştiren, özgürlükler ve demokrasi açısından hiçbir yarar sağlamayan “Toplu İş İlişkileri Yasa Tasarısı” konusunda itirazlarını ve taleplerini dile getirmek üzere gittiği TBMM kapısında polis maskesi takmış AKP şiddetiyle karşılaştı” dedi.
Uslan paraya tapan, dini imanı para olanların, sendikalar yasasını sendikasızlaştırma yasasına dönüştürenlerin, bu yasanın geçmesi için ellerinden geleni yapmakta hiçbir sakınca görmeyenlerin, “Milletin Meclisi”ne derdini anlatmaya giden işçileri sokmamalarını eleştirerek: “Bir yöntem olarak benimsedikleri devlet terörünü işçiden de esirgememişlerdir ”dedi.
 
AKP iktidarının demokrasiyle bir ilgisinin olmadığı açıktır
Uslan işçilere barikatlar kurulmasını, saatlerce gaz sıkılmasını, milletvekillerinin, sendika yöneticilerinin ve işçilerin tartaklanmasını ve devletin resmi kolluk güçlerinin ağza alınmayacak küfürlerle işçileri rencide etmesini kınadıklarını belirterek: “Toplumun demokrasi ve özgürlükler isteyen tüm kesimlerine karşı faşizan saldırılarla güç gösterisi yapan AKP iktidarının demokrasiyle bir ilgisinin olmadığı, çıkardığı kölelik yasalarından da, uyguladığı baskı ve yıldırma politikalarından da yeteri kadar açıktır ve halka yaptıkları eziyetlerin, çektirdikleri bu acıların yanlarına kalacağını düşünüyorlarsa yanılmaktadırlar. Er ya da geç, yaptıklarının hesabını tarih karşısında vereceklerdir” diye sözlerine devam eden Uslan: “Onlar ne kadar saldırırlarsa saldırsın, yaratmak istedikleri güvencesiz topluma ne kadar mahkum etmeye çalışırlarsa çalışsınlar, susmayacağımızı, yılmayacağımızı ve hükümdarlıklarına karşı sonuna kadar direneceğimizi unutmasınlar” dedi.
 
Uslan: “Gerçek mücadeleci sendikal anlayışı tasfiye etmek ve örgütlülüğünü ortadan kaldırmak için hazırlanan bu yasanın 6,5 milyon işçi için, yani tüm kayıtlı ücretli çalışanların yüzde 58’i için fiili toplu sözleşme yasağı anlamına geldiğini; 12 Eylül askeri cuntasından miras alınan ve dünyanın hiçbir ülkesinde karşılığı olmayan, işçi-işveren ilişkisine devletin müdahale etmesi anlamına gelen sendikal barajların arkasına sığınmak isteyenler olduğunu; üstelik bütün bunları demokrasi maskesi adı altında yaptıklarını sözün hükmü bitene kadar anlatmaya devam edeceğiz. Kendini işçi sendikaları konfederasyonu olarak tanımlayan hiçbir örgütün, güncel ve öznel çıkarları için; işçi sınıfının uluslararası sözleşmelerle, tarihsel mücadelesiyle kazandığı hakların gaspına, sendikaların tasfiyesine yol açan işkolu barajının getirilmesine, sendikaya üye olma özgürlüğünün güvencesini sağlayacak yasa hükümlerinin (Sendikal Tazminat davası için 30 işçi ve en az altı aylık çalışmış olma şartının aranmaması) kaldırılmasına, grev hakkının özünü zedeleyecek, içini boşaltacak hükümlerin (dayanışma grevi, genel grev; grev çadırı kurma vb. yasakların) getirilmesine onay vermeyeceğine inanmak istediğimizi yineliyor, aksi halde bunu yapanların işçi sınıfı tarihinde kara birer leke olarak kalacaklarını hatırlatmanın tarihsel bir görev olduğunu düşünüyoruz” dedi.
 
Uslan ülke emekçilerinin yasaksız, barajsız, ILO sözleşmeleri ve Avrupa Sosyal Şartı ile uyumlu, sendikal hak ve özgürlükleri gerçek anlamda güvence altına alan, 12 Eylül’ün yarattığı tahribatı silmeye olanak sağlayacak sendikal bir mevzuatı hak ettiğini belirterek, demokratik bir yasanın çıkması için mücadelelerini sonuna kadar sürdüreceklerini kaydetti.
Paylaş