Sarıbaş`tan meclise uyarı: “Gelin çevreyi katletmeyelim”

Elektrik Piyasası Kanunu Tasarısı`nda değişiklik yapılması ile ilgili önergesi üzerine TBMM`de konuşma yapan CHP Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş, çevre felaketlerine karşı uyarılarda bulundu.

722
Görüşülmekte olan 426 sıra sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Tasarının geçici 8. maddesinde bulunan "Bu sürenin üç yıla kadar uzatılmasında Bakanlar Kurulu yetkilidir" ibaresinin tasarı metninden çıkarılmasını arz eden Sarıbaş; “Son on yılda ülkemiz, dünyada finansman açısından bolluk yaşamasına, Mecliste çoğunlukla tek parti iktidar olmasına karşın bu elverişli dönemi kaçırmıştır. AKP, ülkemizin gelişmesi ve vatandaşlarımızın mutluluğu adına kalıcı bir reform yapmamıştır. Bu nedenle vergi gelirlerinde başta enerji ürünlerinden alınmak üzere yüzde 70`i dolaylı vergilerle toplanmaktadır. AKP ülkeyi iyi yönetememiştir. Evlerde 13 euro-sente ulaşan elektrik fiyatlarıyla dünyanın en pahalı -Bakanım az önce söyledi ama- 11`inci ülkesiyiz. Ülkemizde üretilen elektriğin yüzde 46`sı doğal gazdan, yüzde 12,2`si ithal kömürden elde edilmektedir. Fuel-oil gibi diğer ithal kaynakları da sayacak olursak tüm elektrik üretimimizin yüzde 70`ini ithal girdilerle gerçekleştirmektedir. Bu da ülkemizin dışarıya yaklaşık 42 milyar dolar para aktarması anlamına geliyor. 1990 yılında yüzde 48,1 iken 2011 yılında yüzde 27,6 yerli kaynaklarla elektrik üretilirken her geçen gün yerli kaynaklarla elektrik tüketimi düşmüş, dışa bağımlılık da o oranda artmıştır. Bu da şunu gösteriyor: AKP`nin dış kaynaklara sığınmanın dışında bir enerji politikası yoktur. Hiç olmazsa 2008`de yüzde 14,4 iken, 2011 yılında yüzde 25,1`e çıkan kayıp ve kaçakları önleyin de, hiç olmazsa böylelikle ülkemizin 15 milyar doları dışarıya gitmemiş olsun. TEDAŞ bu yılın başında elektriğe 14,76 indirim yaptı. AKP, bu düşüşü, meskenlerde en az 11,13`lük indirime denk gelmesine karşın, fiyatlara yansıtmadı” dedi.
 
Termik santrallere dikkat çekti
“Termik santrallerin kuruluş ve yer seçimleriyle ilgili ÇED süreci de ülkemizde yeterince dikkate alınmamaktadır” diyen Sarıbaş; “Hava kirliliği, kül atıkları barajların çevrede oluşturduğu partikül ve yer altına sızan kimyasal atıklar sonucunda ülkemizde kanser hastalıklarının arttığı görülmektedir. Termik santrallerin 50 kilometre yarı çaplı çevresinde yaşayan vatandaşlarımızın tedbir alınmadığı takdirde ömürlerinin otuz-otuz beş yılı çalınmakta, dolayısıyla da erken ölümler gerçekleşmektedir. Örneğin Çan 18 Mart Termik Santrali`nin yer seçimi doğru yapılmamıştır. Kül barajları projeye uygun bir şekilde yapılmamıştır. Kazanlarda uygun kömür kullanılmadığı gibi kireç taşı da yeteri kadar kullanılmamaktadır. Bu nedenden dolayı Kazdağları ve Çanakkale`miz olumsuz etkilenmektedir. Emisyon hacminin bu santrallerden başka santralin kurulmasına izin vermesine rağmen, 1600 megavat gücünde Bekirli Termik Santrali kurulmuştur. Bu da yetmiyormuş gibi Karabiga`da 1.320, Kirazlıdere`de 671 ve 660, Lapseki Adatepe`de bunlara eş değer termik santralin ithal kömüre dayalı kurulması için izin verilmiştir” şeklinde konuştu.
 
“Çevreye, tarihe saygı bu mudur?”
Sarıbaş; “Şimdi, soruyorum: Çevreye, tarihe saygı bu mudur? Termik santralle ilgili yer seçimi hangi kıstaslara göre yapılmıştır? Acaba vatandaşımızı ikna et, tarlayı al, gel, ben hemen izin veririm anlayışı mı hâkimdir? Yine yargıdan kaçıyorsunuz. Çevre kanunlarına riayet etmeden üç yıl, yani 2018`den 2021`e kadar, 2023`teki hedefleriniz çevreyi kirleterek ve özelleştirilmiş bu firmaları koruyarak mı geçecektir? Yargıyı baypas etmeyelim; insanlarımıza kıymayalım; çevreyi katletmeyelim. İnsan ve çevre her şeyin üstündedir” diye konuştu.
Paylaş