Sarıbaş`tan direnişe destek

CHP Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş, Taksim Gezi Parkı`nda yaşanan direnişe destek verdi.

573
Konu ile ilgili açıklama yapan CHP Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş; “Taksim Gezi Parkında başlayıp beş gündür tüm Yurt Sathı ile dünyanın pek çok yerinden destek alan başkaldırı ve Halk Ayaklanması ile başlayan sürece nasıl geldik. Ülkemizin üzerine bir karabulut gibi çöreklenen AKP, seçimlerde çeşitli ayak oyunları ve hilelerle kazanmış oldukları belediye başkanlıkları ve milletvekili çoğunluğu ile Halkın tüm değerlerini yok sayarak değiştirmeye, yaşam biçimine yön vermeye başladı. Bu biçimlendirme ve yön verme öyle bir hal aldı ki baskı, zulüm ve işkenceye dönüştü. AKP’nin bu baskıcı ve zulmedici uygulamaları yavaş yavaş bir polis devletine dönüşmeye başladı. Tabi AKP’nin gerçek niyeti toplumun tüm yaşam biçimini kökten değiştirerek, sözüm ona ılımlı İslam modelini Türkiye’ye yerleştirmekti. AKP, öncelikle milli değerlerimizle dalga geçerek, 23 Nisan’ları, 29 Ekim’leri, 19 Mayıs’ları yok sayarak, toplumun gözünde değersizleştirerek, sıradan bir günmüş gibi yok saymaya çalıştı. Hatta o kadar ileri gitti ki Türkiye Cumhuriyeti’ni (T.C) kurum ve kuruluşların tabelalarından kaldırmaya çalıştı. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi Cumhuriyetimizin Kurucularını aşağılayıcı, Onları küçük düşürücü söz ve eylemlerden geri durmadı. Tabi tüm bunları ülke yönetimindeki başarısızlıklarını örtbas etmek, vurgun, talan ve ülke kaynaklarını eş dost ve yandaşa peşkeş çekme girişimlerini perdelemek adına, işçinin, köylünün, esnafın içinde bulunduğu zor durumun, hayat pahalılığının, işsizlik ve yoksulluğunun tartışılmasının önünü almak gündem değiştirmek üzere kullandı” dedi. “AKP, baskıcı uygulamaları ile basın yayın kuruluşları üzerine giderek, onları sindirerek, Halkın özgürce bilgi alma kanallarını yok etti” diyen Sarıbaş; “Ticaretle uğraşanların üzerine kurmuş olduğu vergi terörü ile Sanayici ve İşadamlarını sindirdi. Din kisvesi altında, inançlı insanlardan topladığı paralarla, holdingler kurup, banka, şirket, gazete, televizyon sahibi odu, partilerine kaynak yaratarak, bu kaynağın siyasal güce dönüşmesi sağladı. Ülkesinde insanlar açlıktan, yoksulluktan kıvranırken, ABD’nin taşeronluğuna ihalesini alarak, Büyük Orta Doğunun Eş Başkanlığına soyundular. Bu görevi en layığı ile Libya’da, Mısır’da, Tunus’ta yerine getirip, Irak’ta milyonlarca Müslüman’ın katledilmesi, kadınların tecavüze uğramasına seyirci kalıp, Amerikan askerlerine başarılar diledi. Tüm bunlar Türk kamuoyunun önünde gerçekleştirilirken, amaçlarına ulaşmak için her yolun mubah olduğunu söyleyip önlerine çıkabilecek tüm engelleri birer birer aşmaya çalıştılar. Bunların başında da Cumhuriyetimizin Kurucu unsuru, dünyanın tüm mazlum halklarına örnek olacak Ulusal Kurtuluş ve Bağımsızlık Savaşını vermiş Türk Ordusu’nu dize getirmesi gerekiyordu. Onu da çok şükür yalan beyan ve uydurma belgelerle bir tek kurşun atmadan Kahraman Türk Ordusu’nun değerli komutanlarını, subay ve astsubaylarını esir alarak zindanlara attı” şeklinde konuştu.
 
“Halkımızın yanındaydık”
CHP olarak eylemlerde halkla birlikte omuz omuza verdiklerini kaydeden Sarıbaş şu şekilde konuştu: “Üniversiteleri birer bire ele geçirdi, Yargı Bağımsızlığını ortadan kaldırarak güdümlü hale getirdi. Sendikaların, Sivil Toplum Örgütlerinin kollarını, dallarını keserek işlevsiz hale getirdi. Yapılan tüm bunlar beceriksizliklerini, bilgisizliklerini örtbas etmenin çabası ile baskılar ağırlaşarak devam etti. Son olarak ABD’ye yaptığı ziyaretin de başarısız geçmesi, sırtının sıvazlanarak fırça yemesi, Suriye politikasındaki başarısızlığının yanında bir de üstüne üstelik resmi rakamlara göre 52 vatandaşımızın ölümü, yüzlercesinin yaralanmasının yanında, ekonomideki başarısızlığı da eklenince, Taksim Gezi Parkı’ndaki ağaç katliamı bardağı taşıran son damla oldu. İşte olan oldu. Sen Halkı hiçe sayarak, “Ben %50 oy aldım, (bu oyu nasıl aldığın belli) bildiğimi yaparım. Bana kimse karışamaz” diyerek efelenir, kabadayılık yaparsan olacağı bu olur. Hiçbir şey Halka rağmen yapılamaz. Bir kıvılcım halkı ayağa kaldırdı. Burada polisin düşmanca tavrını da göz ardı etmek doğru değildir. Sanki Türkiye Cumhuriyeti’nin polisi değil de Tayip Erdoğan’ın özel güvenlik elamanları, korumaları. Halka yönelik düşmanca girişimleri affedilmez. Halkımızın bu haklı davasında Cumhuriyet Hal Partisi olarak Genel Başkanı, Parti Meclisi Üyeleri, Milletvekilleri, Belediye Başkanları, İl ve İlçe Örgüt ve Yöneticileri ile tüm partililerimiz Başta Taksim olmak üzere Yurdun dört bir yanında Halkımızla iç içe, omuz-omuza yanlarındaydık. Tayibin polisinden cop da yedik, gaz de yedik. Bunların hepsi yüce halkımıza helal olsun.”
Paylaş