Rektör Laçiner, kafaları karıştırdı!

ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner, “ İdarecilerin halkı, halkın idarecileri, farklı grupların birbirlerini dinlemesi gerekir” şeklindeki açıklaması dikkat çekti. Daha önce polis şiddetini övdüğü yönünde eleştirilen Laçiner`in böylesi bir açıklamaya imza atması kafaları karıştırdı.

834
ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner, önceki gün Korolar Festivali`nde yaptığı konuşmada ilginç bir çıkış yapmıştı. Çanakkale ve bazı internet sitelerinin de yer verdiği açıklamada Laçiner, “Bütün tabiat müzik yapıyor. Bilim adamları atomun içinde mini bir melodinin olduğunu söylüyor. İnsanın en küçük yapı taşında bile anlamlı seslerin çıktığı biliniyor. Dünya dönerken büyük bir ses çıkarıyor. Bunun da melodiye yakın bir ses olduğu söyleniyor. Bazıları gürültü diyorlar. Ama gürültü anlamadığınız ses demektir. Eğer sokağa kulak verirseniz sokaktan gelen sesin son derece anlamlı olduğunu görüyorsunuz. Denizin kıyısında durduğunuzda denizin anlamsız sesler çıkarmadığını, belli bir sirkülasyon içerisinde resmen şarkı söyler gibi, beste yapar gibi sesler çıkardığını görüyorsunuz. Sokaktaki kornolar, pazardaki insan sesleri bile aslına bakarsanız hayatın müziğini yapıyor. Ama kulak vermezseniz bu bir gürültüye dönüyor. Bir diktatör için insanların sesi gürültüdür ve susturulması gerekir. Ama demokratik bir rejimde insanların sesi duyulması gereken bir şarkıdır, melodidir” demişti.
 
 
Açıklamanın açıklaması!
Rektör Laçiner, bu açıklamanın ardından da dün, ÇOMÜ resmi İnternet sitesinden  “Yanlış anlaşıldım” diyerek bir düzeltme açıklaması yaptı. Ancak bu açıklamada da benzer ifadeler kullanmaya devam etti. Laçiner, “Bu bağlamda Korolar Festivali’nde hayatın seslerine daha fazla kulak vermemiz gerektiğini ifade ettim. Hayatın en küçük parçası olan atomdan makro kosmosa kadar her varlığın kendince bir ses çıkardığını, bunun tatlı bir ahengi de içinde barındırdığını vurguladım. Bu bağlamda sokaktaki gürültü sandığımız kornaların, bağırış çağırışın dahi bir dili olduğunu ifade ettim. Diktatörlüklerde gürültü sayılan seslerin demokrasilerde uyumlu bir melodiye dönüştüğünü vurguladım. Bunun için ise öncelikle birbirimizi dinlememiz gerekir. İdarecilerin halkı, halkın idarecileri, farklı grupların birbirlerini dinlemesi gerekir. Aksi takdirde ortaya demokrasi denen melodi çıkamaz, tam tersine kimsenin kimseyi anlamadığı bir kaosla karşı karşıya kalırız” dedi.
 
“TOMA`lar olmasaydı”
ÇOMÜ Rektörü ve Star Gazetesi yazarı Prof. Dr. Sedat Laçiner, 4 Temmuz tarihli köşe yazısında ise Gezi Parkı olaylarını hatırlatarak, “Kamu düzeni devasa düzeylerde bozularak ülke yönetilemez bir halde gösterilmek istendi. Başbakanlık makamını işgal etme arzusunun arkasında Başbakanı`ndan bir Kaddafi veya bir Saddam görüntüsü çıkarma gayreti vardı. Olayların bir adım sonrası hükümetin sokak şiddeti üzerinden yıkılmasıydı. Kısacası olaylardan beklenen hasat bambaşkaydı. Eğer polis sıkı durmasaydı, TOMA`lar ve gaz olmasaydı bambaşka bir Türkiye`ye uyanmış olacaktık” demişti. Laçiner, bu sözleri ve yazının devamı için polis şiddetini överek, şiddeti meşrulaştırdığı gerekçesi ile eleştirilmişti.
 
Tweet de atmıştı
ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner, geçtiğimiz günler de “Hukuk devletinde tek meşru şiddet kolluk güçlerinin hukuk adına uyguladığı şiddettir. Onun dışında kalanlar gayrimeşrudur” tweeti ile gündeme gelmişti. İstanbul, Ankara, Antakya ve Eskişehir gibi illerde polis müdahalesi sonucu yurttaşların hayatlarını kaybetmesi, gözlerini kaybederek kalıcı engel ile yaşamalarının ardından Laçiner`in bu tweet`i tepki çekmeye yetmişti. Polisin müdahalesini meşrulaştırdığı iddiası ile eleştirilen Laçiner`in bugün bu açıklamalarının tam tersi bir açıklamaya imza atması dikkat çekti.
Paylaş