Savaşa karşı direniş

Emek Partisi Çanakkale İl Örgütü`nden yapılan açıklamada “AKP Hükümeti, olası bir silahlı müdahale durumu için TBMM’yi devre dışı bırakmaya ya da etkisiz bırakmaya hazırlanıyor. Bunun için bazı provokasyonlar gündeme gelebilir. Suriye’ye emperyalist müdahaleyi önlemek ve Ortadoğu’da savaşa karşı, birlikte mücadeleye çağırır” dendi.

396
Ortadoğu`da savaş çığlıkları atılırken, AKP iktidarı Suriye`ye yapılacak askeri müdahaleyi gündemde tutarkan, siyasi partiler ve demokratik kitle örgütleri savaş karşıtı açıklamalarına ağırlık verdi. Askeri müdahalenin Suriye ve bölgeye, barış ve istikrardan çok işgal, kan ve gözyaşı getireceği ifade ediliyor. Emek Partisi Çanakkale İl Örgütü, savaşa karşı ortak mücadele çağrısı yaptı. EMEP`ten yapılan açıklamada “ABD ve İngiltere’nin başını çektiği emperyalist güçlerin Suriye’ye karşı silah kullanma kararı AKP Hükümeti’ni çok sevindirdi. AKP, silah kullanmanın bir Suriye işgaline evrileceğini düşünüyor. Böyle bir işgal için oluşacak koalisyona katılacaklarını Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu hemen tereddütsüz açıkladı. Oysa, Türkiye’de yabancı ülkelere asker gönderme, savaşa girme gibi konularda TBMM karar veriyor. AKP Hükümeti, Ortadoğu ayaklanmaları başlamadan önce bölgedeki ülkelerle ticari ilişkilerini geliştirme ve ekonomik ve silahlı güçlerinin durumu nedeniyle de emperyalistlerin taşeronluğunu yaparak bölgede siyasi gücünü arttırma stratejisi izliyordu. Tunus’ta başlayan ve Mısır’dan sonra bütün Arap ülkelerine yayılan ayaklanmalardan sonra Tunus, Libya ve Mısır’da Müslüman Kardeşler ya da dinci iktidarlar işbaşına geldi. Bu aşamadan sonra AKP Hükümeti Ortadoğu’da İslam-Sünni iktidarlar ve partilerin hamiliğine soyundu. Tunus ve Mısır’daki Müslüman Kardeşler hükümetlerine para yardımında bulundu. Bu iktidarların kendilerine bağlı polis ve istihbarat örgütlerinin örgütlenmesinde onlara yardımcı oldu ve Türkiye’deki on yıllık iktidar tecrübesini onlara aktardı. Arap ayaklanmalarından önce Beşşar Esad ile iyi ilişkiler geliştiren, Suriye ile Türkiye arasındaki vize uygulamasını kaldıran, ortak Bakanlar Kurulu toplantısı yapan ve ticaret hacmini hızla büyüten Erdoğan, 2011’den sonra ve Suriye’de de El Kaide ve El Nursa çetelerinin silahlı mücadele başlatmasından sonra, birden Esad’a sırtını döndü ve şeriatçı teröristlerin bölgede Katar ve Suudi Arabistan ile birlikte en büyük destekçisi oldu. Katar ve Suudi Arabistan şeriatçı çetelere maddi yardımda bulunurken, AKP Hükümeti bu terörist örgütlerin Türkiye’de karargah kurması, Türkiye sınırından Suriye’ye askeri saldırılarda bulunmasına izin verdi. AKP Hükümeti, Tunus, Mısır, Libya’dan sonra Suriye’de de bir İslam-Sünni iktidarın kurulmasını çok fazla istiyor. AKP Hükümeti’nin Suriye’ye silahlı bir müdahale ve Suriye’nin işgal edilmesini hararetle istemesine rağmen Türkiye halkı savaşa sıcak bakmıyor. Son günlerde yapılan anketlerde halkın yüzde yetmişinden fazlasının savaşa ve Suriye’ye müdahaleye karşı olduğu görülüyor. On sene önce de ABD’nin Irak’ı işgalinden önce, ABD Türkiye’nin güneyinden Irak’a kara silahlı güçlerini sokmak istemişti. ABD’ye izin verilip verilmeyeceği konusunda TBMM’deki oylamada izin tezkeresi reddedildi. O günlerde iktidardaki AKP’nin bazı milletvekilleri dahi tezkere aleyhine oy kullanmıştı. Bugün de, TBMM’deki partiler (AKP hariç) Suriye’ye silahlı müdahaleye ve Türkiye’nin bu müdahaleye katılmasına karşı çıkıyor. Meclis dışındaki partilerin hemen, hemen tamamı da silahlı müdahale ve işgale karşı. AKP Hükümeti, olası bir silahlı müdahale durumu için TBMM’yi devre dışı bırakmaya ya da etkisiz bırakmaya hazırlanıyor. Bunun için bazı provokasyonlar gündeme gelebilir. Daha önce de, Suriye tarafından Türkiye sınırına havan topu atılması, bir ilçede bombalı araba ile 53 Türkiyeli sivilin öldürülmesi ve sınır ötesinden sıkılan mermilerle çok sayıda sivilin yaralanması, bazılarının ölmesi gündeme gelmişti. Partimiz, Suriye’ye silahlı müdahale yapılmasına karşıdır. Aslında çoğu Suriyeli olmayan El Kaide, El Nusra vb. silahlı güçlere emperyalist güçlerin verdiği desteğin son bulmasını istemektedir. Suriye’nin geleceğine; her türlü dış müdahaleden arındırılmış ve demokratik bir ortamda, Suriye halkının karar vermesini savunmaktadır. Partimiz mevcut siyasi durum karşısında, barış çalışmalarını siyasi çalışmaların merkezine koymuştur. Bir barış cephesi oluşturulmasına çalışmaktadır. 1 Eylül günü başta İstanbul olmak üzere Türkiye’nin pek çok kentinde barış yürüyüşleri ve mitingleri yapılacaktır. Partimiz, bütün barış ve demokrasi güçlerini; Suriye’ye emperyalist müdahaleyi önlemek ve Ortadoğu’da savaşa karşı, birlikte mücadeleye çağırır” dendi.
Paylaş