Sarıbaş`tan TBMM`ye önerge

CHP Çanakkale Milletvekili, TBMM KİT Komisyonu Üyesi Ali Sarıbaş, her yıl özel tiyatrolara yapılan destek yardımlarının bu yıl gezi eylemlerine destek verdiği ve katıldığı gerekçesi ile bir kısım özel tiyatrolara yapılan destek yardımlarının kesildiği yönündeki iddiaları TBMM`ye taşıdı.

529
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı`na konu ile ilgili soru önergesi veren CHP Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş, önergede yer alan soruların Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını talep etti. Sarıbaş; “Kültür ve Turizm Bakanlığınca Yerel Yönetimlerin, Derneklerin ve Özel Tiyatroların Projelerine Yapılacak Yardımlara İlişkin Yönetmelik’le Yerel yönetimlerin, özel tiyatroların ve asıl amacı kültür, sanat, turizmi ve tanıtım faaliyeti olan projelere Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesinden yardım yapılması ve bu yardımların kullanılması, izlenmesi, denetlenmesi ve kamuoyuna açıklanmasına ilişkin usul ve esasları kapsar. Buna göre; her yıl özel tiyatrolara yapılan destek yardımlarının bu yıl gezi eylemlerine destek verdiği ve katıldığı gerekçesi ile bir kısım özel tiyatrolara yapılan destek yardımlarının kesildiği iddia edilmektedir. Bu iddialar doğru mudur? Gezi eylemlerine destek ve katılım nedeni ile yardımdan mahrum bırakılan özel tiyatrolar hangileridir? Bu yetmiyormuş gibi Bakanlığın yardım yapmayı düşündüğü tiyatrolara da “Genel ahlaka uygun oyun” sergilemeleri için protokol imzalama zorunluluğu getirildiği, “Genel ahlaka uygun oyun” serilemeyen tiyatroların ise yapılan yardımları, 15 gün içerisinde yasal faiziyle birlikte geri alınacağı, ayrıca, tiyatrolardan, sahneleyecekleri oyunun metninin de istendiği, tüm bu konuları takip etmek üzere Bakanlıkta “Değerlendirme Komisyonu”nun kurulduğu iddia edilmektedir. Tüm bu iddialar doğru mudur? Doğru ise tüm bu girişimlerle, tiyatroları kendi siyasi düşüncenize göre dizayn ederek, özgürce sanat yapmalarını engellemeyi mi amaçlıyorsunuz? Zaten, sanat emekçilerinin yevmiyelerini ödemekte zorlanıp, kira, elektrik, su ve telefon paralarını ödemekte sıkıntı yaşayıp ayakta durabilen özel tiyatrolara, çeşit bahaneler uydurarak yapılan yardımların kesilmesi yada “genel ahlaka uygun oyun” olup olmadığı gibi çağdışı bir protokol imzalamaya zorlanması, tiyatrolarımız adına olumsuz bir gelişme, sanat adına düşündürücü ve ürkütücü bir durum değil midir? Bakanlıkta oluşturulan “Değerlendirme Komisyonu” hangi oyunun genel ahlak kuralına uygun olup olmadığına nasıl karar verecektir? Genel ahlak kuralları ile kastedilen nedir? Bunun ölçütü nedir? Ülkemizin yüz akı olan tiyatro sanatçıları, yazar ve yönetmenleri, neyin genel ahlak kuralına aykırı olup olmadığına karar veremeyecek ve kendi içerisinde otokontrolü sağlayamayacak düzeyde ve yetkinlikte olmadıklarından mı Bakanlık bünyesinde “Değerlendirme Komisyonu” kurulmuştur? Tiyatro, kültürel gelişmeyi sağlayan, gizli güçlerin en başında gelen, sanatsal yaratıyı en etkin biçimde topluma aktaran bir yaşam bilimi ve toplum sanatıdır. Tiyatro, uyarı görevinin yanında toplumu ortak komplekslerinden ayıran, gerçek düşünce erkini, özgürlüğünü sağlayan tiyatroyu, desteklemek yerine, çeşitli bahanelerle yardımlarını kesmek ve yardımı belirli kurallara bağlamak doğru mudur? Bakanlığın görevi sanatı desteklemek midir? Yoksa köreltmek midir? Kültür ve Turizm Bakanlığı Bütçesinden, kültür, sanat ve tanıtım faaliyetleri çerçevesinde Özel Tiyatrolara yardım yapılmaktadır. Kültür ve Turizm Bakanlığınca Özel Tiyatrolara verilen destek yardımlarda, bu yıl gezi eylemlerine destek verdikleri gerekçe gösterilerek, pek çok özel tiyatroya yapılan yardımı kesmiştir. Bu yetmiyormuş gibi, yardım yapılacak özel tiyatrolara ise “genel ahlak kurallarına uygun oyun” sahnelemeleri koşulu ile yardım yapılacağını belirterek, bu doğrultuda, genel ahlak kurallarına uyacaklarına dair özel tiyatrolar, protokol imzalamaya zorlamışlardır. Ayrıca, sahnelenecek oyun metninin bakanlığa verilmeleri şartı getirilmiştir. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bu uygulaması son derece yanlıştır. Bakanlık özel tiyatrolara uyguladığı bu cezalandırma yöntemi ile zaten ayakta zor duran, kirasını, elektrik, su ve vergilerini zor ödeyebilen tiyatrolarımızın yaşam hakkını da elinden almak istemektedir. Sanat, kültüre, tiyatroya destek verip onların yaşamalarını olanak sağlaması gereken Kültür ve Turizm Bakanlığı, bu uygulama ile gücünü benden olan yaşasın, olmayan ölsün mantığı ile hareket etmeye hakkı yoktur. Kültür ve Turizm Bakanlığı bu skandalla kalmayıp, yardım yapacağı özel tiyatrolara, “benim istediğim gibi oyunlar sahnelerseniz yardım yaparım” diyerek, baskı altına almaktadır. Hatta sergilenecek oyunların genel ahlak kurallarına uygun olmasına isteyerek, protokol imzalamaya zorlamaktadır. Bu uygulama medeni bir ülkenin Kültür ve Turizm Bakanlığına hiç yakışmaz. Olsa olsa diktatörlükle yönetilen, faşist rejimlerin Kültür Bakanlıklarına yakışır. Kültür ve Turizm Bakanlığı, toplumun sesi, gözü, kulağı olan sanatı ve sancıyı cezalandıracağız diye tüm halkı cezalandırmış oluyor. Bu uygulamayı kökten reddediyor, kınıyor ve bir an önce düzeltilmesini istiyorum. Sanat ve sanatçının her zaman yanında olduğumu bu vesile ile bir kez daha belirtiyor, haklı davalarında verecekleri her mücadelenin de her zaman yanında olacağımı bilmelerini istiyorum” dedi.
Paylaş